ESMAÜL HÜSNA
Adl : Çok adaletli, mutlak adil.
Afüvv : Affeden, bağışlayan.
Ahir : Varlığının sonu olmayan.
Alim : Her şeyi çok iyi bilen, hakkıyla bilen.
Aliyy : Çok yüce, yüceltici.
Allah : O’nun zat ve özel ismidir. Diğer isimler fiilleri, sıfatları ve tecellileri ile ilgilidir.
Azim : Çok ulu, sonsuz büyük.
Aziz : Üstün, kuvvetli, güçlü, şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan, galip olan.
Bâ’is : Öldükten sonra dirilten.
Baki : Varlığının sonu olmayan.
Bâri : Yaratan, kusursuzca var eden.
Basîr : Her şeyi gören, çok iyi gören.
Bâsit : Ruhları bedenlere yerleştiren, genişleten, açan ve bolluk veren.
Bâtın : Gizli, her şeyde gizli, O’ndan gizli bir şey olmayan.
Bedi : Örneksiz yaratan.
Berr : Kullarına şefkatli olan, iyilik yapan.
Cebbar : Dilediğini zorla yaptıran, ulaşılmaz, azametli, ihtiyaçları gideren, işleri düzelten, derman veren.
Celil : Ululuk, azamet ve büyüklük sahibi, emir ve yasak koyma hakkına sahip.
Darr : Dilediğine belâ verici, zarar verici, O’nun takdiri olmadan kimseye zarar verilemeyen.
Evvel : Varlığının başı olmayan.
Fettâh : Hayır kapılarını açan, hüküm veren.
Gaffar : Günahları tekrar tekrar, çokça bağışlayan.
Gani : Çok zengin, hiçbir şeye muhtaç olmayan.
Ğafur : Kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olandır.
Habir : Her şeyin iç yüzünden, gizli taraflarından haberdar.
Hadi : İstediğini hidayete erdiren.
Hâfid : Aşağıya indiren, alçaltan, değerini azaltan.
Hafiz : Gözetici, koruyucu.
Hakem : Hükmedici, bilgisi ve adaletiyle nihai hükmü veren.
Hakim : Hikmet ve hüküm sahibi, yerli yerine koyan.
Hakk : Hak ve hakikatin kendisi, gerçeklerin gerçeği.
Hâlik : Yaratıcı.
Halim : Yumuşak davranan.
Hamid : Hamd edilen, övülen, övgüye lâyık bulunan, öven.
Hasib : Hesap görücü, her şeyi saymışçasına bilen, hesaba çeken.
Hayy : Her zaman diri.
Kabid : Ruhları kabzeden, sıkan, daraltan, rızkı belli ölçülerde veren.
Kâdir : İstediğini istediği gibi yapamaya gücü yeten.
Kahhâr : İsyankarları kahreden, hiçbir şekilde mağlûp edilemeyen, üstün gelinemeyen.
Kavi : Her şeye gücü yeten, kudretli olan.
Kayyûm : Her şeyi ayakta tutan, koruyan, diri ve bütün kâinatın idaresini bizzat yürüten, hiçbir şeyin gizli kalmadığı.
Kebir : Mutlak büyük.
Kerim : Çok cömert, istemeden veren, vesilesiz ihsan eden.
Kuddûs : Her türlü kötülük ve eksiklikten uzak, temiz, kutsal, yüce ve saygın olan.
Lâtif : Lütfedici, gizliyi bilen.
Mâcid : Şanı yüce, ulu ve cömert.
Malikü’l-Mülk: Mülkün ebedî sahibi.
Mâni : Dilediğini engelleyen.
Mecid : Şanı büyük ve yüksek, ikramı çok, yüce.
Melik : Her şeyin hâkimi, bütün kâinatın hükümdarı.
Metin : Çok sağlam, kuvvetli.
Muaahhir: İstediğini sona erteleyici, yüksek mertebelerden indirilen.
Muğni : Dilediğini zengin eden.
Muhsi : Her şeyin sayısını bilen.
Muhyi : Hayat veren, dirilten.
Muid : Öldükten sonra tekrar dirilten.
Muiz : İzzet veren, yükselten.
Mukaddim: İstediğini öne alıcı, dilediğinin mertebesini yükselten.
Mukît : Bütün canlıların gıdasını veren.
Muksit : Adalet gösterici, adaletin gerçek sahibi, hükmünde adil.
Muktedir: Kudret sahipleri üzerinde istediği gibi tasarruf eden, mutlak güç sahibi.
Musavvir: Tasvir eden, her şeye şekil ve suret veren.
Mübdiü : Maddesiz ve örneksiz yaratıcı, yoktan yaratıp var eden.
Mücîb : Duaları kabul eden.
Müheymin: Gözetici ve koruyucu olan, doğrulayıcı ve güvenilir.
Mü’min : Güven veren
Mümit : Öldüren, ölümü yaratan.
Müntekim: İntikam alan (ceza vererek adaleti sağlayan).
Müte’ali: Pek yüce, yüceler yücesi, aklın alabileceği her şeyden pek yüce.
Mütekebbir: Büyüklük ve ululukta tek olan, her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren.
Müzill : Alçaltan, zillet veren, hor ve hakir eden.
Nafi : İstediğine fayda sağlayan, O’nun takdiri olmadan kimseye yarar verilemeyen.
Nur : Âlemleri nurlandıran, aydınlatan.
Râfi : Dereceleri yükseltici, rızkı yükseltici.
Rahîm : Acıyıcı.
Rahman : Yarattığı bütün canlılara nimet veren.
Rakîb : Bakıp gözeten ve kendisinden hiçbir şey gizlenemeyen.
Rauf : Çok şefkat ve merhamet gösteren, çok esirgeyen, kolaylık sağlayan.
Reşid : Doğru yolu gösteren.
Rezzak : Rızk ihsan edici, tekrar tekrar, bol bol rızk veren.
Sabur : Çok sabırlı, sabreden, cezayı erteleyen.
Samed : Hiçbir şeye muhtaç olmayan, her şey kendisine muhtaç olan.
Selâm : Bütün ayıplardan arınmış. Selâm sahibi‚ yani her çeşit ayıptan selâmette‚ her türlü afetten beri.
Semi : İşitici.
Şehid : Her şeye şahit olan, O’ndan saklı olmayan.
Şekûr : Kullukları kabul edici, az amele çok sevap veren, şükrü kabul edip çok ihsan eden, şükredilen.
Tevvab : Tövbeleri çokça kabul eden, çok tövbe fırsatı veren.
Vâcid : İstediğini istediği an bulan, hiç bir şeye ihtiyacı olmayan.
Vahid : Tek ve eşsiz. Zatında, isimlerinde, sıfatlarında, işlerinde ve hükümlerinde, asla ortağı veya benzeri, dengi bulunmayan.
Vali : Yardım eden, destek veren, veliyy, dost, işleri düzenleyen, yöneten ve idare eden.
Vâris : Bütün servetlerin gerçek sahibi.
Vâsi : İlmi ve rahmeti geniş ve sınırsız, geniş olan.
Vedûd : Seven, bütün mahlûkatın hayrını isteyen, onlara ihsan eden.
Vehhab : Karşılıksız veren, sonu gelmeyen bağışların sahibi.
Vekil : Her şeye vekil.
Veliyy : Yol gösteren, yardım eden, koruyan yakın.
Zahir : Görünen, varlığı aşikâr olan.
Zü’l-Celali ve’l -İkram: Ululuk ve ikram sahibi.