48Neml Suresi 1-3
Hatalı Çevrilen Ayetler
48Neml Suresi 1-3
Hatalı Çeviri:
1. Tâ. Sîn. Bunlar Kur'an'ın, apaçık bir Kitab'ın âyetleridir.
2, 3. Namazı kılan, zekâtı veren ve ahirete de kesin olarak iman eden müminler için bir hidayet rehberi ve bir müjdedir.
Doğru Çeviri:
1-3Tâ/9, Sîn/60. Bunlar, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutan], zekat'ı; Allah’ın dininin yayılması, ayakta tutulması, salâtın ikame edilebilmesi için müminlerin iman borcu; kulluk görevi olarak içtenlikle verdiği vergiyi veren ve âhirete de kesin olarak inanan kişilerin ta kendileri olan mü’minler için doğru yol rehberi ve müjdeci olmak üzere Kur’ân'ın ve apaçık/açıklayıcı bir kitabın âyetleridir.
Bu sure de daha evvel hakkında birçok kez açıklamada bulunduğumuz "kesik harfler" ile başlamaktadır. Ancak surenin başındaki " طta" ve " سsin" harfleri burada diğer surelerdeki "kesik harfler" gibi bağımsız bir ayet şeklinde değil, bir ayetin parçası olarak yer almaktadır. Henüz rakamların kullanılmadığı ve sayıların harflerle ifade edildiği dönemde, her harfin ifade ettiği sayıyı gösteren Ebcet tablosuna göre 9 ve 60 sayılarına tekabül eden "ta" ve "sin" harflerinin ne anlama geldiği konusunun çözümü ise, hep söylediğimiz gibi, kendilerini Kur’an’ın anlaşılmasına adamış kişilerin gayretlerini beklemektedir.
1. ayetteki "Bunlar ... Kur’an’ın ve apaçık /açıklayıcı bir kitabın ayetleridir" ifadesinde, Kur’an iki yönüyle tanıtılmış olmaktadır. Bunlardan biri, Kur’an’ın ezberden okunuş hâli, diğeri de yazılmış kitap hâlidir. Aslında her ikisi ile de aynı şey kastedilmiş olup bu ifadenin bir başka örneği de Hicr suresindedir:
1Elif/1, Lâm/20, Râ/200. Bunlar, Kitab'ın ve apaçık/açıklayıcı bir Kur’ân'ın âyetleridir. [Hicr/1]
Ancak, yukarıda görüldüğü gibi Hicr suresinde buradakinden farklı olarak önce "Kitap", sonra "Kur’an" zikredilmiştir.
3. ayette yer alan "zekât" sözcüğü, Mekkî ayetlerde geçen ilk "zekât" sözcüğüdür. Gerçi Mekkî surelerin üçüncü sırasında inmiş olan Müzzemmil suresinin 20. ayetinde de bu sözcük geçmektedir ama Müzzemmil suresinin 20. ayeti Medenî’dir ve bu ayetin orada yer alması sahabenin tertibi sonucudur.
"Zekât" emrinin Müslümanların henüz teşkilâtlanmamış bir yapıda oldukları dönemde verilmesi ve verilen emrin de dolaylı olarak verilmiş olması, "zekât" uygulamasının önceki toplumlarda da var olduğunu göstermektedir. Bazılarının yaptığı gibi, buradaki "zekât" sözcüğü ile ahlâkî temizliğin kastedildiğini ileri sürmek bize göre isabetli değildir. Çünkü Kur’an’da ahlâkî temizliğin kastedildiği yerlerde "tezkiye [arınma]" kavramı, cümle içinde yalın halde "zeka" fiili ve türevleriyle ifade edilmiş; "zekât"ın söz konusu olduğu yerlerde ise sözcüğün yanına "i’ta [vermek]" fiili getirilmek suretiyle "zekâtı verin" şeklinde ifade edilmiştir. Zaten içinde "zekât" sözcüğünün yer aldığı "salatı ikame eden, zekâtı veren ve ahirete de kesin olarak inanan kişilerin ta kendileri olan müminler için" ifadesinden de anlaşılacağı gibi, burada müminler, salatın ikamesine ve zekâtın verilmesine özendirilmektedirler.
Kur’an, aslında tüm insanlar için kılavuz olmasına rağmen bu kılavuzluk 2. ayette müminlere özgü kılınmış ve Kur’an "sadece müminlere kılavuz" olarak nitelenmiştir. Bunun sebebi, "kılavuz" ifadesinin ayette "müjde" ile beraber yer almasıdır. Çünkü Kur’an’ın içerdiği tüm müjdeler sadece müminlere özgüdür. Zaten Kur’an’dan da genellikle müminler yararlanmaktadır:
175Artık Allah'a inanan ve apaçık ışığa sımsıkı sarılan kimseler; Allah, onları, Kendisinden bir rahmete ve fazladan bir armağan olarak bol nimete sokacak ve dosdoğru yol olarak Kendisine kılavuzlayacaktır. [Nisa/175]
45Sen, ancak kıyâmetin kopuş zamanına, saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan kişilerin uyarıcısısın. [Naziat/45]
76Ve Allah, kılavuzlandıkları doğru yola girenlere kılavuzu artırır. Ve kalıcı olandüzeltmeye yönelik işler, Rabbinin katında sevap bakımından daha hayırlıdır, sonuç bakımından da daha iyidir." [Meryem/76]
Ve Ya Sin/11, Fussılet/44, Meryem/97, En’âm/110.
Müminlerin yararlandığı Kur’an [vahiy], kâfirlerin ise küfürlerini artırmaktadır:
22Sizin ilâhınız tek bir ilâhtır. Artık âhirete inanmayan şu kimseler; onların kalpleri, tanıtmamaya çalışmaktadır ve onlar, kendilerinin büyük olduğuna inanan kimselerdir. [Nahl/22]
73,74Ve şüphesiz sen, kesinlikle onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun. Âhirete inanmayan şu kimseler ise, bu yoldan kesinlikle sapanlardır. [Müminun/73, 74]
Ve Furkan/60, Maide/64,Maide/68, İsra/41, İsra 60,82, Fatır/42, Hud/101, Nuh/6.*
*İşte Kuran, Neml Suresi
Yorumlar -
Yorum Yaz