• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

81Naziat Suresi 15-25




Mushafta Bozuntu Yapılan Ayetler


81Naziat Suresi 15-25


Hatalı Çeviri:
15. (Habibim!) Sana Musa'nın haberi geldi mi?

16. Kutsal vâdi Tuvâ'da Rabbi ona şöyle seslenmişti:

17. Firavun'a git! Çünkü o çok azdı.

18, 19. De ki: Arınmayı ve seni Rabbimin yoluna iletmemi ister misin? Böylece ondan korkarsın.

20. Ve ona en büyük mucizeyi gösterdi.

21. (O ise) hemen yalanladı ve isyan etti.

22. Sonra (inkâr için) olanca çabasını göstermek üzere sırtını döndü.

23. Derhal (adamlarını) topladı ve (onlara) bağırdı:

24. Ben, sizin en yüce Rabbinizim! dedi.

25. Allah onu, (herkese ibret olarak) dünya ve ahiret azabıyla cezalandırdı.



Doğru Çeviri:

Necm: 372

15Mûsâ'nın haberi sana geldi mi?

16,17Hani, Rabbi ona iki kez temizlenmiş vadide; (elçilik görevini sürdürürken) seslenmişti: “ Firavun'a git! Şüphesiz o azdı.”

18,19Sonra de ki: “Arınmaya var mısın? Ve de seni Rabbine kılavuzlayayım da O'na saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyasın!”

20Sonra da Mûsâ, Firavun'a o en büyük alâmeti/göstergeyi gösterdi.

21-24Sonra da Firavun, yalanladı ve karşı geldi. Sonra çabucak arka döndü. Sonra toplayıp seslendi de: “Ben, sizin en yüce Rabbinizim!” dedi.

25Allah da, dünya ve âhiret azabıyla yakalayıverdi.



Bu ayet gurubunda azgın Firavun ve ona elçi giden Musa peygamberin kıssasına çok kısa olarak tekrar değinilmiştir. Böylece Resulullah teselli edilmiş ve sanki ona "Firavun, senin çağdaşın olan kâfirlerden daha güçlü idi ama Biz, onu da [azabımızla] yakaladık. Bunlar da öyle olacaklardır" mesajı verilmiştir.

Musa ve Firavun'un haberlerine dair daha önceki surelerde birçok detay verilmişti. Bunlardan sadece bir kaçını hatırlatmakla yetiniyoruz:

* Firavun'a git, şüphesiz o azdı" dedi. [Tâ Hâ/24]

* Firavun da, "Ey ileri gelenler! Sizin için benden başka bir ilâh bilmedim. Ey Haman, benim için çamur üzerine hemen ateş yak; tuğla imal et de Mûsâ'nın ilâhı hakkında bilgilenmem için bana bir kule yap. Ve şüphe yok ki o'nun yalancılardan biri olduğuna kesinlikle inanıyorum" dedi. [Kasas/38]

* Ve bu dünyada ve kıyâmet gününde dışlanarak izlendiler. –Verilen bu vergi ne kötü vergidir!– [Hûd/99]

20. ayette konu edilen "en büyük ayet [gösterge]" ile Musa’nın kendisine vahyedilmiş olan Tevrat’a; diğer bir ifadeyle Musa’nın çoban asasını atıp onun yerine eline almış olduğu hayat kaynağı kitaba işaret olunmaktadır. Bilindiği üzere Musa’ya ayet; gösterge olarak Tevrat, kitap olarak; Kardeşi Harun da vezir olarak verilmiştir:

* Allah: "Sana en büyük alâmetlerimizden/göstergelerimizden göstermemiz için tut onu, korkma! Biz onu ilk durumuna çevireceğiz. Diğer bir alâmet; gösterge olmak üzere de gücünü/kanadına ekle, çirkinlik olmadan hiç kusursuz, mükemmelce çıkacaksın" dedi. [Ta Ha/21-23]

* Ve andolsun ki Mûsâ'ya Kitab'ı verdik, kardeşi Hârûn'u da o'nunla birlikte yardımcı, destekçi verdik. Sonra da, "Haydi âyetlerimizi yalanlayan o topluma gidin!" dedik. Sonunda da onları parçalayıp yok ettik. (Furkân/35-36)

Kısaca özetlersek; Firavun, Musa'nın (as) diğer sihirbazlar (insanı büyüleyecek ölçüde bilginler) gibi biri olduğunu ve elçilikle alakasının bulunmadığını ileri sürmüş ve ondan iddiasını ispat etmesini istemiştir. Sonra da Mısır'da bulunan en hünerli sihirbazları (insanları büyüleyecek ölçüde ileri derecede bilginleri) toplayarak Musa (as) ile müsabaka; açık oturum yapmalarını, tartışmalarını emretmiştir. Sihirbazlar (insanı büyüleyecek ölçüde bilginler), Firavun’un emrine uyup mükâfat da umarak basit, vahyin karşısında çerden çöpten, eften püften ibaret kalan tezlerini ortaya koymuşlar, ne var ki, kendilerinin onca hünerlerine karşılık Musa’nın (as) ortaya koyduğu bilgi ve hikmetlerin kendilerininki gibi bir aldatmaca değil, Musa’nın elçiliğinin bir göstergesi olduğunu anlayarak derhal iman etmişlerdir. Böylece Firavun’un silahı geri tepmiş ve hakk karşısında mağlup olmuştur. Firavun, bu haletiruhiye içerisinde daha da azgınlaşarak toplumuna "Ben, sizin en yüce Rabbinizim!" demiştir.

Firavun’un bu ifadesi birkaç yerde daha geçmektedir. Firavun’un inanç durumunu kavrayabilmek için şu ayetlerin göz önünde bulundurulması gerekir:

* Firavun: "Benden başka ilâh edinirsen, andolsun ki seni zindana kapatılmışlardan yaparım" dedi. [Şuara/29]

* Firavun da, "Ey ileri gelenler! Sizin için benden başka bir ilâh bilmedim. Ey Haman, benim için çamur üzerine hemen ateş yak; tuğla imal et de Mûsâ'nın ilâhı hakkında bilgilenmem için bana bir kule yap. Ve şüphe yok ki o'nun yalancılardan biri olduğuna kesinlikle inanıyorum" dedi. [Kasas/38]

* Firavun toplumundan ileri gelenler de, "Seni ve senin ilâhlarını/seni ilâh edinmeyi terk etsinler de yeryüzünde kargaşa çıkarsınlar diye mi Mûsâ'yı ve toplumunu serbest bırakacaksın?" dediler. Firavun dedi ki: "Onların oğullarını katledeceğiz; eğitimsiz, öğretimsiz bırakıp niteliksiz bir kitle oluşturarak güçsüzleştireceğiz, kadınlarını utanca boğacağız ve biz onlar üzerinde ezici bir güce sahip kimseleriz." [A'raf/127]

* Ve Firavun, toplumunun içinde seslendi: "Ey toplumum! Mısır hükümdarlığı ve altımdan akıp giden şu ırmaklar benim değil mi? Hâlâ görmüyor musunuz? Yahut ben, şu zavallının ta kendisi olan; nerede ise meramını anlatamayan kişiden daha hayırlı değil miyim? Hem o'nun üzerine altın bilezikler atılmalı veya kendisiyle beraber sımsıkı saflar hâlinde melekler gelmeli değil miydi?" dedi. [Zuhruf/51-53]

Bu ayetlerden anlaşılacağı üzere, Firavun, bu sözleri "Allah'a hiç inanmıyorum, kâinatın yaratıcısı benim" anlamında söylememiştir. O, yaratıcı anlamında değil, siyasî anlamda ilâhlığını ilân etmiştir. Bununla "İktidarın tek sahibi benim ve bu beldede benden başka iktidar sahibi kimse yoktur ve olamaz" demek istemiştir.

Firavun’un inancı ile ilgili olarak daha evvel A’raf/127’nin tahlilinde detaylı açıklama yapıldığından, konunun oradan okunmasını öneriyoruz.


طوى TUVA

Konumuz olan pasajda geçen sözcüklerden biri de "Tuva" sözcüğüdür. Bu sözcükle ilgili olarak Ta Ha suresinde şu açıklamayı yapmış idik:

Bu sözcüğün geçtiği cümle genellikle "Şüphesiz sen temizlenmiş vadidesin; Tuva’dasın" şeklinde çevrilerek "Tuva" sözcüğü özel bir vadinin adı olarak açıklanmıştır. Ancak Zebidi, en önemli Arap kaynakları arasında yer alan Tacü’l-Arus adlı eserinde böyle bir vadiden hiç bahsetmemiştir. Aynı konu üzerinde emek harcayanlardan biri olan Zemahşeri ise "tuva" sözcüğünün anlamının "iki kere" demek olduğundan yola çıkarak cümleye "sen iki kere temizlenmiş bir vadidesin" anlamını vermiştir.

Firavunun çarçabuk dönüşü, basitçe vücudunu döndürmesi değildir. Firavun- Musa kıssalarını konu alan pasajları ve özellikle de Mü’min suresi 23-26. ayetleri okursak, Firavun’un biran evvel Musa’dan nasıl kurtulacağının planını yapma çabasına düştüğünü anlarız.*




*İşte Kuran, Naziat Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim