• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

63Zuhruf Suresi 23-28




Hatalı Çevrilen Ayetler


63Zuhruf Suresi 23-28


Hatalı Çeviri:
23. Senden önce de hangi memlekete uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklıları: Babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız, derlerdi.

24. Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz (din)den daha doğrusunu getirmişsem (yine mi bana uymazsınız)? deyince, dediler ki: Doğrusu biz sizinle gönderilen şeyi inkâr ediyoruz.

25. Biz de onlardan intikam aldık. Bak, yalanlayanların sonu nasıl oldu?

26. Bir zaman İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: Ben sizin taptıklarınızdan uzağım.

27. Ben yalnız beni yaratana taparım. Çünkü O, beni doğru yola iletecektir.

28. Bu sözü, ardından geleceklere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı ki, insanlar (onun dinine) dönsünler.



Doğru Çeviri:
23Ve işte böyle Biz, senden önce de hangi kente bir uyarıcı göndermişsek, kesinlikle oranın şımarık varlıklı kimseleri: “Şüphesiz biz, atalarımızı bir önderli toplum üzerinde bulduk. Biz de kesinlikle onların izlerine uyanlarız” demişlerdi.

24Gönderilen uyarıcı; “Eğer size atalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha doğrusunu getirmişsem de mi?” dedi. Onlar: “Şüphesiz biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi bilerek reddedenleriz/ inanmayanlarız” dediler.

25Bunun üzerine Biz de onları yakaladık, cezalandırmak sûretiyle adaleti sağladık. Hadi, yalanlayanların sonu nasıl oldu bir bak! –26,27Ve hani bir zamanlar İbrâhîm babasına ve toplumuna: “Şüphesiz ben sizin taptığınız şeylerden uzağım. –Beni yoktan yaratan ayrı.– Şüphesiz ki artık O, beni doğru yola iletecektir” dedi. 28İbrâhîm bu sözü, onların dönmesi; Allah’ın ilkelerine uygun hareket etmeleri için ardından gelecek olanlara devamlı kalacak bir söz yaptı.–


23Ve işte böyle Biz, senden önce de hangi kente bir uyarıcı göndermişsek, kesinlikle oranın şımarık varlıklı kimseleri: “Şüphesiz biz, atalarımızı bir önderli toplum üzerinde bulduk. Biz de kesinlikle onların izlerine uyanlarız” demişlerdi.

24Gönderilen uyarıcı; “Eğer size atalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha doğrusunu getirmişsem de mi?” dedi. Onlar: “Şüphesiz biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi bilerek reddedenleriz/ inanmayanlarız” dediler.


23. ayette geçen "Ümmet" sözcüğü, terim olarak "kendi iradeleriyle veya bir zorunluluk neticesinde aynı zamanda aynı yerde bulunan; iyi ya da kötü aynı inanca sahip olan; aynı amacı gütme neticesinde bir arada yaşayan insan topluluğu" demektir.

* Senin için senden önceki elçilere söylenenden başka bir şey söylenmiyor. Şüphesiz senin Rabbin kesinlikle bağışlama sahibidir ve acı veren bir azabın sahibidir. [Fussilet/43]

* Şüphesiz bu, bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Ben de sizin Rabbinizim. O hâlde Bana kulluk edin. [Enbiya/92]

Yine 23. ayetteki "... oranın şımarık varlıklı kimseleri ..." ifadesinde sözü edilenler "mütref" kimselerdir. Bu şımarık zenginler grubu, mevcut sistemin sayesinde semirip zenginlik ve refah içinde olduklarından, sistemlerinin yıkılmasını asla arzu etmezler. Peygamberlerin dile getirdiği düşünceler kabul gördüğü ve yayıldığı takdirde mevcut sistemin yıkılacağını, paralarından, pullarından, kapılarındaki kullarından olacaklarını iyi bilirler. Bu nedenle de elçilere şiddetle karşı çıkarlar, onların en azılı düşmanı kesilirler.

"Mütref", "nimet ve rahat yaşamın şımarttığı, azdırdığı kişi" demektir. [Lisanü’l Arab; c. 1, s. 605, "trf" mad.] Peygamberlerin Allah’tan getirdikleri mesajların tebliğine ilk karşı çıkanların daima servet, nüfuz ve yetki sahibi olan zengin kimseler [mütref, mele, ekâbir] olduğu gerçeği Kur’an’da pek çok kez vurgulanmıştır.



