67Zariyat Suresi 56-60
Hatalı Çevrilen Ayetler
67Zariyat Suresi 56-60
Hatalı Çeviri:
56. Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.
57. Ben onlardan rızık istemiyorum. Beni doyurmalarını da istemiyorum.
58. Şüphesiz rızık veren, güç ve kuvvet sahibi olan ancak Allah'tır.
59. Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmişlerinin payı gibi (azaptan) bir payları vardır! O halde acele etmesinler!
60. Başlarına gelecek (acı) günlerinden dolayı vay o kâfirlerin haline!
Doğru Çeviri:
56,57Ben, bilmediğiniz ve bildiğiniz, gelmiş geçmiş herkesi yalnızca, Bana kulluk etsinler diye oluşturdum. Ben, onlardan herhangi bir rızık istemiyorum. Ben, onların Bana yedirmelerini de istemiyorum.
58Şüphesiz Allah, çok rızık verenin ta kendisidir, çok çetin kuvvetin sahibidir.
59Artık şüphesiz, şirk koşarak yanlış, kendi zararlarına iş yapan kimseler için arkadaşlarının payı gibi bir pay vardır. Artık acele etmesinler.
60Artık kendilerine vaat edilen günlerinden dolayı vay kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kişilerin haline!
56,57Ben, bilmediğiniz ve bildiğiniz, gelmiş geçmiş herkesi yalnızca, Bana kulluk etsinler diye oluşturdum. Ben, onlardan herhangi bir rızık istemiyorum. Ben, onların Bana yedirmelerini de istemiyorum.
58Şüphesiz Allah, çok rızık verenin ta kendisidir, çok çetin kuvvetin sahibidir.
Bu ayetlerde Rabbimiz kullarına kendi nezdindeki konumlarını bildirmektedir. İns ve cinn [herkes] birer kul olarak yalnızca Allah’a boyun eğip itaat etmeleri için yaratılmıştır. Bu nedenle, hadlerini aşarak ilahlık ve rablik taslamaya kalkmamalı, kesinlikle Yaratan’dan başkasına kul olmamalıdırlar. Allah Rezzak’tır, Kuvvet Sahibi’dir, Çok Sağlam’dır.
Pasajda aynı zamanda dolaylı olarak müşriklere de sadece kendilerini yarattığına inandıkları Allah’a kulluk etmeleri gerektiği mesajı verilmektedir. Allah bu müşriklerin nitelemelerinden de, takındıkları densizce tavırlardan da münezzehtir. Bu müşrikler hadlerini de, konumlarını da iyi bilmelidirler.
* Onlar, Allah'ın astlarından bilginlerini, rahiplerini ve Meryem oğlu Îsâ'yı kendilerine rabler edindiler. Oysa onlar sadece bir tek olan ilâha kulluk etmekle emrolunmuşlardı. Allah'tan başka ilâh diye bir şey yoktur. O, ortak koşanların ortak koştuğu şeylerden de arınıktır. [Tevbe/31]
* Yine andolsun ki, onlara kendilerini kimin oluşturduğunu sorsan, kesinlikle: "Allah" derler. O hâlde nasıl çevriliyorlar! [Zuhruf/87]
* Ve hiç kuşkusuz eğer sen onlara: "Gökleri ve yeri kim oluşturdu?" diye sorsan, kesinlikle: "Onları en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olan, çok iyi bilen oluşturdu" diyeceklerdir. [Zuhruf/9]
Ve Lokman/25, Zümer/38, Lokman/32, A’raf/70.
"İbadet" sözcüğü zamanla ritüel yönleri de olan namaz, oruç, kurban, tesbih gibi dinî faaliyetler için kullanılan bir kavram haline gelmiştir. Bu nedenledir ki, birçokları "Ben, cinn ve insi [herkesi] yalnızca Bana ibadet/kulluk etsinler diye yarattım" ayetini eksik yorumlayarak "cinn ve insin [bilinen, bilinmeyen akıllı varlıkların]" sadece namaz, oruç, tesbih gibi ameller için yaratılmış olduklarını sanmışlardır. "İbadet" kavramı hakkındaki bu yanlış algının mutlaka tashih edilmesi gerekmektedir.
59Artık şüphesiz, şirk koşarak yanlış, kendi zararlarına iş yapan kimseler için arkadaşlarının payı gibi bir pay vardır. Artık acele etmesinler.
60Artık kendilerine vaat edilen günlerinden dolayı vay kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kişilerin haline!
Zariyat Suresi, müşriklere azap tehdidi eşliğinde yapılan bu iki uyarı ayetiyle sona ermektedir. Yapılan bunca açıklamaya, önlerine serilen bunca ayet ve ibrete rağmen hala inat ediyorlarsa, nasıl geçmişteki yalanlayıcılar çeşitli cezalara maruz bırakılmışlarsa, artık onları da böyle yıkıcı bir azap beklemektedir. Geçmiş kıssalarda, tarihi belgelerde ve ören yerlerinde gözlemlediğimiz gibi, Rabbimiz bu zihniyete sahip olanları cezalandırmıştır. Onları bu dünyada rezil rüsva etmiş, ahırette de şiddetle cezalandıracaktır.
59. ayetteki "zulmeden kimseler" ifadesi, "şirk koşan kimseler" demektir. Kur’an’daki "zulüm" sözcüğünün "şirk" anlamında olduğunu daha evvel birçok kez dile getirmiştik. Zulmün "şirk" olduğuna dayanak olan Kur’an ayetlerinden bir kısmını yine hatırlatıyoruz:
* Ve hani bir zaman Lokmân oğluna öğüt vererek, "Yavrucuğum! Allah'a ortak koşma, hiç şüphesiz ki Allah'a ortak koşmak, kesinlikle büyük bir yanlış davranıştır; kendi zararlarına iş yapmaktır. Ey oğulcuğum! Şüphesiz ortak koşmak; işlenen kötülük bir hardal tanesi ağırlığında olup da bir kayanın içinde yahut göklerde ya da yerin içinde olsa, Allah onu getirecektir. Şüphesiz Allah, en latif, hakkıyla haberdar olandır. Yavrucuğum! Salâtı ikame et [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluştur-ayakta tut], iyiliği emret, kötülükten sakındır. Sana isabet edene de sabret. Şüphesiz bunlar, işlerin kesin olanlarındandır. Ve insanlara avurdunu şişirme, suratını asma ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Şüphesiz ki Allah, bütün övünen ve kuruntu edenleri sevmez. 19Ve yürüyüşünde mutedil ol, sesinden kıs. Şüphesiz seslerin en anlaşılmazı kesinlikle eşeklerin sesidir" demişti. [Lokman/13-19]
* Şu iman edenler ve imanlarına yanlış; kendi zararlarına olan iş giydirmeyenler/ortak koşma inancı karıştırmayanlar, işte onlar, güven kendilerinin olanlardır. Kılavuzlandıkları doğru yolu bulanlar da onlardır. [En’am/82]
Konumuz olan 60. ayetin müşriklere bir kınama olduğunu yukarıda da ifade etmiştik. Rabbimiz bu dünyada onları kınadığı gibi, onlar da gerek Allah’ın uyarı azabıyla karşılaştıklarında, gerekse her şeyin açığa çıktığı mahşer gününde kendi kendilerini kınamak zorunda kalacaklardır. Kur’ân’daki birçok âyet (Enbiya/11- 16, Enbiya/46, Enbiya/97, Ya Sin/52, Saffat/19, 20, Kalem/31) onların kendi kendilerini hangi gerekçelerle kınayacaklarını haber vermektedir.*
*İşte Kuran, Zariyat Suresi
Yorumlar -
Yorum Yaz