• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

84Rum Suresi 38-39




Hatalı Çevrilen Ayetler


84Rum Suresi 38-39


Hatalı Çeviri:
38. O halde sen, akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver. Allah'ın rızasını isteyenler için bu, en iyisidir. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.

39. İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir faiz, Allah katında artmaz. Allah'ın rızasını isteyerek verdiğiniz zekâta gelince, işte zekâtı veren o kimseler, evet onlar (sevaplarını ve mallarını) kat kat arttıranlardır.



Doğru Çeviri:
38Öyleyse, yakınlık sahibine; yurtlarından çıkarılan fakirlere, miskine ve yolcuya hakkını ver. Bu, Allah'ın rızasını dileyenler için daha hayırlıdır. Ve bunlar durumunu koruyan, zafer kazanan kimselerin ta kendileridir.

39Ve insanların malları içinde artsınlar diye ribadan verdikleriniz, Allah yanında artmaz. Allah'ın rızasını dileyerek zekattan; Allah’ın dininin yayılması, ayakta tutulması, salâtın ikame edilebilmesi için müminlerin iman borcu; kulluk görevi olarak içtenlikle verdiği vergilerden verdikleriniz… İşte o kimseler, kat kat arttıranların ta kendileridir.



Bu ayetler, rızkın Allah tarafından taksim edildiği konusunun devamı mahiyetindedir. 37. ayette "Onlar, şüphesiz Allah’ın dilediği kimseye rızkı serdiğini ve ölçülendirdiğini de mi görmediler? Şüphesiz bunda iman edecek bir kavim için ayetler vardır" buyrulmuştu. İnsanın sahip olduğu mal varlığının esas sahibi Allah olduğuna göre, 38. ayette de kişinin uhdesinde bulunan mal varlığını hak sahiplerine; yakınlara, miskine ve yolcuya vermesi gerektiği bildirilmektedir.

39. ayette ise "Ve insanların malları içinde artsınlar diye ribadan verdikleriniz, Allah yanında artmaz. Allah'ın yüzünü [rızasını] dileyerek zekâttan verdikleriniz... İşte o kimseler, kat kat arttıranların ta kendileridir" buyrularak o günün insanlarının çıkarcılıkları ve açgözlülükleri kınanmaktadır. Bunlar, mallarındaki Allah hakkını yerine vermeyip daha da çoğaltabilmek için yatırım yapan kimselerdir.

O devirde kimileri mallarını kendilerine daha çok geri döneceğini gözeterek zenginlere hediye verirlerdi. Böylece mallarını çoğaltmaya çalışırlardı. Yerinde bir tabirle, "Kazın geleceği yerden tavuğu esirgemezlerdi." Burada konu edilen " رباًriba [artış]", Bakara suresinde konu edilen ve ciddi bir insanlık suçu olan "faiz" değildir; çıkar amaçlı hediye vermek, çıkar amaçlı yardımda bulunmak demektir. Bu anlamda riba serbest olmakla beraber, ayetten anlaşıldığına göre hoş bir davranış değildir.

Yasaklanan " الرّبوا riba [faiz]", Bakara ve Al-i Imran surelerinde yer almaktadır:

275O ribayı [emeksiz, risksiz, çalışıp çabalamadan kolayca elde edilen kazançları] yiyen şu kişiler, şeytânın bir dokunuşuyla çarptığı kişinin kalkışından başka türlü kalkamazlar. Bu, şüphesiz onların, "Alış-veriş, riba gibidir" demeleriyledir. Oysa ki Allah, alış-verişi helâl, bu ribayı harâm kılmıştır. Kendisine Rabbinden bir öğüt gelip de yaptığından vazgeçenin geçmişi kendisine, işi Allah'adır. Ve kim ki yeniden dönerse, işte onlar ateşin dostlarıdır. Onlar orada sürekli kalacaklardır.
276Allah, ribayı yok eder, sadakaları da artırır. Allah, tüm aşırı nankör ve günahkâr kimseleri sevmez.
277Şüphesiz iman eden ve düzeltmeye yönelik işler yapan, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutan] ve zekâtı/vergiyi veren kişilerin Rableri katında mükâfâtları vardır. Ve onlar üzerine hiçbir korku yoktur, onlar üzülmezler de.
278Ey iman etmiş kimseler! Eğer mü’minler iseniz, Allah'ın koruması altına girin ve ribadan kalanı bırakın.
279Artık böyle yapmazsanız, o zaman Allah ve Elçisi'nden size savaş olduğunu/bozuma uğratıacağınızı; perişan edileceğinizi bilin. Eğer tevbe ederseniz, artık sermayeleriniz sizindir. Haksızlık etmezsiniz, haksızlığa da uğramazsınız. [Bakara/275-279]

130Ey iman etmiş kimseler! Kat kat artırılmış olarak ribayı [emeksiz, hizmetsiz, risksiz kazancı] yemeyin. Kurtuluşa ermeniz için Allah'ın koruması altına girin. 131Kâfirler; Allah'ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddeden kimseler için hazırlanmış olan ateşten de sakının. 132Merhamet olunmanız için Allah'a ve Elçi'ye itaat edin.
133-135Ve Rabbinizden bağışlanmaya, bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcama yapan, öfkelerini yutan, insanları affeden, çirkin bir hayâsızlık işledikleri ya da kendi kendilerine haksızlık ettikleri zaman, Allah'ı hatırlayıp hemen günahlarından dolayı bağışlanma isteyen, –Allah'tan başka günahları bağışlayan kimdir?– yaptıkları kötü şeylerde bile bile ısrar etmeyen, Allah'ın koruması altına girmiş kişiler için hazırlanmış eni göklerle yer kadar olan cennete koşuşun. Ve Allah, iyilik, güzellik üretenleri sever. [Âl-i İmran/130-135]*




*İşte Kuran, Rum Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim