108Teğabün Suresi 14-18
Hatalı Çevrilen Ayetler
108Teğabün Suresi 14-18
Hatalı Çeviri:
14. Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, kusurlarını örterseniz, bilin ki, Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
15. Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır. Büyük mükâfat ise Allah'ın yanındadır.
16. O halde gücünüz yettiğince Allah'a isyandan kaçının. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
17. Eğer Allah'a (rızası uğruna) ödünç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah çok mükâfat verendir, ceza vermekte acele etmeyendir.
18. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. Üstündür, hikmet sahibidir.
Doğru Çeviri:
14Ey iman etmiş kimseler! Şüphesiz eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. O nedenle, onlardan sakının. Ve eğer affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, hoş görür ve bağışlarsanız, bilin ki şüphesiz Allah, çok bağışlayan çok merhamet edendir.
15Kesinlikle mallarınız ve çocuklarınız, sizi ateşe atabilecek imtihan aracıdır. Allah ise, büyük ödül Kendi katında olandır.
16O nedenle gücünüz yettiğince Allah'ın koruması altına girin, dinleyin ve itaat edin. Ve mallarınızdan, kendinizin iyiliğine olarak Allah yolunda harcamada bulunun/ başta yakınlarınız olmak üzere başkalarının nafakalarını temin edin. Kim de benliğinin açgözlülüğünden korunursa işte onlar, başarıya ulaşanların ta kendileridir.
17,18Eğer Allah'a güzel bir ödünç verirseniz, O, onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar. Ve Allah, en iyi karşılık ödeyen, çok yumuşak davranan, görüleni ve görülmeyeni bilendir, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır.
Bu paragraf, bir beyânname niteliğinde olup mü’minleri eş, evlat ve mal nedeniyle aldanarak hakktan ayrılmamaları konusunda uyarmaktadır: Ey iman etmiş kimseler! Şüphesiz eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. O nedenle, onlardan sakının. Ve eğer affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, hoş görür ve bağışlarsanız, bilin ki şüphesiz Allah, çok bağışlayan çok merhamet edendir. Kesinlikle mallarınız ve çocuklarınız bir fitnedir. Allah ise, büyük ecir Kendi katında olandır. O nedenle gücünüz yettiğince Allah'a takvâlı davranın, dinleyin ve itaat edin. Ve mallarınızdan, kendinizin iyiliğine olarak bağışlayın. Kim de nefsinin açgözlülüğünden korunursa işte onlar, başarıya ulaşanların ta kendileridir. Eğer Allah'a güzel bir ödünç verirseniz, O, onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar. Ve Allah, en iyi karşılık ödeyen, çok yumuşak davranan, görülebileni ve görülmeyeni bilendir, azîz'dir, hakîm'dir.
14. âyetteki, Şüphesiz eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. O nedenle, onlardan sakının. Ve eğer affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, hoş görür ve bağışlarsanız, bilin ki şüphesiz Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir ifadesiyle, mü’minlerin en yakınlarının düşman olabileceği, bu nedenle ihtiyatlı olmaları gerektiği bildirilmektedir.
Bu âyetlerin iniş sebebine dair şu nakledilmiştir:
Yüce Allah'ın, Ey iman edenler! Muhakkak ki eşleriniz ve evlâtlarınızdan size düşman olanlar vardır. O hâlde onlardan sakının buyruğu ile ilgili olarak İbn Abbâs şöyle demektedir: "Bu âyet-i kerîme Medîne'de Eşcalı Avf b. Mâlik hakkında inmiştir. Peygamber'e (s.a) hanımının ve çocuklarının kendisine karşı katı davrandıklarından şikâyet edince, bu âyet-i kerîme nâzil olmuştur."[Râzî, Mefâtihu'l-Ğayb; Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi'l-Kur’ân; Taberî.]
17. âyete, Eğer Allah'a güzel bir ödünç verirseniz, O, onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar buyurularak infak görevi, Allah'a güzel bir ödünç verme olarak nitelenmiş ve böylece Allah yolunda infak edenler onurlandırılmıştır, ki bu başka âyetlerde de zikredilmiştir: Bakara/245, Hadîd/11, Hadîd/18, Müzzemmil/20.
İsrâîloğulları, yapılacak infakın, "Allah'a güzel bir ödünç" olduğunu umursamamış ve felakete sürüklenmişlerdir:
12Ve andolsun ki Allah, İsrâîloğulları'nın sağlam sözünü almıştı. Ve Biz, kendilerinden on iki müfettiş/başkan göndermiştik. Ve Allah demişti ki: "Ben, kesinlikle sizinle beraberim. Salâtı ikame eder [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturur, ayakta tutar], zekâtı/verginizi verir, elçilerime iman eder, onları destekler ve Allah'a güzelce ödünç verirseniz, andolsun ki sizden kötülüklerinizi örteceğim ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere girdireceğim. İşte sizden her kim de, bundan sonra küfrederse; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddederse, artık kesinlikle yolun doğrusunu kaybetmiş olur." [Mâide/12]*
*İşte Kuran, Teğabün Suresi
Yorumlar -
Yorum Yaz