25Bunun üzerine Biz de onları yakaladık, cezalandırmak sûretiyle adaleti sağladık. Hadi, yalanlayanların sonu nasıl oldu bir bak! –26,27Ve hani bir zamanlar İbrâhîm babasına ve toplumuna: “Şüphesiz ben sizin taptığınız şeylerden uzağım. –Beni yoktan yaratan ayrı.– Şüphesiz ki artık O, beni doğru yola iletecektir” dedi. 28İbrâhîm bu sözü, onların dönmesi; Allah’ın ilkelerine uygun hareket etmeleri için ardından gelecek olanlara devamlı kalacak bir söz yaptı.–


25Bunun üzerine Biz de onları yakaladık, cezalandırmak sûretiyle adaleti sağladık. Hadi, yalanlayanların sonu nasıl oldu bir bak!

Bu ayette, atalarından gördükleri sapık zihniyeti ısrarla sürdüren bir toplumda yaşayıp da konumlarının sarsılmamasını isteyen mütref kesimlerin karşılaşacağı kötü akıbet bildirilmektedir. Bu kesimin mensupları, iflâs etme, maldan mülkten olma, esir düşme, iktidardan olma gibi sonuçlarla karşılaşacaklardır.

Bunların durumu ilk olarak Hümeze suresinde teşhir edilmişti:

1Arkadan çekiştirenlerin, kaş-göz hareketleriyle alay edenlerin hepsinin vay hâline!
2,3O ki, malı toplayıp ve malının gerçekten kendisini sonsuzlaştırdığını sanarak onu çoğaltan/tekrar tekrar sayandır.
4Kesinlikle onun düşündüğü gibi değil! Kesinlikle o, Hutame'ye fırlatılıp atılacaktır.
5Hutame'nin ne olduğunu sana ne bildirdi?
6,7O, Allah'ın, gönüllerin üzerine tırmanıp çıkan, tutuşturulmuş bir ateşidir.
8,9O, uzatılmış direkler içinde, onların üzerine kilitlenmiştir/kapatılmıştır. [Hümeze Suresi]

Rabbimizin 25. ayetteki "Hadi, yalanlayanların sonu nasıl oldu bir bak!" emriyle müminlere bu ekâbir takımının akıbetlerinin araştırılması, hayatlarının tüm yönleriyle ortaya çıkarılması görevi verilmektedir.

–26,27Ve hani bir zamanlar İbrâhîm babasına ve toplumuna: "Şüphesiz ben sizin taptığınız şeylerden uzağım. –Beni yoktan yaratan ayrı.– Şüphesiz ki artık O, beni doğru yola iletecektir" dedi. 28İbrâhîm bu sözü, onların dönmesi; Allah’ın ilkelerine uygun hareket etmeleri için ardından gelecek olanlara devamlı kalacak bir söz yaptı.–

Bu ayetlerde, atalar dininden vazgeçmeyen ve şirkte ısrar edenlerin Allah’ın cezalandırmasına, adaleti sağlamasına ilk somut örnek İbrahim peygamber ve kavmi gösterilmiştir. Ancak Saffat suresinde olduğu gibi olaylara çok kısa olarak işaret edilip geçilmiştir.

İbrahim (as), atalar dinine sımsıkı sarılmış bir toplumda doğmuş, genç yaşında hakkı kavrar kavramaz atalar dinini terk etmiştir. Konumu olan ayetlerde İbrahim peygamberden söz edilerek Mekkeli müşriklere şöyle bir mesaj da verilmektedir: "Eğer babalarını, atalarını taklit etmek istiyorlarsa, işte en büyük babalarının, atalarının tavrı! Ona tutunsunlar ve içinde bulundukları sapıklıklardan vazgeçsinler."

İbrahim peygamberin kendi kavmi ile giriştiği tevhid mücadelesi, En’am (En’am/74- 85), Enbiya (Enbiya/51-70) ve Saffat (Saffat/83-98) surelerinde yer almıştır.

28. ayette geçen "O [İbrahim], bunu [bu sözü], onların dönmesi için ardından gelecek olanlara devamlı kalacak bir söz yaptı" ifadesini iyi anlamak için İbrahim peygamberin bir önceki ayette nakledilen sözünü hatırlayalım: İbrahim "Şüphesiz ben sizin taptığınız şeylerden uzağım. -Beni yaratan ayrı.- Şüphesiz ki artık O, beni doğru yola iletecektir" demişti. 28. ayette devamlı kalacağı bildirilen söz işte budur. İbrahim peygamber bu sözü kendisinden sonra şirk içinde bulunanlar beni örnek alır da Allah'tan başkasına ibadet etmekten tevbe ederler" ümidi ile söylemiştir.*


*İşte Kuran, Zuhruf Suresi



Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim