107Tahrim Suresi 10-12
Hatalı Çevrilen Ayetler
107Tahrim Suresi 10-12
Hatalı Çeviri:
10. Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lût'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki sâlih kişinin nikâhları altında iken onlara hainlik ettiler. Kocaları Allah'tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara: Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin! denildi.
11. Allah, inananlara da Firavun'un karısını misal gösterdi. O: Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap; beni Firavun'dan ve onun (kötü) işinden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar! demişti.
12. İffetini korumuş olan, İmran kızı Meryem'i de (Allah örnek gösterdi). Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O gönülden itaat edenlerdendi.
Doğru Çeviri:
10Allah, kâfirlere; Kendisinin ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselere, Nûh'un kadını ile Lût'un kadını örnek verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki sâlih kulun aşağılık karıları idiler. Sonra onlara hainlik ettiler. İkisinin kocası da, peygamber olmalarına rağmen Allah'tan hiçbir şeyi onlardan savamadı. Ve, “Girenlerle birlikte siz ikiniz de ateşe girin!” denildi.
11Allah, inanan kimselere de Firavun'un kadınını örnek gösterdi. Hani o, “Rabbim! Bana nezdinde cennetin içinde bir ev yap, beni Firavun'dan ve onun işinden kurtar. Ve beni şu şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar toplumundan kurtar!” demişti.
12Ve Allah, ırzını bir kale gibi koruyan İmrân kızı Meryem'i de örnek verdi. İşte Biz onu vahyimizle az da olsa bilgilendirdik.393 O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını doğrulayıp uyguladı ve sürekli saygıda duranlardan oldu.
Bu âyet grubunda, İslâm'da haseb ve nesebin önemi olmadığına; âhirette hiçbir kimsenin yakınına ya da akrabasına hiçbir fayda sağlayamayacağına dair bazı örneklemeler yapılmıştır, ki bunlar, Rasûlullah'ın eşlerinden bazılarının –sûrenin girişinde konu edilen– devlet sırrını ifşa etmesine de bir göndermedir.
10-11. âyetlerde örnek gösterilen üç kadından ikisi birer peygamberle evlidir ve kocalarına ihânet etmişlerdir. O nedenle de, –peygamber eşi olmalarına rağmen– Rabbimiz tarafından "iki sâlih kulun aşağılık karıları idiler" ifadesiyle hem rencide edilmişler hem de cezalandırılmışlardır. Örnek gösterilen üçüncü kadın ise, bir kâfirle evli olan, Allah'ın dinine ve elçisine yardıma koşan mü’min bir kadındır. (Mûsâ'nın cinâyet sonrasında kaçmasını sağlayan ve öldürme plânları karşısında Mûsâ'yı savunan kimse (bkz. Mü’min sûresi) bu kadın olabilir.) 12. âyette örnek verilen kadın ise, bakire, ırz ehli ve mü’min bir kadın olan Meryem'dir.
Din konusunda peygamber oğlu veya peygamber babası olmanın da yararı yoktur, (Kur’ân'ın muhtelif yerlerinde bildirildiği üzere, İbrâhîm peygamberin babası ve Nûh peygamberin oğlu müşrik idi):
* Ve Nûh Rabbine seslenip de dedi ki: "Rabbim! Oğlum benim ehlimdendi. Senin vaadin de elbette haktır. Ve Sen, hâkimlerin en hâkimisin." Allah: "Ey Nûh! Şüphesiz o senin ehlinden değildir. Şüphesiz o, sâlih olmayan bir iştir/o, sâlih olmayan bir iş işlemiştir. Hakkında bilgin olmayan bir şeyi Benden isteme! Şüphesiz Ben, seni, cahillerden olmaktan sakındırırım" dedi. [Hûd/45-46]
* Sonra, şiddetle çarpanın çıkardığı korkunç ses geldiği zaman; öyle bir gün ki o, kişi, kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden, oğullarından kaçar. O gün onlardan her kişi için, kendisini boş bırakmayacak bir uğraş vardır. [Abese/33-37]
* Ey insanlar! Rabbinizin koruması altına girin. Ve babanın çocuğuna hiçbir yarar sağlamadığı, çocuğun da babasına hiçbir şeyle yarar sağlamadığı günden ürperin. Şüphesiz Allah'ın vaadi gerçektir. O hâlde basit dünya yaşamı sizi aldatmasın. Ve sakın o çok aldatıcı sizi Allah ile aldatmasın. [Lokmân/33]
* Ve hiçbir kimsenin başka bir kimseye herhangi bir şey için karşılık ödemediği, hiçbir kimseden yardımın, adam kayırmanın kabul edilmediği, kimseden fidyenin/kurtulmalığın alınmadığı ve hiçbir kimsenin yardım olunmadığı güne karşı Allah'ın koruması altına girin. [Bakara/48]
* Artık Sûr'a üflendiği zaman, işte o gün aralarında soy-sop ilişkisi yoktur, kimse kimseden bir şey isteyemez de. [Mü’minûn/101]
* Ey Kitap Ehli! Dininizde aşırılığa gitmeyin. Ve Allah hakkında gerçek dışı bir şey söylemeyin. Meryem oğlu Îsâ Mesih, sadece Allah'ın elçisi ve Meryem'e ilka ettiği/ulaştırdığı kelimesi ve Kendisinden bir ruhtur, vahiy aracılığı ile doğmuş biridir. Artık Allah'a ve elçilerine inanın. Ve "Üçtür" demeyin. Son verin, sizin için daha iyi olur. Allah, ancak bir tek ilâhtır. O, Kendisi için bir çocuk olmasından arınmıştır. Göklerde olan şeyler ve yeryüzünde olan şeyler yalnızca O'nundur. "Tüm varlıkları belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan" olarak Allah yeter. [Nisâ/171]
Böyle hâinlerin Rasûlullah'ın yakın çevresinde de bulunması normaldir. Buradaki mesaj, böylelerinin bulunabileceği gerçeğidir. Bu uyarıları dikkate almayan Müslümanlar, asırlardır bu ihmalin cezasını çekmektedirler.*
393 Rûhun üfürülmesi/üflenmesi ifadesi, “Allah'ın insanı bilgilendirmesi, ona vahiy göndermesi, az bir bilgi vermesi; bilgi koklatması” anlamına gelmektedir. Burada, Hicr/29 ve Secde/9'da yaratılmış insanın bilgilenme; ilk vahyi alma; ilk elçi gönderme aşaması konu edilmektedir. Ayrıntılı bilgi Tebyînu'l-Kur’ân'da verilmiştir.
*İşte Kuran, Tahrim Suresi
Yorumlar -
Yorum Yaz