• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

59Zümer Suresi 75




Hatalı Çevrilen Ayetler


59Zümer Suresi 75


Hatalı Çeviri:
75. Melekleri görürsün ki, Rablerine hamd ile tesbih ederek Arş'ın etrafını kuşatmışlardır. Artık aralarında adaletle hükmolunmuş ve «alemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun» denilmiştir.



Doğru Çeviri:
75Ve sen, evrendeki tüm güçleri247 en büyük tahtın248 bir kenarından dolaşanlar249 olarak, Rablerinin övgüsüyle birlikte Allah'ı noksan sıfatlardan arındırdıklarını görürsün. Ve onların aralarında ödül, ceza hak ile gerçekleştirilmiştir. Ve “Tüm övgüler âlemlerin Rabbi Allah'adır” denilmektedir.



Bu ayette, cennet ehline Allah’ın tecellisi olarak Allah’ın azametinin, kibriyasının gösterileceği bildirilmektedir. Gösterileceği bildirilen bu ilahî tecelli, çok sanatsal bir benzetme ile ifade edilmiştir: Allah iktidar tahtında oturmakta, tüm güçler ise O’nu arındırarak ve övgüleyerek etrafında dolaşmaktadır.

Bu tür benzetmeleri başka ayetlerde de görmekteyiz:

Hiç şüphesiz Allah'ın koruması altına girmiş kimseler cennetlerdedir, ırmaklardadır/aydınlıklardadır. Çok güçlü sahip, yöneticinin huzurundaki "doğruluk oturma yerleri"nde; doğru kimselere mahsus olan, yalan söylenmesi mümkün olmayan, yok olma ihtimali bulunmayan sabit makamlardadırlar. [Kamer/55,55]

Sûr'a bir tek üfleme üflendiği, yeryüzü ve dağlar yerlerinden kaldırılıp bir çarpışla birbirine çarpılarak darmadağın olduğu zaman, işte o gün, "o olay" olmuştur. Ve gök yarılmıştır, artık o, o gün dayanaksızdır. Tüm güçler, semanın çevresindedirler. O gün Rabbinin büyük tahtını; varlığını birliğini, yüceliğini, en yüksek makamın sahibi olduğunu, yok edilen eski varlıkların yerine yaratılan, daha iyi, daha mükemmel yeni varlıklar yansıtırlar. [Hakka/13-17]

Burada konu edilen "melekler", Bakara/30-34’ten oluşan pasajda geçen meleklere benzemektedir. Allah’ın yarattığı tüm güçler, sistemler cennette de Allah’ı tesbih ve takdis etmektedirler.*




247 Melâike ve bunun tekili olan melek, sesteş sözcüklerdir. Hem “elçi göndermek” anlamına gelen ulûk kökünden, hem de “kuvvet, yönetim gücü” anlamındaki melk kökünden türemiş olabilir. “Elçi göndermek” anlamına gelen ulûk kökünden türemiş melek, melaike sözcükleri, “peygamberleri, vahiy âyetlerini” ifade ederler. Melk kökünden gelen melek, melaike sözcükleri de “doğadaki maddî ve enerjik tüm güçleri” ifade eder. Tesbitlerimize göre Kur’ân'da geçen bu sözcükler, her iki kökten de türemiş ve türediği kökün anlamına göre farklı manalarda kullanılmıştır. Yani melâike sözcüğü, Kur’ân'da bazen birinci anlamda, bazen de ikinci anlamda kullanılmıştır. Sözcüğün Kur’ân'da hangi anlamda kullanıldığı ise, yer aldığı pasajın söz akışından ayırt edilmektedir.

Melek sözcüğü ile ilgili ayrıntılı açıklama Tebyînu'l-Kur’ân'da verilmiştir.


248 Arş, “en büyük, en yüksek makam koltuğu/taht” demektir. Kur’ân'da 26 kez geçer. Bunlardan dördü Neml sûresi'nde Sebe melikesinin tahtı, biri de Yûsuf sûresi'nde Yûsuf peygamberin tahtı olmak üzere kullar için geçerken, 21 tanesi mecâzî olarak Allah'ın tahtı olarak geçer.

Burada arşın, mecâzen Allah'a izafe edilmesi, Allah'ın en yüksek makam sahibi oluşunun, O'ndan üstün bir idarecinin bulunmayışının beyanıdır.


249 Bu âyette, cennet ehline Allah'ın tecellisi olarak Allah'ın azamet ve kibriyasının gösterileceği bildirilmektedir. Gösterileceği bildirilen bu ilâhî tecelli, çok sanatsal bir benzetme ile ifade edilmiştir: Allah iktidar tahtında oturmakta, tüm güçler ise O'nu arındırarak ve övgüleyerek etrafında dolaşmaktadır. Burada konu edilen melekler, Bakara/30-34'den oluşan pasajda geçen meleklere benzemektedir. Allah'ın yarattığı tüm güçler, sistemler cennette de Allah'ı tesbih ve takdis etmektedirler.




*İşte Kuran, Zümer Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim