77Mülk Suresi 16-20
Hatalı Çevrilen Ayetler
77Mülk Suresi 16-20
Hatalı Çeviri:
16. Gökte olanın, sizi yere batırıvermeyeceğinden emin misiniz? O zaman yer sarsıldıkça sarsılır.
17. Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran (bir fırtına) göndermeyeceğinden emin misiniz? İşte (bu) tehdidimin ne demek olduğunu yakında bileceksiniz!
18. Andolsun ki, onlardan öncekiler de (bunu) yalan saymışlardı; ama benim karşılık olarak verdiğim azap nasıl olmuştu!
19. Üstlerinde kanatlarını aça-kapata uçan kuşları (hiç) görmediler mi? Onları (havada) rahmân olan Allah'tan başkası tutmuyor. Şüphesiz O her şeyi görmektedir.
20. Rahmân olan Allah'a karşı şu size yardım edecek askerleriniz hani kimlerdir? İnkârcılar ancak derin bir gaflet içinde bulunmaktadırlar.
Doğru Çeviri:
16 Yüceler yücesi olan Allah'ın sizi yere batırmasından güvende misiniz? Bir de bakarsın ki o, çalkalanıvermiştir.
17Ya da siz, yüceler yücesi olan Allah'ın üzerinize taş yağdıran bir kasırga göndermeyeceğinden güvende misiniz? Artık uyarımın nasıl olduğunu yakında bileceksiniz.
18Ve andolsun, onlardan öncekiler de yalanladılar. Peki, Beni tanımamak/ tanıtmamaya yeltenmek nasıl oldu?
19Ve onlar, üstlerindeki sıra sıra sıralanmış ve dürülmüş uçan şeylere göz atmıyorlar mı? Onları Rahmân'dan [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'tan] başkası tutmuyor. Şüphesiz O, her şeyi en iyi görendir.
20Rahmân'ın yarattığı bütün canlılara, dünyada çokça merhamet eden Allah'ın astlarından size yardım edecek şu askerleriniz kimlerdir? Kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenler, sadece bir aldanış içerisindedirler.
Bu ayet grubunda Rabbimiz insanların dikkatini yaşadıkları ortamdaki bazı ayetlerine çekip onlara akıllarını başlarına almaya yöneltecek bir takım eğitici sorular sormaktadır. Bu sorularla insanların her zaman Allah’ın kontrolü altında oldukları, azarlarsa Allah’ın onları cezalandıracağı, rızıklarını kesivereceği, kimsenin azgınlara yardım edemeyeceği ve rızık veremeyeceği ihtar edilmektedir. Bu tarz ihtarlar daha evvel de yapılmıştı:
96Ve eğer o kentlerin halkı inansalar ve Allah'ın koruması altına girselerdi, elbette üzerlerine gökten ve yerden olan bollukları açardık. Velâkin onlar yalanladılar. Biz de onları yapıp durmakta olduklarına karşılık yakalayıverdik.
97-99Acaba o kentlerin halkı, geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelmesinden güvende oldular mı? Yoksa o kentlerin halkı, kuşluk vakti anlamsız işlerle uğraşırlarken onlara azabımızın geleceğinden güvende oldular mı? Öyleyse Allah'ın ince plânından güvende oldular mı? Ziyana uğramış topluluktan başkası Allah'ın ince plânından kendini güvende görmez. [A’raf/96-99]
45Sonra nice kentler de vardı ki şirk koşmak sûretiyle yanlış; kendi zararlarına iş yaparlarken Biz, onları değişime/yıkıma uğrattık. Artık damları çökmüş, duvarları üzerine yıkılmıştır; nice terk edilmiş kuyularla bomboş kalmış yüksek saraylar! [Hac/45]
65De ki: "O, üstünüzden ve ayaklarınızın altından azap göndermeye yahut sizi ayrılıkçı gruplara ayırıp kiminizin kiminize hıncını tattırmaya gücü yetendir." Bak, onlar iyice anlasınlar diye âyetlerimizi nasıl evirip çeviriyoruz/inceden inceye açıklıyoruz. [En'am/65]
33Lût'un toplumu, uyarıları yalanladı.34,35Biz onların üzerine ufak taş yağdıran bir fırtına gönderdik. Lût'un ailesi bundan ayrı tutuldu. Onları katımızdan bir nimet olarak seher vaktinde kurtardık; Biz kendisine verilen nimetlerin karşılığını ödeyen kimseyi böyle mükâfâtlandırırız. [Kamer/33-35]
16, 17. ayetlerde geçen "gökte olan Kişi" ifadesi ile ilgili olarak geçmişte "melekler", "Cebrail" gibi yorumlar yapılmıştır. Kimileri de sözü edilen "zat"ı "Kudreti, saltanatı, Arşı ve hâkimiyeti göklerde bulunan", "gökyüzünü yaratan" zat olarak yorumlamıştır. Ayetten anlaşılan, bu "zat"ın bizzat Allah olduğudur. Allah’ın mekândan münezzeh olduğuna dair aklen ve naklen sayısız kanıt mevcut olduğuna göre, bu ifadenin tevili gerekmektedir.
Bu ayetin benzerlerini Zuhruf ve En’am surelerinde de görmüştük:
3Ve O, göklerdeki ve yerdeki Allah'tır. O, gizlinizi ve açığınızı bilir. Kazandığınız şeyleri de bilir. [En’am/3]
Benzer ifadeler içeren bu ayetleri de kapsayacak şekilde 16 ve 17. ayetlerde geçen "gökte olan Kişi" ifadesinin iki şekilde tevili söz konusudur:
1- Bu ifade Arap örfüne göredir. Zira Araplar Allah’ın gökte olduğuna inanırlardı. Bu nedenle onlara nankörlük etmemeleri, eğer ederlerse inandıkları Allah’ın kendilerini cezalandıracağı uyarısı yapılmıştır.
2- Bu ifadedeki "sema" sözcüğü ile evrenin yani yaratıkların ötesi, "en üst nokta" kastedilmiştir. Zira insan, fıtraten, Allah'ı düşünürken gökyüzüne bakar. Nitekim dua edilirken eller havaya doğru kaldırılır. Kişi, sıkıntıya düştüğünde yüzünü semaya çevirerek Allah'a yalvarır. Örfte de olağan dışı olaylar için "gökten düştü" tabiri kullanılır. Allah’tan gelen kitaplara da "Semavi kitaplar" denilir. Demek oluyor ki, insan ne zaman Allah'ı düşünecek olsa, doğasından gelen bir güdüyle yere değil, göğe bakmaktadır. Nitekim Resulullah’ın dua edişi ile ilgili olarak Bakara suresinde de şu ayet yer almaktadır:
144Biz, senin Bizden ne beklemekte olduğunu kesinlikle görüyoruz. Artık seni hoşnut olacağın bir hedefe/stratejiye çevireceğiz. Haydi, yüzünü Mescid-i Harâm'a/dokunulmaz eğitim-öğretim kurumuna çevir; aklın fikrin hep eğitim-öğretimde olsun. Siz de, nerede olursanız olun, yüzünüzü onun tarafına çevirin! Kendilerine Kitap verilmiş olan kimseler de kesinlikle, şüphesiz onun, Rabbinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler. Ve Allah, onların yapıp durduklarından habersiz, bilgisiz değildir. [Bakara/144]
15Kim, Allah'ın, kendisine dünyada ve âhirette yardım etmeyeceğini sanıyor idiyse, hemen samimiyetle Biz'e yönelsin, bir de Allah'ın astlarından kendine zarar ve menfaat veremeyecek o şeyler ile ilişkisini kessin. Sonra da baksın bakalım bu plânı, kendisini öfkelendiren şeyi/kafasındaki takıntıyı giderecek mi? [Hac/15]
19. ayette geçen "üstlerindeki sıra sıra sıralanmış ve dürülmüş uçan şeyler" ifadesini birinci planda "kuşlar" olarak ele alıp Allah’ın onları uçacak şekilde yaratması ve doğa yasalarını kuşların havada durabilecekleri biçimde düzenlemesi" olarak anlayabileceğimiz gibi, bulutlar, yıldızlar, galaksiler ve diğer gök cisimleri olarak da anlayabiliriz.*
*İşte Kuran, Mülk Suresi
Yorumlar -
Yorum Yaz