• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

61Fussilet Suresi 51-54




Hatalı Çevrilen Ayetler


61Fussilet Suresi 51-54


Hatalı Çeviri:
51. İnsana bir nimet verdiğimiz zaman (bizden) yüz çevirir ve yan çizer. Fakat ona bir şer dokunduğu zaman da yalvarıp durur.

52. De ki: Ne dersiniz, eğer o (Kur'an), Allah tarafından ise siz de onu inkâr etmişseniz o zaman (haktan) uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim vardır?

53. İnsanlara ufuklarda ve kendi nefislerinde âyetlerimizi göstereceğiz ki onun (Kuran'ın) gerçek olduğu, onlara iyice belli olsun. Rabbinin her şeye şahit olması, yetmez mi?

54. Dikkat edin; onlar, Rablerine kavuşma konusunda şüphe içindedirler. Bilesiniz ki O, her şeyi (ilmiyle) kuşatmıştır.


Doğru Çeviri:
51Ve Biz insana nimet verdiğimiz zaman o mesafeli durur, yan çizer. Kendisine bir kötülük dokunduğu zaman da geniş geniş dua sahibidir; yalvarır da yalvarır.

52De ki: “Hiç düşündünüz mü? Eğer Kur’ân, Allah katından olup da sonra siz bu gerçeği örtbas etmişseniz… Kendisi uzak bir ayrılığın içinde bulunan kimseden daha sapık kim olabilir?”

53Onun hak olduğu ortaya çıkıncaya kadar, hem dış dünyada, hem kendi bünyelerinde259 alâmetlerimizi/ göstergelerimizi onlara göstereceğiz. Rabbinin şüphesiz her şeye tanık olmuş olması da yetmedi mi?

54Gözünüzü açın! Şüphesiz onlar Rablerine kavuşmaktan bir şüphe içindedirler. Gözünüzü açın! Şüphesiz Allah, her şeyi kuşatandır.


51Ve Biz insana nimet verdiğimiz zaman o mesafeli durur, yan çizer. Kendisine bir kötülük dokunduğu zaman da geniş geniş dua sahibidir; yalvarır da yalvarır.

52De ki: “Hiç düşündünüz mü? Eğer Kur’ân, Allah katından olup da sonra siz bu gerçeği örtbas etmişseniz… Kendisi uzak bir ayrılığın içinde bulunan kimseden daha sapık kim olabilir?”

53Onun hak olduğu ortaya çıkıncaya kadar, hem dış dünyada, hem kendi bünyelerinde alâmetlerimizi/ göstergelerimizi onlara göstereceğiz. Rabbinin şüphesiz her şeye tanık olmuş olması da yetmedi mi?



Önceki ayetlerde insanın bencilliği, aç gözlülüğü, ikiyüzlülüğü gibi temel karakter özelliklerine değinilmiş ve insanın değişken bir tabiatta yaratıldığı, şayet kendisinde kuvvet görürse alabildiğine kibirlenip büyüklük tasladığı; zayıflık, kuvvetsizlik ve gevşeklik gördüğünde de zillet ve miskinliğini iyice ortaya koyduğu açıklanmıştı. Bu ayetlerde ise Kur’an ile ilgili bunca açıklamaya rağmen Kur’an’ı hâlâ tanımamakta ısrar edenlere bir uyarı daha yapılmıştır. Bu uyarıya göre, Kur’an’ın hak olduğu, afak ve enfüsten mucizeler ile ortaya konacak, ispat edilecektir:

20-22Ve hiç tereddütsüz, kesin inanacaklar için, yeryüzünde ve kendi içinizde nice alâmetler/göstergeler. Ve sizin rızkınız/sizin rızık vereniniz, sizin vaat olunduğunuz şeyler göktedir. Hâlâ görmüyor musunuz? [Zariyât/20-22]

Konumuz olan ayetin işaret ettiği mucizeler klasik kaynaklarda çok yüzeysel olarak açıklanmıştır. Hemen hemen hepsi de enfüsteki ayeti Mekke’nin fethi, afaktaki ayeti de İslam’ın Mekke dışına yayılması olarak açıklamışlardır.

Halbuki ayet açıkça insan bedeninden, çevredeki varlıklardan ve sistemlerden Kur’an’ın hak kitap olduğu gerçeğinin anlaşılacağı mesajını vermektedir.

Bugün açıkça görüyoruz ki, Kur’an bize insan bedeninde ve evrende binlerce mucize olduğunu göstermiştir. Bu mucizelerden bazısı, yeri geldikçe bu çalışmada da dile getirilmiştir. Bu mucizelerin on beş asır önce Kur’an’da yer almış olması, onun bir beşer derlemesi olmayıp Allah’ın indirmesi olduğunun kanıtıdır.

2008 yılı itibariyle, Kur’an’da ortaya konan enfüsi ve âfâki mucizelerden bir kısmı şunlardır:

ENFÜSİ MUCİZELER:

Her insanda koruyucu hücrelerin varlığı, eşler halinde yaratılma, meninin bir karışım olduğu, cinsiyetin belirlenmesi, rahim duvarında asılı olma, bir çiğnemlik et parçası olma, kemiklerin oluşumu ve etle kaplanması, üç karanlıkta yaratılma...

