105. Allah'ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedesin diye sana Kitab'ı hak ile indirdik; hainlerden taraf olma!
106. Ve Allah'tan mağfiret iste, çünkü Allah, çok yarlığayıcı, ziyadesiyle esirgeyicidir.
107. Kendilerine hıyanet edenleri savunma; çünkü Allah hainliği meslek edinmiş günahkârları sevmez.
Bu âyetlerde Rasûlullah'a şu talimatlar verilmiştir:
• Senin görevin, Allah'ın sana gösterdiği gibi, insanlar arasında Hakk Kitap ile hükmetmek ve hâinler için savunucu olmamaktır.
• Allah'tan bağışlanma dile. (Şüphesiz, Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edendir.)
• Kendilerine hâinlik edenleri de savunma. (Şüphesiz Allah, ileri derecede hâinlik eden günahkârları sevmez.)
Rasûlullah'a verilen bu direktiflerden sonra, münâfıkların, yaptıkları kötülükleri insanlardan gizleyip Allah'tan gizlemedikleri, Allah'tan bir şey gizleyemeyecekleri, onlar geceleri kötü plan yaparken Allah'ın kendileriyle beraber olduğu, her şeylerini kuşattığı, dünyada savunan olsa bile kıyâmet gününde Allah'a karşı onları kimsenin savunamayacağı, onların bir vekîlinin olmayacağı bildirilerek akıllarını başlarına almaları istenmektedir. Daha sonra da evrensel bir beyânneme olarak şöyle denilmektedir: Kim bir kötülük işler yahut nefsine zulmeder, sonra da Allah'tan bağışlanma dilerse, Allah'ı çok bağışlayıcı ve çok merhametli bulur. Kim de bir günah kazanırsa, kendi aleyhine kazanmış olur. Ve Allah, en iyi bilendir, en iyi yasakoyandır. Kim de bir hata veya bir günah kazanır da sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa, o zaman kesinlikle bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmiş olur.