70Nahl Suresi 126-128
Hatalı Çevrilen Ayetler
70Nahl Suresi 126-128
Hatalı Çeviri:
126. Eğer ceza verecekseniz, size yapılan işkencenin misliyle ceza verin. Ama sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır.
127. Sabret! Senin sabrın da ancak Allah'ın yardımı iledir. Onlardan dolayı kederlenme; kurmakta oldukları tuzaktan kaygı duyma!
128. Çünkü Allah, (kötülükten) sakınanlar ve güzel amel edenlerle beraberdir.
Doğru Çeviri:
126Ve eğer ceza verecek olursanız da, sizin cezalandırıldığınızın misli ile ceza verin. Ve eğer sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır.
127Sen sabırlı ol! Senin sabretmen de ancak Allah iledir. Onlar için üzülme! Onların kurdukları tuzaklardan sıkıntıya düşme!
128Şüphesiz ki Allah, Kendisinin koruması altına girmiş kişiler ve kendileri, iyileştiren-güzelleştiren kişilerin ta kendisi olanlar ile birliktedir.
126Ve eğer ceza verecek olursanız da, sizin cezalandırıldığınızın misli ile ceza verin. Ve eğer sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır.
Bu ayette Rabbimiz kötü muamelelere karşı sabırlı ve affedici olunmasını, hemen cezalandırmaya girişilmemesini buyurmuştur. Müminlerin sıfatlarından birisi de, "öfkelendikleri zaman bağışlayan kimseler, ... kendilerine bağy [bir zulüm ve saldırı] isabet ettiği zaman birbirleriyle yardımlaşan/intikam alan kimseler" olmalarıdır.
33,34Ve Allah'a çağırıp/yakarıp sâlihi işleyen ve "Ben, Müslümanlardanım" diyen kimseden daha güzel sözlü kim vardır? Ve tüm güzellikler/tüm iyilikler eşit olmaz; tüm çirkinlikler/tüm kötülükler de eşit olmaz. Kötülüğü, güzelin/iyiliğin en güzeli/en iyisi olanı ile sav. O zaman, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sımsıcak bir yakın'dır. [Fussılet/33, 34]
96Sen, kötülüğü en güzel bir şeyle sav. Biz onların yakıştırmakta oldukları şeyleri çok iyi biliriz. [Mü’minun/96]
Bu konuda Yusuf peygamberden de bir örnek verilmiştir. O, kendisine kötülük yapan kardeşlerini affetmiştir:
89Yûsuf dedi ki: "Siz cahiller iken Yûsuf'a ve kardeşine neler yaptığınızı biliyor musunuz?"
90Yûsuf'un kardeşleri: "Yoksa sen, sahiden Yûsuf musun?" dediler. Yûsuf: "Ben Yûsuf'um, bu da kardeşim. Kesinlikle, Allah bizi nimetlendirdi. Şüphesiz kim Allah'ın koruması altına girer ve sabrederse, artık hiç şüphesiz Allah, iyi-güzel işler yapanların ödülünü kaybetmez" dedi.
91Onlar dediler ki: "Allah'a yemin olsun, Allah seni gerçekten bize üstün yaptı. Ve biz gerçekten hatalılar idik."
92,93Yûsuf dedi ki: "Bugün size bir ayıplama ve azarlama yoktur. Allah sizi bağışlasın. O, merhamet edenlerin en merhametlisidir. Şu gömleğimi götürün de babamın yüzüne koyun, o, ayıplanan/dalga geçilen hastalıktan kurtulmuş hâle gelir/derbederlikten kurtulur. Ve bütün ailenizi bana getirin." [Yusuf/89- 92]
Affedici olma konusu daha evvel Şura suresinin tahlilinde ele alındığından, ayrıntılı açıklamalarımızın oradan okunmasını öneriyoruz.
127Sen sabırlı ol! Senin sabretmen de ancak Allah iledir. Onlar için üzülme! Onların kurdukları tuzaklardan sıkıntıya düşme!
128Şüphesiz ki Allah, Kendisinin koruması altına girmiş kişiler ve kendileri, iyileştiren-güzelleştiren kişilerin ta kendisi olanlar ile birliktedir.
Bu ayetlerde Rabbimiz, önceki ayetteki emrine ilave olarak Resulullah’a görevini metanetle sürdürmesini, inatçılar için üzülmemesini, onların yüzünden sıkıntıya düşmemesini emredip daha sonra da tüm insanlığa bir beyanname mahiyetindeki şu müjde ve güvenceyi bildirmiştir: Şüphesiz ki Allah, takvâlı davranan kişiler ve kendileri, iyileştiren/güzelleştiren kişilerin ta kendisi olanlar ile birliktedir.
Görüldüğü gibi, surenin son mesajı Allah’ın takvalı davranan ve iyileştiren müminler ile beraber olduğu müjdesidir. "Allah’ın beraber olduğu kişi" demek, dünya ve ahırette sırtı yere gelmeyecek kişi demektir. Bu sabır ve güvenci Resulullah’tan ve Musa peygamberden nakledilen şu ifadelerde de görüyoruz:
62Mûsâ: "Kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi değil! Şüphesiz Rabbim benimledir, bana yol gösterecektir" dedi. [Şuara/62]
40Eğer siz, Elçi'ye yardım etmezseniz, bilin ki Allah O'na kesinlikle yardım etmiştir. Hani o kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş kişiler, o'nu ikinin ikincisi olarak çıkarmışlardı. Hani ikisi mağarada idiler. Hani O, arkadaşına "Üzülme, şüphesiz Allah bizimle beraberdir" diyordu. Bunun üzerine Allah, O'nun üzerine kalbi teskin eden güven ve yatışma duygularını/morallerini içlerine koymuş, O'nu sizin görmediğiniz askerlerle güçlendirmiş ve kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kişilerin sözünü en alçak yapmıştı. Allah'ın kelimesi de en yücenin ta kendisidir. Ve Allah, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır. [Tevbe/40]
Allah’ın takva sahipleriyle birlikte olduğu şu ayetlerde de ifade edilmiştir:
194Dokunulmazlık ayı, harâm aya karşılıktır. Ve bütün dokunulmazlıklar/bağlayıcı hükümler, birbirine karşılıktır. O hâlde kim size saldırdıysa, siz de ona yaptığı saldırının aynıyla saldırın. Ve Allah'ın koruması altına girin. Ve bilin ki Allah, Kendi koruması altına girmiş kişiler ile beraberdir. [Bakara/194]
36Şüphesiz Allah katında; gökleri ve yeri oluşturduğu günkü Allah'ın yazısında ayların sayısı, ay olarak on ikidir. Bunlardan dördü dokunulmaz kılınmıştır. İşte bu koruyan dindir. Bu nedenle dokunulmaz aylarda kendinize haksızlık etmeyiniz. Ve sizinle toptan savaşan ortak koşanlarla siz de toptan savaşın. Ve şüphesiz Allah'ın, Kendisinin koruması altına girmiş kişiler ile beraber olduğunu bilin. [Tevbe/36]
69Ve Biz, Bizim uğrumuzda gayret gösterenleri, elbette Kendi yollarımıza kılavuzlayacağız. Ve şüphesiz Allah, iyilik-güzellik üretenlerle beraberdir. [Ankebut/69]*
*İşte Kuran, Nahl Suresi
Yorumlar -
Yorum Yaz