AFAKÎ MUCİZELER:

Evrenin sürekli genişlemesi, yokluktan yaratılma, evrenin gaz aşaması, evrendeki mükemmel yörüngeler, Güneş’in akıp gitmesi, Güneş ve Ay’ın farkı, ayın yörüngesi, gökyüzünün tabakaları, yeryüzünün tabakaları, gökyüzünün korunmuşluğu, göğün geri çevirdikleri, gökyüzünün direksiz yükselişi, dünyanın geoit [Devekuşu yumurtasına benzeyen, tam küre olmayan, kutuplardan basık, küremsi] şekli, dünyanın ve uzayın çapları, döndükçe kutupların basıklaşması, dünyanın dönüşü, aşılayıcı rüzgârlar, yağmurdaki ölçü, suyun çevrimi, kazık şeklindeki dağlar, petrolün oluşumu, solunum ve fotosentez, gökyüzüne yükselmenin zorluğu, bitkilerdeki erkeklik ve dişilik...

Saydığımız bu biyolojik, fiziksel ve kevnî olgular, Kur’an’ın indiği dönemde bilinmeyen şeylerdir. Bu nedenledir ki, bilimin yeni keşfettiği sistemlerin Kur’an’da yer alması, Kur’an’ın Allah’tan gelme hak kitap olduğuna çok açık ve büyük bir kanıttır.

166Fakat Allah, sana indirdiğine –ki onu Kendi bilgisiyle indirmiştir– şâhitlik eder. Tüm âyetler de şâhitlik ederler. Şâhit olarak da Allah yeter. [Nisa/166]

72De ki: "Belki de çabuklaştırmakta olduğunuzun bir kısmı size yetişmiştir bile. 91-93Ben ancak her şeyin sahibi olan ve burayı dokunulmaz kılan Mekke'nin Rabbine [Bkz. 68 nolu not.] kulluk etmekle emrolundum. Ve ben Müslüman olmamla ve Kur’ân'ı okuyup izlememle emrolundum. Artık kim kılavuzlanan doğru yola düşerse, yalnız kendisi için kılavuzlanan doğru yola düşmüş olur. Kim de saparsa hemen ‘Ben sadece uyarıcılardanım". Ve de, "Bütün övgüler Allah'a mahsustur; başkası övülemez. O, âyetlerini/alâmetlerini/göstergelerini size gösterecek de siz onları tanıyacaksınız" de!
–Ve Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz değildir.– [Neml/93]

51Kendilerine okunan Kitab'ı şüphesiz Bizim sana indirmiş olmamız onlara yetmedi mi? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır. [Ankebut/51]


54Gözünüzü açın! Şüphesiz onlar Rablerine kavuşmaktan bir şüphe içindedirler. Gözünüzü açın! Şüphesiz Allah, her şeyi kuşatandır.


Surenin bu son ayetinde, müşriklerin öldükten sonra diriltilecekleri ve Allah’a hesap verecekleri konusunda kuşku içerisinde bulunduklarına işaret edilmiş, Allah’ın ilim ve kudretiyle her şeyi kontrolü altında tuttuğu ve müşriklerin her hareketinin kaydedildiği ihtar edilmiştir. Yani hiçbiri Allah’tan kaçamayacaktır.*




259 Günümüz itibariyle, Kur’ân'da ortaya konan enfüsî ve âfâkî mucizelerden bir kısmı şunlardır: Enfüsî mucizeler: Her insanda koruyucu hücrelerin varlığı, eşler hâlinde yaratılma, meninin bir karışım olduğu, cinsiyetin belirlenmesi, rahim duvarında asılı olma, bir çiğnemlik et parçası olma, kemiklerin oluşumu ve etle kaplanması, üç karanlıkta yaratılma... Âfâkî mucizeler: Evrenin sürekli genişlemesi, yokluktan yaratılma, evrenin gaz aşaması, evrendeki mükemmel yörüngeler, güneşin akıp gitmesi, güneş ve ayın farkı, ayın yörüngesi, göğün ve yerin tabakaları, göğün korunmuşluğu, göğün geri çevirdikleri, göğün direksiz yükselişi, dünyanın geoit [devekuşu yumurtasına benzeyen, tam küre olmayan, kutuplardan basık, küremsi] şekli, dünyanın ve uzayın çapları, döndükçe kutupların basıklaşması, dünyanın dönüşü, aşılayıcı rüzgârlar, yağmurdaki ölçü, suyun çevrimi, okyanusun dibinde tatlı su nehrinin varlığı, kazık şeklindeki dağlar, petrolün oluşumu, solunum ve fotosentez, göğe yükselmenin zorluğu, bitkilerdeki erkeklik ve dişilik... Saydığımız bu biyolojik, fiziksel ve kevnî olgular, Kur’ân'ın indiği dönemde bilinmeyen şeylerdir. Bu nedenledir ki, bilimin yeni keşfettiği sistemlerin Kur’ân'da yer alması, Kur’ân'ın Allah'tan geldiğine açık ve kesin bir kanıttır.




*İşte Kuran, Fussilet Suresi





Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim