58Sebe Suresi 51-54
Hatalı Çevrilen Ayetler
58Sebe Suresi 51-54
Hatalı Çeviri:
51. (Resûlüm!) Telaşa düştükleri zaman, bir görsen! Artık kurtuluş yoktur, yakın bir yerden yakalanmışlardır.
52. (İş işten geçtikten sonra:) «Ona inandık» demişlerdir, ama uzak yerden (dünya hayatı gelip geçtikten sonra) imana kavuşmak onlar için nasıl mümkün olur?
53. Halbuki daha önce onu (hakkı) inkâr etmişlerdi. Uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı.
54. Artık, bundan önce benzerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzu ettikleri şey arasına perde çekilmiştir. Şüphesiz onlar, kendilerini endişeye düşüren bir korku içindeydiler.
Doğru Çeviri:
51Ve sen onları korkuya kapıldıkları zaman bir görsen; artık kaçmak yoktur. Ve yakın bir yerden yakalanmışlardır.
52Ve onlar: “O'na iman ettik” dediler. Fakat onlar için uzak bir yerden el sunmak/ulaşabilmek nerede?
53Hâlbuki daha önce dünyada O'nu kesin olarak bilerek reddetmişlerdi/ O'na inanmamışlardı. Uzak bir yerden boşa atıp tutuyorlardı.
54Artık tıpkı bundan önce benzerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzularının arasına set çekilmiştir. Şüphesiz onlar endişe veren bir kesin olmayan, eksik bilgi içinde idiler.
Bu ayetlerde Resulullah’a hitap edilerek yalanlayıcıların iş işten geçtikten sonraki yeis ve beis halindeki durumları ortaya konmaktadır:
Onlar yakalanmış ve tutuklanmışlardır. Artık "inandık, inandık!" diye feryat etmektedirler. Ne var ki, her şey bitmiş, iman etmenin işe yaramayacağı bir dönem başlamıştır. Önceki yalanlayıcılara da yapıldığı gibi, arzu ve istek defteri kapatılmış, sıra hesabın alınmasına gelmiştir.
Müşriklere yönelik tehditler içeren bu ayet grubunda önce kıyamet gününe, sonra da müşriklerin düşeceği kötü duruma değinilmektedir. "Hâlbuki daha önce [dünyada] O’nu kesin inkâr etmişlerdi. Uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı" ifadesine göre, Rabbimiz onların uzak bir yerden, yani dünyadan cahilce atıp tutarak ahireti yalanladıklarına işaret etmektedir. Onların bu hallerini Secde/12’deki "Ey Rabbimiz! Gördük ve dinledik, şimdi bizi geri çevir de salih bir amel işleyelim, biz artık kesin bir şekilde inanıyoruz" şeklindeki pişmanlıklarıyla birlikte değerlendirdiğimizde, henüz dünyadayken gayb [ahirette kendilerini bekleyen gelecek] hakkındaki bu yaklaşımlarının nasıl bir atıp tutma olduğu daha iyi anlaşılmaktadır.
"Artık tıpkı bundan önce benzerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzularının arasına set çekilmiştir" ifadesi, peygamberleri yalanlayan geçmiş kavimlerin başından geçen hallere bir atıftır. Allah'ın azabı üzerlerine çöktüğünde bu toplumlar da iman etmeyi istemişler, ancak bu istekleri kabul edilmemişti:
84Sonra da ne zaman hışmımızı gördüler: "Allah'ın birliğine inandık ve O'na ortak koştuğumuz şeyleri kabul etmedik" dediler.
85Ama hışmımızı gördükleri zamanki imanları kendilerine yarar sağlayacak değildi. –Allah'ın, kulları hakkındaki sürüp giden tutumu...– İşte kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden o kimseler burada kaybettiler, zarara uğradılar. [Mü’min/84, 85]
99,100Sonunda onlardan birine ölüm geldiğinde, "Rabbim, terk ettiğim şeylerde sâlihi işlemem için beni geri döndür" dedi. Kesinlikle onun düşündüğü gibi değil! Bu, şüphesiz onun söylediği bir sözdür. Onların tekrar diriltilecekleri güne kadar onların arkalarında bir engel vardır. [Mü’minun/99, 100]
Kur’an’ın bu konudaki mesajlarından anlaşılan, inkârcıların yeniden dirildikleri andan itibaren bu dünyaya dönme veya yeniden iman edecekleri bir hayatı yaşama arzularının kesinlikle yerine getirilmeyeceğidir.*
*İşte Kuran, Sebe Suresi
Yorumlar -
Yorum Yaz