• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

85Ankebut Suresi 12-13, 18




Mushafta Bozuntu Yapılan Ayetler


85Ankebut Suresi 12-13, 18


Hatalı Çeviri:
12. Kâfirler, iman edenlere: Bizim yolumuza uyun, sizin günahlarınızı biz yüklenelim, derler. Halbuki onların hiçbir günahını yüklenecek değillerdir. Gerçekte onlar, kesinlikle yalan söylemektedirler.

13. (Fakat gerçek şu ki) elbette kendi yüklerini (veballerini), kendi yükleriyle birlikte nice yükleri taşıyacaklar ve uydurup durdukları şeylerden kıyamet günü mutlaka sorguya çekileceklerdir.

14. Andolsun ki biz Nuh'u kendi kavmine gönderdik de o bin yıldan elli yıl eksik bir süre onların arasında kaldı. Sonunda onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayıverdi.
15. Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık.

16. İbrahim'i de gönderdik. O kavmine şöyle demişti: Allah'a kulluk edin. O'na karşı gelmekten sakının. Eğer bilmiş olsanız bu sizin için daha hayırlıdır.

17. Siz Allah'ı bırakıp birtakım putlara tapıyor, asılsız sözler uyduruyorsunuz. Bilmelisiniz ki, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, size rızık veremezler. O halde rızkı Allah katında arayın. O'na kulluk edin ve O'na şükredin. Ancak O'na döndürüleceksiniz.

18. Eğer (size tebliğ edileni) yalan sayarsanız, bilin ki sizden önceki birçok milletler de (kendilerine tebliğ edileni) yalan saymışlardır. Peygamber'e düşen, yalnız açık bir tebliğdir.



Doğru Çeviri:

Necm: 386

12Ve kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenler, mü’minlere: “Bizim yolumuza uyun, kesinlikle sizin hatalarınızı/ günahlarınızı biz yüklenelim” dediler. Oysa onların hatalarından, ne olursa olsun hiçbir şeyi onlar taşıyıcı değillerdir. Onlar, kesinlikle yalancıdırlar.

13Onlar, elbette kendi yüklerini ve kendi yükleriyle birlikte nice yükleri de taşıyacaklar. Ve uydurup durdukları şeylerden kıyâmet günü kesinlikle sorgulanacaklardır.

18Ve eğer siz yalanlarsanız bilin ki, sizden önceki birtakım ümmetler de yalanlamıştı. Elçi'ye düşen de apaçık tebliğden başka bir şey değildir.



12Ve kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenler, mü’minlere: “Bizim yolumuza uyun, kesinlikle sizin hatalarınızı/ günahlarınızı biz yüklenelim” dediler. Oysa onların hatalarından, ne olursa olsun hiçbir şeyi onlar taşıyıcı değillerdir. Onlar, kesinlikle yalancıdırlar.

13Onlar, elbette kendi yüklerini ve kendi yükleriyle birlikte nice yükleri de taşıyacaklar. Ve uydurup durdukları şeylerden kıyâmet günü kesinlikle sorgulanacaklardır.


Bu ayetlerde, ikiyüzlü davranan ve gerçek iman etmiş kimseleri yollarından döndürmeye çalışan inkârcılar tehdit edilmektedir.

Ayetlerden anlaşıldığına göre, birileri çıkmış ve inanmış kimselere "Bizim yolumuza uyun, kesinlikle sizin hatalarınızı/günahlarınızı biz yüklenelim" deyip onları kandırmaya çalışmaktadırlar. Aslında onlar, öldükten sonra dirilme, ahiret ve hesap günü gibi şeylere inanmadıklarını; bunların olmadığını söylemek istiyorlardı. Ama yine de gariban kesime "İnsanların yaptıklarından hesap verecekleri bir din günü olduğunu kabul etsek bile, biz sizin cezanızı yükleneceğimize dair size söz veriyoruz. Bu nedenle bizi dinlemeli, elçi olduğunu ileri süren o kişinin dediklerine inanmamalısınız; inananlarınız bundan vazgeçmeli ve atalarımızın dinine geri dönmelisiniz" diyorlardı.

Kimsenin başka bir kimsenin günahını çekmeyeceği birçok ayette yer almıştır:

Necm/38, En’âm/164, Abese/33–37, Bakara/123, İbrahim/31,Lokman/33,İsra/15, Zümer/7.

Bu sahtekârların iddiaları reddedilerek tehdit edilmektedirler. Onlar kendi suçlarının cezasını çekecekleri gibi, ayarttıkları kişilerin de cezalarını çekeceklerdir.

İnsanların helakine vesile olanlar, hem kendi suçlarının günahını yüklenir, hem de ayarttığı kimselerin günahını... Bununla birlikte hiçbirisinin günahından da bir şey eksiltilmiş olmaz.

24,25Ve onlara: "Rabbiniz ne indirdi?" denildiği zaman, onlar, kıyâmet günü, kendi günahlarını tam olarak yüklenmek ve bilgisizlikleri yüzünden saptırmakta oldukları kimselerin günahlarından bir kısmını da yüklenmeleri için, "Öncekilerin efsaneleri" dediler. Dikkat edin, yüklendikleri şey ne kötüdür! [Nahl/24, 25]

85Kim hayır ve iyiliklere aracı olmakla yardımcı olursa, bundan kendisine bir pay vardır. Kim de kötülüğe delil olmak ve yardım etmekle veya kötülük çığırını açmakla yardımda bulunursa, ondan kendisine bir günah payı vardır. Allah her şeye güç yetirendir. [Nisa/85]

18Ve günâhkar bir kimse, başkasının günahını çekmez. Eğer çok günahı olan/çok zengin olan bir kimse, günahını çektirmek için birini çağırsa da ondan hiçbir günah alınıp başkasına çektirtilmeyecek. –Bir akrabası olsa bile– Şüphesiz sen ancak Rablerine karşı ıssız yerlerde saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan ve salâtı ikame edenleri [mâlî yönden ve destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutanları] uyarırsın. Her kim arınırsa ancak kendisi için arınır. Dönüş de yalnızca Allah'adır. [Fatır/18]


18Ve eğer siz yalanlarsanız bilin ki, sizden önceki birtakım ümmetler de yalanlamıştı. Elçi'ye düşen de apaçık tebliğden başka bir şey değildir.


18. ayette konu edilen "sizden önceki bir takım ümmetler" ifadesiyle Nuh kavminden bu yana gelip geçmiş tüm toplumlar, medeniyetler kastedilmiştir.

Önceki peygamberlerin de aynı muamele ile karşılaşmış olmaları olgusu Kur’an’da birçok kez konu edilmiştir:
34Ve elbette ki senden önce de elçiler yalanlanmıştı da kendilerine yardımımız gelinceye kadar yalanlanmaya ve eziyet olunmaya sabretmişlerdi. Ve Allah'ın sözlerini değiştirecek hiçbir kimse yoktur. Hiç şüphesiz ki, sana, elçilerin haberlerinden bir kısmı gelmiştir de. [En’am/34]

"Yeryüzünde gezip dolaşın da, O’nun yaratmaya nasıl başladığına bir bakın. Sonra Allah, son yapıyı inşa edecektir. Şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir" ifadesiyle insanlık ilk yaratılışı incelemeye davet edilmiş, ilk yaratılışı anlayabilenlerin ikinci yaratılışı da rahatlıkla kabullenecekleri bildirilmiştir.

27Ve O, oluş
turmayı başlatan, sonra onu çevirip yeniden yapandır. Ve bu O'na çok kolaydır. Ve göklerde ve yerde en yüce örnek O'nundur. Ve O, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır. [Rum/27]*




322 Resmi Mushaf'taki 14-17. âyetleri, 23-24. âyetler arasında tertip ettik.



*İşte Kuran, Ankebut Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim