• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

112Maide Suresi 57-66




Hatalı Çevrilen Ayetler


112Maide Suresi 57-66


Hatalı Çeviri:
57. Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine Kitap verilenlerden dininizi alay ve oyun konusu edinenleri ve kâfirleri dost edinmeyin. Allah'tan korkun; eğer müminler iseniz.

58. Namaza çağırdığınız zaman onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu davranış, onların düşünemeyen bir toplum olmalarındandır.

59. (Onlara) şöyle de: Ey kitap ehli! Yalnızca Allah'a, bize indirilene ve daha önce indirilene inandığımız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa çoğunuz yoldan çıkmış kimselersiniz.

60. De ki: Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size haber vereyim mi? Allah'ın lânetlediği ve gazap ettiği, aralarından maymunlar, domuzlar ve tâğuta tapanlar çıkardığı kimseler. İşte bunlar, yeri (durumu) daha kötü olan ve doğru yoldan daha ziyade sapmış bulunanlardır.

61. Yanınıza inkârla girip yine inkârla çıktıkları halde size geldiklerinde «inandık» derler. Allah gizlediklerini daha iyi bilmektedir.

62. Onlardan birçoğunun günah, düşmanlık ve haram yemede yarıştıklarını görürsün. Yaptıkları ne kadar kötüdür!

63. Din adamları ve âlimleri onları, günah olan sözleri söylemekten ve haram yemekten menetselerdi ya! İşledikleri (fiiller) ne kötüdür!

64. Yahudiler, Allah'ın eli bağlıdır (sıkıdır) , dediler. Hay dedikleri yüzünden elleri bağlanası ve lânet olasılar! Bilâkis, Allah'ın elleri açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun ki sana Rabbinden indirilen, onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü arttırır. Aralarına, kıyamete kadar (sürecek) düşmanlık ve kin soktuk. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa (fitneyi uyandırmışlarsa) Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez.

65. Eğer ehl-i kitap iman edip (kötülüklerden) sakınsalardı, herhalde (geçmiş) kötülüklerini örter ve onları nimeti bol cennetlere sokardık.

66. Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve Rablerinden onlara indirileni (Kur'an'ı) doğru dürüst uygulasalardı, şüphesiz hem üstlerinden, hem de ayaklarının altından yerlerdi (yeraltı ve yerüstü servetlerinden istifade ederek refah içinde yaşarlardı). Onlardan aşırılığa kaçmayan (iktisatlı, mutedil) bir zümre vardır; fakat çoğunun yaptıkları ne kötüdür!



Doğru Çeviri:
57Ey iman etmiş kimseler! Sizden önce kendilerine Kitap verilmiş olanlardan ve kâfirlerden; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlerden, dininizi alay ve eğlence edinen kimseleri yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakınlar edinmeyin. Eğer mü’minler iseniz de Allah'ın koruması altına girin.

58Ve siz, onları salâta [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmaya; toplumu aydınlatmaya] çağırdığınız zaman, onlar, onu alay ve eğlence edinirler. Bu, onların, akıllarını kullanmayan bir toplum olmalarındandır.

59De ki: “Ey Kitap Ehli! Bizim, sadece Allah'a, bize indirilene ve daha önce indirilene inanmamız ve şüphesiz sizin çoğunuzun hak yoldan çıkmış kimse olması yüzünden mi bizden hoşlanmıyorsunuz?”

60De ki: “Allah katında cezaya çarptırılma bakımından bunlardan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allah, kimleri dışlamış ve kimlerden razı olmamışsa; kimlerden maymunlar, domuzlar ve tağûta tapanlar yapmışsa, işte bunlar, mekânca kötüdür ve yolun doğrusundan daha çok kaybolmuşlardır.”

61Onlar, size geldikleri zaman da, “İman ettik” dediler. Hâlbuki küfür; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddediş ile girdiler ve onlar kesinlikle küfürle çıkmışlardır. Ve Allah, onların gizlemiş olduklarını en iyi bilendir.

62Onlardan pek çoğunun, zaman kaybına neden olan şeylerde/ hayırda ağırda almada/ zarar vermede/ kusur oluşturmada, düşmanlıkta ve haram yemede yarıştıklarını görürsün. Bu yaptıkları şeyler ne kadar da kötüdür!

63Kendilerini Allah'a adamış kişilerin ve din bilginlerinin onları, zaman kaybına neden olan şeyleri/ Hayırda ağırda almayı/ zarar vermeyi/ kusur oluşturmayı söylemekten ve haramı yemekten men etmeleri gerekmez miydi? Yapıp ürettikleri şeyler ne kötüdür!

64Ve Yahudiler, “Allah'ın eli sıkıdır” dediler. –Söyledikleri şeyler nedeniyle kendi elleri bağlandı ve onlar dışlandı.– Tam tersi Allah'ın iki eli açıktır; dilediği gibi harcar. Ve andolsun ki Rabbinden sana indirilen, onların çoğunda azgınlık ve küfür; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetme açısından artış yapar. Ve Biz, o Yahudilerin aralarına kıyâmete kadar düşmanlık ve kin attık. Ne zaman savaş/ bozum yapmak için bir ateş yakmışlarsa, Allah onu söndürmüştür. Ve onlar, yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar. Oysa Allah, bozguncuları sevmez.

65Ve eğer Kitap Ehli iman etmiş ve Allah'ın koruması altına girmiş olsalardı, kesinlikle onların kötülüklerini örter ve kesinlikle nimeti bol olan cennetlere koyardık.

66Ve hiç kuşkusuz eğer onlar Tevrât'ı, İncîl'i ve kendilerine Rablerinden indirilen Kur’ân'ı ayakta tutsalardı, elbette üstlerinden ve ayaklarının altından [her yönden] besleneceklerdi. Onlardan bir kısmı orta yol tutan; bazısına inanıp bazısına inanmayan, inanmadığı hâlde inanmış gözüken önderli bir toplumdur. Ve onlardan çoğunun yapmakta oldukları ne kötüdür!



Bu âyet grubunda Ehl-i Kitab'a, köşeye sıkıştıran sorular yöneltilmekte, ayrıca onların mü’minlere kin duymalarının nedeni açıklanmakta, onların durumu ortaya konarak yapmaları gerekenler, onlardan beklenenler bildirilmektedir:

• Ey Kitap Ehli! Bizim, sadece Allah'a, bize indirilene ve daha önce indirilene inanmamız ve şüphesiz sizin çoğunuzun fâsık olması yüzünden mi bizden hoşlanmıyorsunuz?

• Allah katında cezaya çarptırılma bakımından bunlardan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allah, kimlere lanet etmiş ve kimleri gazabına uğratmışsa; kimlerden maymunlar, domuzlar ve şeytâna tapanlar yapmışsa, işte bunlar, mekanca kötüdür ve yolun doğrusundan daha çok kaybolmuşlardır.

Bu hitaplardan sonra onların durumları açıklanmaktadır:

• Onlar, Müslümanlara, "İman ettik" derler. Hâlbuki küfürle girip küfürle çıkmışlardır. Allah, onların gizlediklerini en iyi bilendir.

• Onlardan pek çoğu, günah işlemede, düşmanlıkta ve haram yemede yarışır. Bu yaptıkları şeyler ne kötüdür!

Bu açıklamalardan sonra onlara, "Rabbaniler ve din bilginlerinin, onları günahı söylemekten ve haramı yemekten men etmeleri gerekmez miydi? Yapıp ürettikleri şeyler ne kötüdür!" Buyurularak, onların sözde bilginleri, –toplumlarını uyarmadıkları için– kınanmışlar; ardından da Yahûdilerle ilgili çarpıcı açıklamalar yapılmıştır: Yahûdiler, "Allah'ın eli sıkıdır" dediler. –Söyledikleri şeyler sebebiyle kendi elleri bağlandı ve onlar lanetlendi.– Aksine O'nun [Allah'ın] iki eli açıktır; dilediği gibi harcar. Kur’ân, onların çoğunda azgınlık ve küfürce artış yapar. Allah, onların aralarına kıyâmete kadar düşmanlık ve kin attı. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa, Allah onu söndürmüştür. Ve onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar. Oysa Allah bozguncuları sevmez. Ve eğer Kitap Ehli iman etmiş ve takvâ sahibi olsalardı, kesinlikle Allah, onların kötülüklerini örter ve kesinlikle nimeti bol olan cennetlere koyardı. Ve hiç kuşkusuz eğer onlar Tevrât'ı, İncîl'i, ve kendilerine Rabb'lerinden indirileni [Kur’ân'ı] ayakta tutsalardı, elbette üstlerinden ve ayaklarının altından [her yönden ] yiyeceklerdi [besleneceklerdi]. Onlardan bir kısmı orta yol tutan [bazısına inanıp bazısına inanmayarak orta yol tutan] bir ümmettir. Ve onlardan çoğunun yapmakta oldukları ne kötüdür!

60 ve 66. âyetlerde Mûsâ'nın daha evvel İsrâîloğulları'na verdiği öğütlere işaret edilmektedir. Konu, Kitab-ı Mukaddes’in Levililer/26 ve Tesniye/28. Bölümlerinde ayrıntılı olarak yer alır.

64. âyette Yahûdilerin, "Allah'ın eli sıkıdır" sözleriyle ilgili şu bilgi verilmiştir:

Muhammed ibn İshâk der ki: Bize Muhammed ibn Ebû Muhammed, Sa‘îd veya İkrime kanalıyla Abdullah ibn Abbâs'ın şöyle dediğini nakletti: Şeys ibn Kays isimli bir Yahûdî dedi ki: "Senin Rabbın cimridir, harcamaz." Bunun üzerine Allah Teâlâ bu âyet-i kerîme'yi indirdi. [İbn Kesîr.]

Allah onların ithamlarını reddetmiş, onların gayr-i insanî karakterlerini, "söyledikleri şeyler sebebiyle kendi elleri bağlandı ve onlar lanetlendi. Aksine O'nun [Allah'ın] iki eli açıktır; dilediği gibi harcar. Ve andolsun ki, Rabbinden sana indirilen, onların çoğunda azgınlık ve küfürce artış yapar. Ve Biz, onların aralarına kıyâmete kadar düşmanlık ve kin attık. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa, Allah onu söndürmüştür. Ve onlar, yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar. Oysa Allah, bozguncuları sevmez" ifadeleriyle teşhir etmiştir.

Yahûdilerin bu âyette konu edilen karakterlerine daha evvel de değinilmiştir:

52İşte onlar, Allah'ın dışladığı kimselerdir. Allah kimi dışlayıp gözden çıkarırsa, artık ona asla bir yardımcı bulamazsın.
53Yoksa onlar için dünya yönetiminden bir pay mı vardır. Eğer öyle olsaydı, insanlara bir hurma çekirdeğinin oyuğunu bile vermezlerdi.
54Yoksa onlar insanları, Allah'ın onlara armağan olarak verdiği şey için kıskanıyorlar mı? Bakın, şüphesiz Biz, İbrâhîm soyuna da kitap ve haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri vermiştik. Hem de onlara büyük bir hükümranlık verdik. [Nisâ-52-54]

61Ve hani bir zamanlar siz, "Ey Mûsâ! Biz, tek yemeğe asla dayanamayız, artık bizim için Rabbine dua et de bize yerin yetiştirdiği şeylerden; sebzesinden, acurundan, sarmısağından, mercimeğinden ve soğanından çıkarsın" demiştiniz. Mûsâ da size, "O, üstün olanı daha aşağı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Bir kasabaya/Mısır'a inin, o vakit istediğiniz şeyler sizin olacaktır" demişti. Ve üzerlerine aşağılık ve meskenet damgalandı ve sonunda Allah'tan bir gazaba uğradılar. İşte bu, küfretmiş; Allah'ın âyetlerini bilerek reddetmiş olmaları ve peygamberleri haksız yere öldürmüş olmaları nedeniyledir. İşte bu, isyan etmeleri ve aşırı gitmeleri nedeniyledir. [Bakara/61]

Rabbimizin ihsanı ise gerçekten sayılamayacak ölçüdedir:

32-34Allah, gökleri ve yeri oluşturan, gökten su indirip de onunla size rızık olarak çeşitli meyveler çıkarandır. Ve Allah, emri gereğince denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize verdi/sizin yararlanacağınız özelliklerde yarattı, ırmakları da emrinize verdi. Sürekli olarak dönüş hâlinde olan güneşi ve ayı da emrinize verdi/onları da yararlanacağınız özelliklerde yarattı. Geceyi ve gündüzü de sizin emrinize verdi. Ve O, Kendisinden istediğiniz her şeyden size verdi. Allah'ın nimetini saymak isterseniz de sayamazsınız! Şüphesiz insan kesinlikle çok yanlış; kendi zararına iş yapan, çok iyilikbilmez biridir. [İbrâhîm/32-34]*




*İşte Kuran, Maide Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim