90Ahzab Suresi 45-48
Hatalı Çevrilen Ayetler
90Ahzab Suresi 45-48
Hatalı Çeviri:
45. Ey Peygamber! Biz seni hakikaten bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
46. Allah'ın izniyle, bir davetçi ve nûr saçan bir kandil olarak (gönderdik).
47. Allah'tan büyük bir lütfa ereceklerini müminlere müjdele.
48. Kâfirlere ve münafıklara boyun eğme. Onların eziyetlerine aldırma. Allah'a güvenip dayan, vekîl ve destek olarak Allah yeter.
Doğru Çeviri:
45-48Ey Peygamber! Şüphesiz Biz, seni, bir şâhit, bir müjdeci, bir uyarıcı, Kendi izniyle/ bilgisiyle Allah'a bir davetçi ve ışık saçan bir kandil olarak gönderdik/elçi yaptık. Sen de inananlara, şüphesiz kendileri için Allah'tan büyük bir armağan olduğunu müjdele. Kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddeden kimselere ve münâfıklara itaat etme, onların verdiği eziyetleri bırak, önemseme. Ve sen, Allah'a işin sonucunu havale et. Ve “tüm varlıkları belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan” olarak Allah yeter.
Bu âyetlerde, Rasûlullah tekrar muhatap alınarak kendisinin, insanlarabir şâhit, bir müjdeci, bir uyarıcı, Allah'a bir davetçi ve ışık saçan bir kandil olarakgönderildiği açıklanıp, bu amaçlar doğrultusunda yapması gerekenler bildirilmiştir.
Burada, Rasûlullah için zikredilen nitelikler ve o'na verilen görevler birçok yerde geçmiş ve detaylıca açıklanmıştı. Âyetteki, Sen de inananlara, şüphesiz kendileri için Allah'tan büyük bir lütuf olduğunu müjdele ifadesi daha evvel şöyle açıklanmıştı:
22Kendilerine vaki olduğunda kazandıkları şeylerden dolayı şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan o kimselerin ürktüklerini görürsün. İman etmiş, düzeltmeye yönelik işleri yapmış kimseler de cennetlerin bahçelerindedirler. Rablerinin yanında onlar için istedikleri şeyler vardır. İşte bu, büyük armağanın ta kendisidir. [Şûrâ/22]
Paragrafın son cümlesinde, Kâfirlere, münâfıklara da itaat etme, onların ezalarını bırak. Ve sen Allah' tevekkül et. Vekîl olarak da Allah yeter denilerek, sûrenin başında yapılan uyarı tekrarlanmıştır: Rasûlullah'a, evlâtlığı Zeyd ve Zeyneb'le ilgili uygulamalar hakkında kâfirlerin ve münâfıkların kötü söz ve propagandalarına aldırmaması uyarısı yapılırken, mü’minlere de hakka dayalı uygulamalarda karşılaşacakları zorluklar nedeniyle dönmemeleri, dedikoduları dikkate almamaları mesajı iletilmektedir:
54Ey iman etmiş kimseler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakında mü’minlere karşı yumuşak, kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselere karşı da onurlu ve şiddetli bir toplum getirir ki Allah, onları sever, onlar da O'nu severler; onlar, Allah yolunda çaba harcarlar ve hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar. Bu, Allah'ın dilediğine verdiği bir armağandır. Allah, bilgisi ve rahmeti geniş ve sınırsız olandır, çok iyi bilendir. [Mâide/54]
Rasûlullah'ın ve ümmetin şâhitliği hususu, Bakara sûresinde açıklanmıştı:
143Ve işte böyle Biz, siz, insanlar üzerine şâhitler olasınız, Elçi de sizin üzerinize şâhit olsun diye sizi hayırlı bir önderli toplum yaptık. Üzerinde olduğun bu hedefi/stratejiyi belirlememiz de yalnızca, Elçi’ye uyan kimseleri, iki ökçesi üzerinde geri döneceklerden ayıralım/bildirelim diyedir. Tesbit ettiğimiz bu hedef/strateji, elbette, Allah'ın kılavuzluk ettiği kimselerin dışındakilere çok büyüktür. Ve Allah, imanınızı kaybedecek değildir. Hiç şüphesiz Allah, bütün insanlara çok şefkatlidir, çok merhametlidir. [Bakara/143]
8Hani o yıldızlar silindiği/imha edildiği/uzaklaştırıldığı zaman, 9gök aralandığı zaman, 10dağlar savrulduğu zaman, 11-13tanıklık edecek elçiler, tanıklık için bekletildikleri "Ayırt etme günü" tanıklık vakti belirlendiği zaman, –"14Ayırt etme günü"nün ne olduğunu sana ne bildirdi!–15o gün, yalanlayanların vay hâline! [Mürselât/8-14]
41Her ümmetten bir tanık getirdiğimiz ve seni de işte onların üzerine bir tanık olarak getirdiğimiz zaman bak nasıl? [Nisâ/41]*
*İşte Kuran, Ahzab Suresi
Yorumlar -
Yorum Yaz