• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

87Bakara Suresi 234-237




Hatalı Çevrilen Ayetler


87Bakara Suresi 234-237


Hatalı Çeviri:
234. Sizden ölenlerin, geride bıraktıkları eşleri, kendi başlarına (evlenmeden) dört ay on gün beklerler. Bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, kendileri hakkında yaptıkları meşru işlerde size bir günah yoktur. Allah yapmakta olduklarınızı bilir.

235. (İddet beklemekte olan) kadınlarla evlenme hususundaki düşüncelerinizi üstü kapalı biçimde anlatmanızda veya onu içinizde gizli tutmanızda size günah yoktur. Allah bilir ki siz onları anacaksınız. Lâkin, meşru sözler söylemeniz müstesna, sakın onlara gizlice buluşma sözü vermeyin. Farz olan bekleme müddeti dolmadan, nikâh kıymaya kalkışmayın. Bilin ki Allah, gönlünüzdekileri bilir. Bu sebeple Allah'tan sakının. Şunu iyi bilin ki Allah gafûrdur, halîmdir.

236. Nikâhtan sonra henüz dokunmadan veya onlar için belli bir mehir tayin etmeden kadınları boşarsanız bunda size mehir zorunluğu yoktur. Bu durumda onlara müt'a (hediye cinsinden bir şeyler) verin. Zengin olan durumuna göre, fakir de durumuna göre vermelidir. Münasip bir müt'a vermek iyiler için bir borçtur.

237. Kendilerine mehir tayin ederek evlendiğiniz kadınları, temas etmeden boşarsanız, tayin ettiğiniz mehrin yarısı onların hakkıdır. Ancak kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağı elinde bulunanın (velinin) vazgeçmesi hali müstesna, affetmeniz (mehirden vazgeçmeniz), takvâya daha uygundur. Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayın. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür.


Doğru Çeviri:
234İçinizden geçmişte yaptıklarını ve yapması gerekirken yapmadıklarını bir bir hatırlattırılanlar; ölenler ve geride eşler bırakan kimselerin hanımları da, kendiliklerinden dört ay ve on gün beklerler. Sonra süreleri sona erdiği zaman, artık kendileri hakkında örfe uygun/ herkesçe kabul gören bir şekil ile yaptıklarında sizin [bunu yapanlar ve bunu izleyenler] için bir vebal yoktur. Ve Allah, yaptıklarınıza haberdardır.

235Ve bu kadınlara evlenme isteğinizi üstü kapalı biçimde çıtlatmanızda veya içinizde tutmanızda size bir günah yoktur. Allah, şüphesiz sizin onları anacağınızı bilir. Fakat örfe uygun/ herkesçe kabul gören bir şekilde bir söz söylemekten başka bir şekilde kendileriyle gizlice sözleşmeyin. Farz olan süre sona erinceye kadar da nikâh akdine kesin karar vermeyin. Bilin ki şüphesiz Allah içinizdekini bilir. Öyle ise O'ndan sakının. Yine bilin ki şüphesiz Allah kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olandır, çok yumuşak davranandır.

236Eğer kadınları, kendilerine dokunmadan veya onlara bir mehir340 ayarlamadan/belirlemeden boşarsanız size bir vebal yoktur. Ve onları kazançlandırın. Geniş olan hâline göre, eli dar olan da hâline göredir. Örfe uygun/herkesçe kabul gören bir şekle göre kazanç, iyilik-güzellik üretenler üzerine bir borçtur.

237Ve eğer onları, kendilerine dokunmadan önce boşar ve mehri de kesmiş bulunursanız, o zaman borç, o kestiğiniz miktarın yarısıdır. Ancak kadınlar veya nikâh akdini elinde bulunduran kimse/velisi bağışlarsa başka. Ve bağışlamanız, Allah'ın koruması altına girmeye daha yakındır. Aranızdaki fazlalığı da unutmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı en iyi görendir.



Bu âyetlerde de aile hukukuna dair ilkeler yer almaktadır. Şöyle ki:

* Kocası ölen kadınlar, dört ay ve on gün beklemelidir. Bundan sonra evlenme hususunda serbesttirler.

* Erkekler, kocası ölmüş kadınlarla evlenmeyi düşünülebilir; onlara açık ve kapalı evlenme teklifinde bulunabilirler.

* İddeti henüz bitmemiş kadınlarla, gizli sözleşme yapılamaz.
* İddet süresi sona erinceye kadar nikâh akdi gerçekleştirilemez.

* Kadınlar, kendilerine dokunulmadan veya bir mehir takdir edilmeden de boşanabilir.

* Boşanan kadına, durumuna göre koca bir tazminat ödemelidir.

* Kendilerine dokunulmadan boşanan ve fakat mehiri belirlenmiş olan kadınlara, o mehirin yarısı verilir. Taraflar birbirine hakklarını bağışlamakta serbesttirler. (Bağışlama, Allah'ın razı olacağı bir uygulamadır.)

Eşler boşanırken birbirlerine cömert davranmalı. Hangisinin maddi durumu daha iyi ise o, fedakarlıkta bulunmalıdır.

Örneklersek:
boşanma davasında kadının, nafaka, mehir vs. örfe göre diyelim ki yüz bin lira alması hükme bağlandı, yasal olarak karar altına alındı. Kadının maddi durumu, boşandığı eşinden daha iyi, malı mülkü daha fazla. O zaman kadın bu aralarındaki fazlalığı dikkate alarak alacağını 90, 80, ....50, 40, ... 10 şeklinde almalı veya bağışlayabilmelidir.

Ya da tersi: Kadın muhtaç, erkek kadından daha zengin. malı mülkü daha fazla.

Bu durumda erkek, aralarındaki fazlalığı dikkate alarak boşandığı eşine kanunun kestiği yüz bin lira yerine, 150, 200, 300 bin veya daha fazla vermelidir.

Kocası vefat etmiş hâmile kadının ve henüz hayız görmeden kocası ölen kadının iddeti de şöyle hükme bağlanmıştır:

Ve kadınlarınızdan aybaşından kesilenler ve henüz aybaşı olmayanlar; eğer şüphe ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Gebe olanların da bekleme süresi, yüklerini bırakmalarıdır [doğum yapmaları veya düşük yapmalarıdır]. Kim Allah'a takvâlı davranırsa O [Allah], ona işinde bir kolaylık kılar. (Talâk/4)*



340 Kur’ân'a göre mehir; kadının “geçim sigortası”dır. Bu kural, kadının zayıflığından değil, onun –sosyal ve kültürel yönden önemine binaen– korunması gerektiğindendir. Dul kalması durumunda “iddet” süresince geçinebileceği bir mal ya da paranın kadına verilmesi, onun geçimini sağlamak için uğraşmasına, yuvasından uzaklaşıp sıkıntılara katlanmasına gerek bırakmayacaktır. Böylece kadın, taciz, tecavüz ve sarkıntıya uğramak riskinden uzak olacaktır. Kısacası Allah, kadını onurlandırmak, korumak ve mağduriyetini engellemek için ona mehir verilmesini emretmiştir. Konunun ayrıntıları için bkz. Tebyîn.





*İşte Kuran, Bakara Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim