91Mümtehine Suresi 12
Hatalı Çevrilen Ayetler
91Mümtehine Suresi 12
Hatalı Çeviri:
12. Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, iyi işi işlemekte sana karşı gelmemek hususunda sana biat etmeye geldikleri zaman, biatlarını kabul et ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Doğru Çeviri:
12Ey Peygamber! İnanmış kadınlar sana, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, karınlarında taşıdıkları veya doğurdukları çocuğun babasının kim olduğu ile ilgili bir iftira uydurup getirmemeleri, herkesçe kabul gören/vahye uygun hususlarda sana isyan etmemeleri üzerine bağlılık yemini ederek gelirlerse, hemen onların bağlılık yeminlerini al ve onlar için Allah'tan bağışlanma dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Mekke'nin fethinden kısa bir süre önce inen bu âyette, fetihten sonra Rasûlullah'a biat eden kadınlarla ilgili hükümler ile din ve devletin temel hükümleri yer almaktadır. Şöyle ki:
• Allah'a hiç bir şey ortak koşulmayacaktır [din korunacaktır].
• Hırsızlık yapılmayacaktır [mal korunacaktır].
• Zina edilmeyecektir [ırz ve aile yapısı korunacaktır].
• Çocuklar öldürülmeyecek, neseb konusunda yalan uydurulmayacaktır [can ve nesil korunacaktır].
• Ma‘rûfta Peygamber'e isyan edilmeyecektir [kendisinde doğruluk, iyilik bulunan her şeyde; din'e, insan hakklarına aykırı olmayan uygulamalarda devlete karşı gelinmeyecektir].
Bu âyetin ilk uygulamasına dair şu olay nakledilmiştir:
Rivâyet olunduğuna göre Hz. Peygamber (s.a), Mekke'nin fethedildiği gün erkekler biatleşmeyi bitirince, kadınlarla biate başladı. Kendisi Safa tepesinde, Hz. Ömer (r.a) de oranın altında, Hz. Peygamber'in (s.a) emriyle kadınlarla biatleşip Peygamber'in (s.a) tebligatını onlara aktarıyordu. Ebû Süfyân'ın karısı, Utbe'nin kızı Hind ise, Peygamber'in (s.a) kendisini tanıyacağı endişesiyle yüzünü örtmüş, kıyafetini değiştirmiş olarak, biat eden kadınlar arasında bulunuyordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a), "Sizin, Allah'a herhangi bir şeyi şirk koşmamanız şartıyla, sizinle biatleşiyorum" buyurunca, Hind başını kaldırdı ve, "Allah'a yemin olsun ki, biz putlara taptık. Şüphesiz sen, erkeklerden olmadığın, onlarla biate konu yapmadığın bir şeyle bizi sorumlu tutuyorsun. Çünkü sen, erkeklerle sadece, Müslüman olmaları ve cihâd etmeleri konusunda biatleştin..." dedi.
Hz. Peygamber (s.a), "Hırsızlık yapmamanız ... şartı üzere biatleşiyorum..." deyince, yine Hind, "Ebû Süfyân, cimri bir adamdır. Ben onun malında bir kötülük işledim [onun malından çaldım]. Bu sebeple, bilemiyorum, o aldığım mal bana helâl midir, değil midir?" dedi. Bunun üzerine Ebû Süfyân da, "Geçmişte aldığın, gelecekte alacağın her şey, sana helâl olsun..." deyince, Hz. Peygamber (s.a) gülümsedi, onu tanıdı ve ona, "Muhakkak ki, Utbe'nin kızı Hind'sin" deyince Hind, "Evet" dedi, "binâenaleyh, ey Allah'ın Nebîsi, Allah sana afiyet versin... Geçmişte olanı bağışla..."
Hz. Peygamber (sözüne devamla), "Zina etmemeniz şartı üzere..." deyince, Hind, "Hür kadın hiç zina eder mi?" (başka bir rivâyette ise, "Hiç bir hür kadın zina etmemiştir") dedi. Hz. Peygamber (s.a), "Çocuklarınızı öldürmemeniz şartı üzere..." deyince de, Hind, biz onları büyüttük, sen ise onları öldürdün. Bunu sen de onlar da pek iyi bilirsiniz!" dedi. Zira, Ebû Süfyân'ın oğlu Hanzale, Bedir savaşı'nda öldürülmüştü...
Bunun üzerine Hz. Ömer(r.a) o kadar güldü ki sırtüstü yere düştü. Hz. Peygamber (s.a) de tebessüm etti. Yine Hz. Peygamber (s.a), "İftirada da –ki bu iftira, kadının, kocasından olmayan çocuğunu kocasına nisbet etmesidir–bulunmamanız şartı üzere..." deyince de, Hind, "Allah'a yemin ederim ki bühtan kötü bir iştir. Hâlbuki sen bize, doğruluğu ve güzel huyları emrediyorsun" dedi. Hz. Peygamber (s.a), "Ma‘rûfta, iyi şeylerde bana isyan etmemeniz şartı üzere..." deyince de, Hind, "Allah'a yemin ederim ki, içimizde herhangi bir şey hususunda sana isyan etmek düşüncesi var olduğu hâlde şurada bulunuyor değiliz." dedi. [Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi'l-Kur’ân]*
*İşte Kuran, Mümtehine Suresi
Yorumlar -
Yorum Yaz