• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

73Enbiya Suresi 95-97




Hatalı Çevrilen Ayetler


73Enbiya Suresi 95-97


Hatalı Çeviri:
95. Helâk ettiğimiz bir belde için artık (yeniden mâmur olmak) imkânsızdır; çünkü onlar geri dönemeyeceklerdir.

96. Nihayet Ye'cûc ve Me'cûc (sedleri) açıldığı ve onlar her tepeden akın ettiği zaman;

97. Ve gerçek vaad (ölüm, kıyamet) yaklaşınca, birden, inkâr edenlerin gözleri donakalır! «Yazıklar olsun bize! (derler), gerçekten biz, bu durumdan habersizmişiz; hatta biz zalim kimselermişiz.»



Doğru Çeviri:
95Ve değişime/ yıkıma uğrattığımız bir kent üzerine yasak konmuştur: “Şüphesiz bunlar, dönmeyecekler!”

96Hatta akıncılar ve komutanı297 açıldığı zaman, onlar, yüksek tepeden akın edip çıkarlar.

97Ve gerçek vaat yaklaştığı zaman kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan o kişilerin gözleri dönüverir: “Eyvah bizlere! Kesinlikle biz bundan bilgisizlik/duyarsızlık içindeydik. Aslında biz yanlış; kendi zararlarına iş yapan kimseler idik.”



Bu ayetlerde, küfretmiş kimselerin yaptıklarının yanlarına kâr kalmayacağı; mutlaka cezalandırılacakları; dünyada iken akıncılar tarafından tepelenecekleri; sonunda da Allah’a dönecekleri; "Eyvah bizlere! Kesinlikle biz bundan gaflet içindeydik. Aslında biz zalim kimseler idik" diyecekleri bildirilmektedir.

İlk ayetteki "helak ettiğimiz" ifadesi "yok ettiğimiz" anlamında alınmamalıdır. " هلاكHelâk" sözcüğü "değişime, yıkıma uğramak, bozulmak, düşmek" demektir. [Lisanü’l-Arab, c.9, s. 118-121]

Genel olarak zannedildiği gibi bu sözcük "yok olmak" anlamına gelmez. Bu sebeple bu ayette geçen "helâk" sözcüğü de "yok olmak" anlamında anlaşılmamalıdır.

"Ye’cüc ve Me’cüc" sözcükleri ile ilgili olarak Kehf suresinde ayrıntılı olarak tahlil etmiştik. Bu tahlilimizde "Ye’cüc ve Me’cüc"ün "akıncı komutan ve askerler" demek olduğunu belirtmiş, bu komutan ve askerlerin her dönemde olacağını ifade etmiştik. Aynı tahlilimizde Kehf suresindeki "Ye’cüc ve Me’cüc" ile kastedilenlerin ise "Resulullah ile birlikte Hayber’i fetheden askerler" olduğunu açıklamıştık. Bu ayet indiği dönemde henüz Hayber de fethedilmemişti.

Burada ise Rabbimizin helak edeceği toplumları askeri güçlerle cezalandıracağı, onları maddi ve manevi; ekonomik ve siyasi olarak yıkıma uğratacağı bildirilmektedir.

Nitekim Bedir’de, Hayber’de ve daha nice gazalarda Rabbimizin bu vaadi gerçekleşmiştir. Bu, Rabbimizin sünnetidir [Sünnetullah] ve her zaman yürürlüktedir.

96. ayet Uhud savaşının ilk aşamasına da işaret etmektedir. Uhud’da helake uğrayan Müslümanlardır. Orada Ye’cüc ve Me’cüc, Halid b. Velid ve onun süvarileridir. Halid’in kıyımından sonra da Müslümanlar "Eyvah bizlere!" diye pişmanlıklarını ifade etmişlerdir.

Ayetteki "helak ettiğimiz bir kent" ifadesinden, o kentin halkı anlaşılmalıdır. Burada "mahalliyet" mecazi-i mürseli söz konusudur. Bunun bir örneği daha evvel Yusuf/82’de "Hem içinde bulunduğumuz kente ve içlerinde geldiğimiz kervana sor!" şeklinde geçmiş idi. Her iki cümlede de bir kent [yer] ifade edilerek o yerde yaşayanlar kast edilmiştir.*




297 Ye’cûc ve me’cûc sözcüklerinin Arapça olmadığı ifade edilmiştir. Kur’ân'daki Arapça olmayan kelimelerin tesbiti hakkında yapılan çalışmalardan, bu sözcüklerin de, –harut ve marut sözcükleri gibi– yabancı [Yunanca] olduğu, sonradan Arapçalaştırıldıkları anlaşılmaktadır. Dikkat çeken bir diğer nokta da, bu sözcüklerin “yakıp yıkma, atıp saçma” sözcüklerini çağrıştıran kelimelerle Arapçalaşmış olmalarıdır.

Gerek Kitab-ı Mukaddes ve İncîl'deki, gerekse Kur’ân'daki anlatıma göre ye’cûc ve me’cûc'un ortak özelliği akıncılık ve istilacılıktır. Dolayısıyla, bu iki sözcüğün çağrıştırdığı güç, bir ordunun gücüdür. Bu durumda ye’cûc “ordu komutanı”, me’cûc de “onun askerleri”dir.

Bu açıklamalardan hareketle, Hayber'i istila eden komutanın [Muhammed'in] ve askerlerinin [sahabenin] de Hayberliler için ye’cûc ve me’cûc olduğunu söyleyebiliriz.

94. âyette, sözcüklerin hakikat anlamlarına göre, laf anlamaz, kanun-nizam dinlemez toplum'dan, sanki üçüncü şahıslardan bahseder gibi Zülkarneyn'e, Ey Zülkarneyn! Şüphesiz ye’cûc ve me’cûc bu topraklarda bozgunculardır şeklinde hitap edildiği görülmektedir. Üzerinde yeterince tefekkür edilmediği için âyette nakledilen bu konuşma yanlış değerlendirilmektedir. Hâlbuki sözü edilen laf anlamaz, kanun-nizam dinlemez toplum, Zülkarneyn'e doğrudan Sen ve ordun, bu topraklarda bozguncularsınız demeyip nazik ve diplomatik bir üslupla Ey Zülkarneyn! Şüphesiz ye’cûc ve me’cûc bu topraklarda bozgunculardır şeklinde kinayeli bir lisânla seslenmektedirler.





*İşte Kuran, Enbiya Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim