• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

87Bakara Suresi 208-209




Hatalı Çevrilen Ayetler


87Bakara Suresi 208-209


Hatalı Çeviri:
208. Ey iman edenler! Hep birden barışa girin. Sakın şeytanın peşinden gitmeyin. Çünkü o, apaçık düşmanınızdır.

209. Size apaçık deliller geldikten sonra, yine de kayarsanız, şunu iyi bilin ki Allah azîzdir, hakîmdir.



Doğru Çeviri:
208Ey iman etmiş kişiler! Hepiniz, topluca İslâm'a-barışa-güvenliğe-sağlamlığa girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Şüphesiz o, sizin için apaçık bir düşmandır.

209Buna rağmen, eğer siz apaçık deliller geldikten sonra yine kayarsanız, artık bilin ki şüphesiz Allah, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır.


208Ey iman etmiş kişiler! Hepiniz, topluca İslâm'a-barışa-güvenliğe-sağlamlığa girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Şüphesiz o, sizin için apaçık bir düşmandır.


Evrensel bir beyanname niteliğinde olan bu âyette mü’minlere, Ey iman etmiş kişiler! Hepiniz, topluca silm'e [İslâm'a-barışa-güvenliğe] girin ve şeytânın adımlarını izlemeyin. Şüphesiz o, sizin için apaçık bir düşmandır denilmek sûretiyle kurtuluş yolu gösterilmektedir.

Kaynaklarda, bu âyetin iniş sebebi ile ilgili şu bilgiler verilmektedir:

Bu âyet, Ehl-i Kitap'tan Abdullah b. Selâm ve arkadaşları gibi müslüman olanlar hakkında nâzil olmuştur. Çünkü onlar, Hz. Peygamber'e (s.a) iman ederken, bir taraftan da Hz. Mûsâ'nın (a.s) şeriatına tazim etmeye devam ediyorlardı. Bundan dolayı da "cumartesi" gününün kutsiyetine saygı gösteriyor, deve etini ve sütünü mekruh kabul ediyorlardı ve şöyle söylüyorlardı: "Bu şeyleri terketmek İslâm'da mübah, Tevrât'ta ise vâcibdir. Binâenaleyh biz bunu ihtiyaten terkediyoruz." İşte böylece Cenâb-ı Hakk, onların bu tutumumu kerih görerek, onların İslâm'a bütünüyle girmelerini, yani İslâm şeriatının hepsine girmelerini ve gerek itikad, gerek amel bakımından Tevrât'ın hükümlerinden herhangi birine sarılmamalarını emretmiştir. Çünkü Tevrât, artık mensûhtur. Buna göre, Şeytânınadımlarına uymayın âyetini, "Tevrât'ın mensuh olduğunu bildikten sonra, onun hükümlerine tutunarak, şeytâna uymayın" şeklinde açıklamışlardır. Bu görüşte olanlar, âyetteki, kâffeten kelimesini, İslâm'ın sıfatı kabul etmişlerdir. Buna göre sanki, "Gerek itikadî gerek amelî olsun, İslâm'ın kanunlarının hepsine giriniz" denilmiştir. [Râzî, Mefâtihu'l-Ğayb.]

SİLM

Selâm, teslim, islâm vs. sözcüklerinin kökü durumunda olan silm sözcüğünün tüm türevleri, "barış, savaşı ve münakaşayı terketme, sağlam olma, sağlamlaştırma, güvende olma, güvende oldurma, sıkıntılara karşı koyma" anlamlarını taşır. Bu manalar, şu âyetlerde net olarak görülmektedir:

46Yine Allah'a ve O'nun Elçisi'ne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra korkuya kapılırsınız ve gücünüz-canınız gider. Ve sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir. [Enfâl/46]

200Ey iman etmiş kimseler! Kurtulmanız, başarı kazanmanız için sabredin ve birbirinizin sabırlı olmasını sağlayın, birbirinize bağlanın ve Allah'ın koruması altına girin. [Âl-i İmrân/200]

103Ve hep birlikte Allah'ın ipine sıkıca sarılın/Allah'ın ipi ile korunun, ayrılmayın ve Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın: Hani siz, birbirinize düşmanlar idiniz de, Allah, kalpleriniz arasında ülfet oluşturdu. Sonra da siz, O'nun nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de oradan sizi O kurtarmıştı. İşte Allah, kılavuzlandığınız doğru yolu bulasınız diye alâmetlerini/göstergelerini sizin için böyle ortaya koyar. [Âl-i İmrân/103]

9Ve eğer mü’minlerden iki grup birbirleriyle savaştırılırlarsa, hemen onların arasını düzeltin. Şâyet biri ötekinin üzerine saldırırsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Sonra da eğer dönerse aralarında adaletle barış yapın ve hakkaniyetle davranın. Şüphesiz ki Allah, hakkaniyetle davrananları sever.
10Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse rahmete ermeniz için kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'ın koruması altına girin. [Hucurât/9-10]

85Ve kim İslâm'dan başka bir din ararsa, o takdirde hiçbir zaman ondan kabul edilmeyecektir. Ve İslâm'dan başka din arayan kimse, âhirette zarar edenlerden olacaktır. [Âl-i İmrân/85]

25Ve Allah, selâmet [esenlik, güvenlik, mutluluk] yurduna çağırıyor ve O, dilediği/dileyen kimseye kılavuz olur. [Yûnus/25]

Şeytânın izini takip etmek, ona kul-köle olmaktır. Bununla ilgili 168. âyette detay verilmişti. Ayrıca şu âyetler de dikkate alınmalıdır:

21Ey iman etmiş kimseler! Şeytanın adımlarını izlemeyin. Ve kim şeytanın adımlarını izlerse, şunu bilsin ki o, aşırılıkları, iffetsizlikleri ve tüm çirkinlikleri emreder. Ve eğer üstünüzde Allah'ın armağan ve merhameti olmasaydı, sizden hiçbir kimse sonsuza dek temize çıkmazdı. Fakat Allah, dilediğini temize çıkarır. Allah, en iyi işitendir, en iyi bilendir. [Nûr/21]

142Ve O, hayvanlardan yük taşıyanları, döşek yapılanları inşa edendir. Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden yiyin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Şüphesiz o, sizin için apaçık bir düşmandır. [En‘âm/142]

118,119Allah İblis'i dışladı. Ve İblis, "Elbette Senin kullarından belirli bir pay alacağım, onları kesinlikle saptıracağım, onları boş kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim de etinden-sütünden yararlanılan hayvanların kulaklarını yaracaklar, onlara emredeceğim de Allah'ın oluşturuşunu/ölçülendirdiğini bozacaklar" dedi. Ve her kim Allah'ın astından şeytanı yol gösterici, koruyucu yakın edinirse, o zaman şüphesiz o, apaçık bir ziyan ile ziyana uğrar. [Nisâ/118-119]


209Buna rağmen, eğer siz apaçık deliller geldikten sonra yine kayarsanız, artık bilin ki şüphesiz Allah, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır.


Bu âyette, silme girmeyip şeytânın adımlarını izleyenlere, Allah'ın kendilerinin hakkından geleceği ihtar edilmektedir.

Âyette, apaçık delillerden sonra inanmayanların cezalandırılacağının ifade edilmesi, bilenlerin bilmeyenlerden daha fazla sorumluluk altında olduklarına işaret eder. Aynı mesaj daha evvel de verilmişti, bunlardan bir kaçını hatırlatıyoruz:

* Ve Kur’ân, "Kitap, sadece bizden önceki iki topluluğa; Yahudi ve Hristiyanlara indirildi; biz ise, o kitapları okuyamıyor ve dillerini anlayamıyorduk" veya "Eğer bize kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk" demeyesiniz diye Bizim indirdiğimiz bereketli bir kitaptır. O nedenle, rahmet olunmanız için ona uyun ve Allah'ın koruması altına girin. İşte size de Rabbinizden açık delil, kılavuz ve rahmet gelmiştir. Öyleyse Allah'ın âyetlerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha yanlış, kendi zararlarına iş yapan kim olabilir? Âyetlerimizden yüz çevirenleri, yüz çevirmeleri sebebiyle azabın kötüsüyle cezalandıracağız. [En‘âm/155-157]

* Kur’ân, insanlar için kalbî idrakler, kesin inanan toplum için bir yol gösterme ve rahmettir. Yoksa kötülükleri işleyen o kimseler, kendilerini, hayatlarında ve ölümlerinde, iman eden ve düzeltmeye yönelik işler yapan kimseler gibi yapacağımızı mı zannettiler? Ne kötü hüküm veriyorlar! [Câsiye/20-21]*



*İşte Kuran, Bakara Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim