• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

89Al-i İmran Suresi 10-12




Hatalı Çevrilen Ayetler


89Al-i İmran Suresi 10-12


Hatalı Çeviri:
10. Bilinmelidir ki inkâr edenlerin ne malları ne de evlâtları Allah huzurunda kendilerine bir fayda sağlayacaktır. İşte onlar cehennemin yakıtıdır.

11. (Onların yolu) Firavun hanedanının ve onlardan öncekilerin tuttuğu yola benzer. Onlar bizim âyetlerimizi yalanladılar, Allah da kendilerini günahları yüzünden yakalayıverdi. Allah'ın cezası çok şiddetlidir.

12. (Resûlüm!) İnkâr edenlere de ki: Yakında mağlup olacaksınız ve cehenneme sürüleceksiniz. Orası kalınacak ne kötü bir yerdir!



Doğru Çeviri:
10,11Şüphesiz kâfirler; Allah'ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddetmiş olan şu kimseler; onların malları ve evlatları, –aynı Firavun'un yakınlarının ve onlardan öncekilerinki gibi– Allah'tan hiçbir şeyi savamaz. Ve onlar Ateş'in yakıtıdırlar. Firavun'un yakınları ve onlardan öncekiler, âyetlerimizi yalanladılar da Allah, onları günahları yüzünden yakalayıverdi. Ve Allah, cezası/yakalaması çok çetin olandır.

12Kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddetmiş olan şu kimselere: “Siz, yakında yenilgiye uğrayacak ve cehenneme toplanacaksınız” de. Ve o, ne kötü bir döşektir!


10,11Şüphesiz kâfirler; Allah'ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddetmiş olan şu kimseler; onların malları ve evlatları, –aynı Firavun'un yakınlarının ve onlardan öncekilerinki gibi– Allah'tan hiçbir şeyi savamaz. Ve onlar Ateş'in yakıtıdırlar. Firavun'un yakınları ve onlardan öncekiler, âyetlerimizi yalanladılar da Allah, onları günahları yüzünden yakalayıverdi. Ve Allah, cezası/yakalaması çok çetin olandır.


Bu âyetlerde, Medîne'deki kâfirlere, savaşa katılmalarını engelleyen mallarının ve çocuklarının, aynı Firavun ve onun yakın çevresinde olduğu gibi kendilerine fayda vermeyeceği uyarısı yapılmaktadır: Onların malları ve evlâtları, Allah katında onlara hiç bir fayda sağlamayacak, onlara gelecek Allah'ın azabından hiç bir şeyi önleyemeyecektir.

Bu âyetin mesajı evrensel olmasına rağmen ilk muhatapları –sûrenin giriş bölümünde detaylıca sunduğumuz gibi– Necrân heyetidir. Bu heyettekilerden Ebû Hârise ibn Alkame'nin kardeşine, "Ben onun gerçekten, Allah'ın Elçisi olduğunu kesinlikle bilmekteyim... Ama ne var ki bunu açıklarsam, Rûm kralları bana vermiş olduğu mal ve makamı geri alırlar" dediğini de nakletmiştik. İşte bu âyette kınananlar başta bunlardır. Bunlara; mallarının, çoluk-çocuklarının dünya ve âhirette kendilerine fayda vermeyeceği, onlardan azabı def edemeyeceği bildirilmektedir.

Bu âyetlerde verilen mesaj birçok defa (Şu‘arâ/87-91, Enbiyâ/98, Meryem/77-82, Kehf/46, Nûh/25, Mü’min/45-46, En‘âm/94, Tebbet/1-5, Âl-i İmrân/116-117, Âl-i İmrân/196-197, Enfâl/52) geçmiştir.


12Kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddetmiş olan şu kimselere: “Siz, yakında yenilgiye uğrayacak ve cehenneme toplanacaksınız” de. Ve o, ne kötü bir döşektir!


Bu âyette yine küfredenler, âkıbetleri açıklanarak uyarılmakta; dünyada yenilip perişan olacakları, sonunda da en kötü döşek olan cehennemi boylayacakları bildirilerek bir an evvel imana gelmeleri istenmektedir. Târih de bu âyette verilen mesajların aynıyla gerçekleştiğine; küfrün, şirkin ve zulmün çok kısa ömürlü olduğuna, mutlaka yok olup gittiğine tanıktır.

Bu âyetin sebeb-i nüzûlü hakkında kaynaklardaki nakiller şöyledir:

Burada kasıt Yahûdilerdir. Muhammed b. İshâk der ki: Rasûlullah (s.a) Bedir'de Kureyş'i mağlup edip Medîne'ye döndükten sonra Yahûdileri toplayıp onlara şunu dedi:

— Ey Yahûdi topluluğu! Bedir günü Kureyş'in başına gelenlerin bir benzerini Allah'ın başınıza getirmesinden sakının. Siz de biliyorsunuz ki ben gönderilmiş bir peygamberim. Siz bunu Kitabınızda, Allah'ın size ahdinde [buyruğunda] görmektesiniz.

Yahûdiler on'a şöyle karşılık verdiler:

— Ey Muhammed! Savaşın ne olduğunu bilmeyen gâfil bir topluluğu yenik düşürüp de onlara karşı eline bir fırsat geçti diye gurura kapılma! Allah'a yemin ederiz, bizimle savaşacak olursan asıl savaşçıların biz olduğumuzu göreceksin.

Bunun üzerine yüce Allah, Kâfirlere de ki: "Siz mutlaka yenileceksiniz..." buyruğunu inzâl buyurdu. [Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi'l-Kur’ân]

Ebû Sâlih'in İbn Abbâs'tan rivâyetine göre ise; Yahûdilerin, Uhud günü Müslümanların başına gelen musibete sevinmeleri üzerine bu âyet-i kerîme nâzil olmuştur. [Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi'l-Kur’ân]

Âlimler bu âyetin sebeb-i nüzûlü hakkında şu iki rivâyeti nakletmişlerdir:

1)Hz. Peygamber (s.a), Bedir'de Kureyş'e karşı savaşıp Medîne'ye döndüğünde, Yahûdileri, Benî Kaynuka mevkiinde toplayarak onlara şöyle der:
— Ey Yahûdiler! Kureyş'in başına gelen, sizin de başınıza gelmeden önce Müslüman olun.
Onlar da şöyle karşılık verirler:
— Ey Muhammed! Kureyş'ten, savaştan anlamayan bir grubu öldürüp yenmen seni aldatmasın. Eğer bizimle savaşsaydın, anlardın.
Bunun üzerine Allah Teâlâ, bu âyeti indirdi. [Râzî, Mefâtihu'l-Ğayb]

2)Medîneli Yahûdiler, Bedir'de kâfirlerin başına geleni öğrenince, "Allah'a yemin ederiz ki, bu, Hz. Mûsâ'nın Tevrât'ta müjdelediği ve vasıflarını sayıp, sancağının yere düşmeyeceğini haber verdiği ümmî peygamberdir" dediler. Daha sonra da birbirlerine, "Hele acele etmeyin" dediler. Uhud savaşı olup, Hz. Peygamber'in ashâbı gerileyince, onlar, "Bu, o müjdelenen peygamber değil" dediler ve şekâvetleri daha ağır bastığı için Müslüman olmadılar. İşte bunun üzerine Allah, bu âyeti indirdi. [Râzî, Mefâtihu'l-Ğayb.]

Âyetin iniş sebebi husûsî olsa da, mesajı tüm zamanlaradır. Kâfirler her zaman yenilecekler ve cehennemi boylayacaklardır.

Bu âyet, geleceğe dair verdiği haberle bir mucize ortaya koymaktadır. Bunun benzeri daha evvel de geçmişti:

9-11Yoksa çok güçlü ve çok bağış yapan Rabbinin rahmet hazineleri onların yanında mıdır? Ya da bütün o göklerin, yerin ve aralarında olanların mülkü onların mıdır? Öyleyse, burada, çeşitli gruplardan oluşmuş, bozguna uğramış bir ordu olan onlar, her yolu deneyerek yükselsinler, ellerinden gelen her şeyi denesinler! [Sâd/9-11]*




*İşte Kuran, Al-i İmran Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim