• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

112Maide Suresi 103




Hatalı Çevrilen Ayetler


112Maide Suresi 103

Hatalı Çeviri:
103. Allah bahîra, sâibe, vasîle ve hâm diye bir şey (meşru) kılmamıştır. Fakat kâfirler, yalan yere Allah'a iftira etmektedirler ve onların çoğunun da kafaları çalışmaz.

104. Onlara, «Allah'ın indirdiğine ve Resûl'e gelin» denildiği vakit, «Babalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol) bize yeter» derler. Ataları hiçbir şey bilmiyor ve doğru yol üzerinde bulunmuyor iseler de mi?



Doğru Çeviri:
103Allah, bahîre'den sâibe'den vasîle'den ve hâm'dan398 hiç birini öngörmemiştir. Ancak kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler, Allah'a karşı yalan düzüp uyduruyorlar. Ve onların pek çoğu akıl erdirmez.

104Ve onlara: “Allah'ın indirdiğine ve Elçi'ye gelin” dendiği zaman: “Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter” dediler. Ataları bir şey bilmeyen ve kılavuzlanan doğru yolu bulmayan kimseler olsa da mı?



103. âyetteki, Allah bahîre'den, sâibe'den, vasîle'den ve hâm'dan hiç birini kılmamıştır. Ancak inkâr eden kimseler, Allah'a karşı yalan düzüp uyduruyorlar. Ve onların pek çoğu akıl erdirmez ifadesiyle de câhiliye Araplarının bazı dinî inançları reddedilmektedir. Câhiliye Araplarının hayvanlar ile ilgili birçok bâtıl inançları bulunuyordu: Şöyle ki:

BAHÎRE: Araplar, dişi deve beş kez doğurduğu zaman, ona binmeyi ve sırtına yük yüklemeyi haram sayarlardı. Yünlerini de kesmezlerdi Beşinci yavrusu erkek olursa kurban ederler, dişi olursa kulaklarını yararlardı. Bu onun adandığını gösterirdi.

SÂİBE: İçlerinden biri hastalandığında ya da bir şeyi kaybolduğunda veya acı bir durum baş gösterdiğinde bir deveyi salıvermeyi adarlardı. Hasta iyileştiğinde veya kayıp olan şey bulunduğunda yahut acıklı durumdan kurtulduklarında deveyi azat eder; ona yük vurmazlar, sırtına binmezler ve onu kesmezlerdi. Onu başıboş salıverirlerdi.

VASÎLE: Koyun biri erkek biri dişi olmak üzere ikiz doğurduğunda erkeğini boğazlamazlar, "Kız kardeşi ona ulaştı" derlerdi. Bu tür koyunlara da vasîle derlerdi.

HÂM: Bir erkek devenin sulbünden on tane deve dünyaya geldiğinde ya da bu deve yavrusunun yavrusunu gördüğünde (yani, dede olduğunda), ona yük vurmazlar ve onun sırtına binmez, "Kendini korudu [himaye etti]" derlerdi.

Bu hususta farklı tanımlar da vardır:

İbn İshâk der ki: Bahîre, Sâibe diye bilinen dişi devenin dişi yavrusudur. Sâibe ise, arada erkek yavrulamaksızın ardı arkasına on dişi yavrulayan devedir. Böyle bir devenin sırtına binilmez, yünü kesilmez ve sütü –misafir dışında– içilmezdi. İşte bundan sonra yine dişi yavrusu olursa, o yavrunun da kulağı yarılır, annesi ile birlikte serbest bırakılır, sırtına binilmez, tüyü alınmaz, misafir müstesna kimse onun sütünü içmezdi. Annesine yapılan ona da yapılırdı. Buna göre Bahîra, Sâibe diye bilinen devenin yavrusudur.

İbn Uzeyz der ki: Vasîle koyundan olurdu. Yine İbn Uzeyz der ki: Koyun, yedi defa yavruladı mı, yavrularına bakarlardı. Eğer yedincisi erkek ise, kesilir ve erkeklerle kadınlar müştereken ondan yerlerdi. Eğer dişi ise, diğer koyunlar arasına katılırdı. Şâyet yedinci doğumu erkek ve dişi birlikte [ikiz] ise, "Bu dişi yavru erkek kardeşine yetişti" derler ve bu durumu dolayısıyla kesilmezdi. Ancak, bu dişi yavrunun eti kadınlara haram olduğu gibi, yine o dişi yavrunun sütü de kadınlara haram olurdu. Bu iki yavrudan birisi ölecek olursa, o yavruyu erkekler ve kadınlar da müştereken yerlerdi. Hâm ise, yavrusunun yavrusunun sırtına binilecek hâle gelen erkek devedir. [Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi'l-Kur’ân.]

Bütün bu uygulamalar din adına yapılıyordu. Bunu yapmakla Allah'a şükrettiklerini, O'na yaklaştıklarını düşünüyorlardı.

Allah'ın indirdiğine ve Elçi'ye çağırıldıklarında, "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter" diyen kimselere, Ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolu bulmayan kimseler olsa da mı? denilerek, atalarının yanlış yolda oldukları vurgulanmakta ve doğru yola gelmeleri istenmektedir. Atalar dininin terki konusunda birçok kez uyarı yapılmıştır:

* Ve onlara: "Allah'ın indirdiğine tâbi olun!" dendiği zaman: "Aksine, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız" dediler. Ya şeytan onları cehennemin azabına çağırıyor idiyse! [Lokmân/21]

* Ve onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun" dendiği vakit, "Aksine biz, atalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız" dediler. Ataları bir şeye akıl erdirmez ve kılavuzlandıkları doğru yolu bulmaz idiyseler de mi? [Bakara/170]

* Ve işte böyle Biz, senden önce de hangi kente bir uyarıcı göndermişsek, kesinlikle oranın şımarık varlıklı kimseleri: "Şüphesiz biz, babalarımızı bir önderli toplum üzerinde bulduk. Biz de kesinlikle onların izlerine uyanlarız" demişlerdi. Gönderilen uyarıcı; "Eğer size babalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha doğrusunu getirmişsem de mi?" dedi. Onlar: "Şüphesiz biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi bilerek reddedenleriz/inanmayanlarız" dediler. [Zuhruf/23-24]*



398 103. âyetteki, Allah bahîre'den, sâibe'den, vasîle'den ve hâm'dan hiç birini kılmamıştır. Ancak inkâr eden kimseler, Allah'a karşı yalan düzüp uyduruyorlar. Ve onların pek çoğu akıl erdirmez ifadesiyle, câhiliye Araplarının bazı dinî inançları reddedilmektedir. Câhiliye Araplarının hayvanlar ile ilgili birçok bâtıl inançları bulunuyordu: Şöyle ki: BAHÎRE: Araplar, dişi deve beş kez doğurduğu zaman, ona binmeyi ve sırtına yük yüklemeyi haram sayarlar; yünlerini de kesmezlerdi Beşinci yavrusu erkek olursa kurban ederler, dişi olursa kulaklarını yararlardı. Bu onun adandığını gösterirdi. SÂİBE: İçlerinden biri hastalandığında, ya da bir şeyi kaybolduğunda veya acı bir durum baş gösterdiğinde bir deveyi salıvermeyi adarlardı. Hasta iyileştiğinde veya kayıp olan şey bulunduğunda yahut acıklı durumdan kurtulduklarında deveyi azat eder; ona yük vurmazlar, sırtına binmezler ve onu kesmezlerdi. Onu başıboş salıverirlerdi. VASÎLE: Koyun, biri erkek biri dişi olmak üzere ikiz doğurduğunda erkeğini boğazlamazlar, “Kız kardeşi ona ulaştı” derlerdi. Bu tür koyunlara da vasîle derlerdi. HÂM: Bir erkek devenin sulbünden on tane deve dünyaya geldiğinde ya da bu deve, yavrusunun yavrusunu gördüğünde (yani, dede olduğunda), ona yük vurmazlar ve onun sırtına binmez, “Kendini korudu” [himaye etti] derlerdi.





*İşte Kuran, Maide Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim