• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

75Secde Suresi 20-22




Hatalı Çevrilen Ayetler


75Secde Suresi 20-22


Hatalı Çeviri:
20. Yoldan çıkanlar ise, onların varacakları yer ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde geri çevrilirler ve kendilerine: Yalandır deyip durduğunuz cehennem azabını tadın! denir.

21. En büyük azaptan önce, onlara mutlaka en yakın azaptan tattıracağız; olur ki (imana) dönerler.

22. Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir! Muhakkak ki biz, günahkârlara, lâyık oldukları cezayı veririz.


Doğru Çeviri:
20,21Ve yoldan çıkanlara gelince, onların varacağı yer de Ateş'tir. Her çıkmak istediklerinde oraya yeniden çevrilecekler ve onlara, “Yalanlayıp durduğunuz Ateş'in azabını tadın” denilecektir. Hiç kuşkusuz, dönerler; Allah’ın ilkelerine uygun hareket ederler diye onlara, büyük cezanın biraz hafifinden, en yakın cezadan da tattıracağız.

22Ve Rabbinin âyetleriyle kendisi öğütlendirilen, sonra onlardan mesafeli duran kimseden daha yanlış; kendi zararına iş yapan kimdir? Şüphesiz Biz, günahkârları yakalayıp cezalandırarak adaleti sağlayanlarız.



Suçlular ve inançlılar ile ilgili açıklamalarından sonra Rabbimiz bu pasajın ilk ayetinde her iki grubu simgeleyen insan tiplerinin birbirine denk olmadığını vurgulayacak şekilde "Peki, mümin olan kimse ‘fasık’ olan kimse gibi midir?" diye sormakta, sonra da bu soruya kendisi cevap vermektedir: "Bunlar, aynı olmazlar."

Bu "istifham-ı inkari" ve ona verdiği cevaptan sonra Rabbimiz bu iki insan tipi arasındaki farkı belirten açıklamalar yapmaktadır:

"İman etmiş ve salihatı işlemiş olanlar, yaptıklarına karşılık, bir ağırlanma olarak yalnızca kendilerinin olan Me'vâ [barınak] cennetleri içindedirler." Yoldan çıkmış olanlar da Ateş’tedirler. Her çıkmak istediklerinde oraya yeniden çevrileceklerdir. Onlara "yalanlayıp durduğunuz Ateş’in azabını tadın" denilecektir. Ahiretteki halleri böyle olacağı gibi, akıllarını başlarına alıp dönerler diye dünyada da açlık, kıtlık, hastalık, esaret gibi birtakım cezalar ile cezalandırılacaklardır.
47Evet, şüphesiz şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan kimselere, bundan aşağı bir azap var, ama onların çoğu bilmiyor. [Tur/47]

41İnsanlar dönerler diye; kendilerinin elleriyle kazandıkları şeyler yüzünden, yaptıklarının bir kısmını onlara tattırmak için karada ve denizde kargaşa ortaya çıktı. [Rum/41]

19-22Şu ikisi; mü’min ile kâfir; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kişi, Rableri hakkında tartışmaya girmiş iki hasımdır. Artık kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan kimseler, kendileri için ateşten elbiseler biçilmiştir. Başlarının üstünden kaynar su dökülür. Bununla karınlarındaki şeyler ve derileri eritilir. Ve onlar için demirden topuzlar vardır. Gamdan dolayı, oradan ne zaman çıkmak isteseler, oraya geri çevrilirler ve: "Yakıcı azabı tadın!"
23Şüphesiz Allah, iman eden ve düzeltmeye yönelik işler yapanları, altından ırmaklar akan cennetlere girdirecek. Onlar, orada altından bilezikler ve inciler ile süslenirler. Oradaki elbiseleri de ipektir. 24Ve onlar sözden, güzel/hoş olana kılavuzlanmışlardır. Hem de övülmeye layık olan Allah'ın yoluna kılavuzlanmışlardır. [Hacc/19- 24]

Allah’ın ayetlerine karşı duyarsız kalan, yeterli bilgi ve belge ile öğütlendirilmesine rağmen onlara yüz çeviren bu tür kimseler, Rabbimizin "zalim" nitelemesine de müstahak olmaktadırlar. Ayette sorulan "onlardan [Rabbinin ayetlerinden] yüz çeviren kimseden daha zalim kimdir?" şeklindeki cevabı belli olan soru ile hem böyle kimselerin nankörlük konusundaki derecelerinin en üst düzeyde olduğuna işaret edilmekte, hem de böyle bir kişiye bizzat kendisinin verdiği zulümden daha fazla hiç kimsenin zulüm yapamayacağı mesajı verilmektedir.

Burada konu edilen "ayetler" ile Rabbimizin tüm ayetleri kastedilmektedir. Bunlar: Yer ve göklerdeki [evrenin işleyiş düzenindeki] ayetler; insanın biyolojik ve fizyolojik sistemlerine yerleştirilen ayetler; insanın zihinsel fonksiyonlarındaki ayetler; Rabbimizin kendi elçilerine vahiy olarak indirdiği ayetlerdir.

Çağımızdaki bilimsel gelişmeler itibariyle, Kur’an’da ortaya konan enfüsi ve âfâki mucizelerden bir kısmı şunlardır:

ENFÜSİ MUCİZELER: Her insanda koruyucu hücrelerin varlığı, eşler halinde yaratılma, meninin bir karışım olduğu, cinsiyetin belirlenmesi, rahim duvarında asılı olma, bir çiğnemlik et parçası olma, kemiklerin oluşumu ve etle kaplanması, üç karanlıkta yaratılma...

AFAKÎ MUCİZELER: Evrenin sürekli genişlemesi, yokluktan yaratılma, evrenin gaz aşaması, evrendeki mükemmel yörüngeler, Güneş’in akıp gitmesi, Güneş ve Ay’ın farkı, ayın yörüngesi, gökyüzünün tabakaları, yeryüzünün tabakaları, gökyüzünün korunmuşluğu, göğün geri çevirdikleri, gökyüzünün direksiz yükselişi, dünyanın geoit [Devekuşu yumurtasına benzeyen, tam küre olmayan, kutuplardan basık, küremsi] şekli, dünyanın ve uzayın çapları, döndükçe kutupların basıklaşması, dünyanın dönüşü, aşılayıcı rüzgârlar, yağmurdaki ölçü, suyun çevrimi, kazık şeklindeki dağlar, petrolün oluşumu, solunum ve fotosentez, gökyüzüne yükselmenin zorluğu, bitkilerdeki erkeklik ve dişilik...

Rabbimiz konumuz olan 22. ayetin sonunda "Şüphesiz Biz, günahkârlardan intikam alanlarız" buyurmuştur. Ancak daha evvel de ifade ettiğimiz gibi, intikam Türkçede kullanıldığı anlamıyla "öç almak" değil, "suçluyu yakalayıp cezalandırmak suretiyle adaleti sağlamak" demektir. Ayette verilen mesaj, Rabbimizin inkârcıları yakalayıp kesinlikle cezalandıracağı ve böylece adaleti tam olarak sağlayacağıdır.*



*İşte Kuran, Secde Suresi



Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim