• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

85Ankebut Suresi 67-69




Hatalı Çevrilen Ayetler


85Ankebut Suresi 67-69


Hatalı Çeviri:
67. Çevrelerinde insanlar kapılıp götürülürken, bizim (Mekke'yi) güven içinde kudsî bir yer yaptığımızı görmediler mi? Hâla bâtıla inanıp Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?

68. Allah'a karşı yalan uyduran yahut kendisine hak gelmişken onu yalan sayandan daha zalimi kimdir? Cehennemde kâfirlere yer mi yok!

69. Ama bizim uğrumuzda cihad edenleri elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz. Hiç şüphe yok ki Allah iyi davrananlarla beraberdir.


Doğru Çeviri:
67Yoksa kıyılarında insanların zorla kapılıp götürülmesine rağmen Mekke'yi, güvenli, dokunulmaz yaptığımızı da görmediler mi? Hâlâ bâtıla mı inanıyorlar ve Allah'ın nimetine iyilikbilmezlik mi ediyorlar?

68Ve Allah'a karşı yalan uyduran yahut kendisine geldiğinde, hakkı yalanlayandan daha yanlış; kendi zararlarına iş yapan kim olabilir? Kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenler için cehennemde bir yer mi yok!

69Ve Biz, Bizim uğrumuzda gayret gösterenleri, elbette Kendi yollarımıza kılavuzlayacağız. Ve şüphesiz Allah, iyilik-güzellik üretenlerle beraberdir.



67Yoksa kıyılarında insanların zorla kapılıp götürülmesine rağmen Mekke'yi, güvenli, dokunulmaz yaptığımızı da görmediler mi? Hâlâ bâtıla mı inanıyorlar ve Allah'ın nimetine iyilikbilmezlik mi ediyorlar?

68Ve Allah'a karşı yalan uyduran yahut kendisine geldiğinde, hakkı yalanlayandan daha yanlış; kendi zararlarına iş yapan kim olabilir? Kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenler için cehennemde bir yer mi yok!



Rabbimiz Mekkeli müşrikleri bu ayetlerde de kınamaya devam etmektedir. Çünkü onlar Rabblerinin kendilerine verdiği nimetlerin bilincinde değilmiş gibi davranmaktadırlar. Çevrelerindeki hiçbir kentin güvenliği ve bereketi yokken, ilahi program gereği Mekke "dokunulmaz" kent yapılmış, bu sayede orası hem güvenli, hem de ticaret ve ziyaret merkezi olmuştur. Bu sayede oraya bolluk ve bereket akmıştır. Bütün bunları görmezden gelmeleri hayret edilecek bir nankörlüktür.
Bu konu, İslam’ın ilk yıllarında Kureyş suresinde de gündeme getirilmişti:

* Kureyş'in güvenliği esenliği; kış ve yaz seferlerinde güvenlik esenlikleri için... Öyleyse kendilerini açlıktan kurtararak beslemiş olan ve her korkudan onları güvene kavuşturmuş olan, bu Beyt'in Rabbine kulluk etsinler. [Kureyş/1-4]

Cahiliye döneminde hiçbir kabilenin güvende olmadığı bir ortamda, Mekke’deki Kureyşliler bütün bu tehlikelerden tamamen emindiler. Çünkü Mekke’ye bir düşman saldırısı olması söz konusu değildi. Kureyşliler "Kâbe’nin hizmetçileri" sıfatıyla ülkenin her tarafında serbestçe dolaşırlar, büyük veya küçük kafilelerle gittikleri herhangi bir bölgede hiçbir tacizle karşılaşmazlardı. Hatta tek başına seyahat eden bir Kureyşlinin "Ben Haremliyim" ya da "Ben Allah’ın haremindenim" demesi bile, saldırılardan kurtulması için ona yeterli bir güvence sağlardı.

Kureyşliler, Kâbe’ye hacc ve umre için gelen binlerce insana verilen hizmetleri kendi aralarında paylaşmışlardı. Her sülâlenin belirli bir görevi vardı. Kâbe’nin bekçiliği, bakıcılığı, hacılara su dağıtımı, hacılara yardım, hacılara para toplama, yemek yedirme, hacıların mahkemeleşmesi gibi birçok iş Kureyş tarafından yapılmaktaydı. Bu kutsal turizm, Kureyşlilere tarifi zor bir üstünlük ve saygınlığın yanında, bol kazanç da sağlıyordu. Ne var ki, Kureyşlilerin Mekke’de sürdükleri bu sefa onların kendi gayretlerinin değil, Allah’ın Kâbe ile ilgili plânlarının bir sonucuydu.

Bu konu daha evvel Kureyş suresinin tahlilinde ele alındığından, detayın oradan okunmasını öneriyoruz:



69Ve Biz, Bizim uğrumuzda gayret gösterenleri, elbette Kendi yollarımıza kılavuzlayacağız. Ve şüphesiz Allah, iyilik-güzellik üretenlerle beraberdir.



Bu ayet, surede verilen mesajların tümünü içermektedir. Allah yolunda gayret sarf edenler, Allah’ın nimetlerine ulaşan yollara mutlaka kılavuzlanacaktır. Allah iyilik güzellik üretenler ile beraberdir. Onlara dünyada ve ahirette rahmet edecektir.
* Bunun üzerine Rableri onlara karşılık verdi: "Şüphesiz Ben, sizden erkek olsun, kadın olsun –ki hepiniz aynısınızdır– çalışanın amelini kaybetmem. O nedenle, göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, Benim yolumda eziyet edilenler, savaşanlar ve öldürülenler; elbette onlardan kötülüklerini örteceğim ve Allah katından bir sevap olarak, onları altından ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Ve Allah, sevabın güzeli Kendi katında olandır." [Al-i Imran/195]

* Kuşkusuz iman etmiş, yurtlarından göç etmiş, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşan ve barındırıp yardım eden şu kimseler; evet işte bunlar, bazısı bazısının yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakını olanlardır. İnanan ve hicret etmeyen kimselere gelince, hicret edene kadar, onlara yakınlık söz konusu değildir. Ve din uğrunda yardım isterlerse, aranızda antlaşma bulunan bir halk zararına olmaksızın, onlara yardım etmeniz gerekir. Ve Allah, yaptıklarınızı çok iyi görendir. [Enfal/72]

* Ve haksızlığa uğradıklarından sonra Allah yolunda hicret eden kişiler, kesinlikle Biz onları, sabretmiş ve sadece Rablerine işin sonucunu havale eden şu kimseleri bu dünyada güzel bir şekilde yerleştireceğiz. Ötekinin/âhiretin ücreti ise daha büyüktür. Keşke bilselerdi! [Nahl/41,42]

* Sonra şüphesiz senin Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret eden, sonra çaba harcayan ve sabreden kimseler içindir. Şüphesiz senin Rabbin bundan sonra kesinlikle çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. [Nahl/110]*




*İşte Kuran, Ankebut Suresi








Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim