• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

52Hud Suresi 61-68



Hatalı Çevrilen Ayetler


52Hud Suresi 61-68


Hatalı Çeviri:
61. Semûd kavmine de kardeşleri Sâlih'i (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka tanrınız yoktur. O sizi yerden (topraktan) yarattı. Ve sizi orada yaşattı. O halde O'ndan mağfiret isteyin; sonra da O'na tevbe edin. Çünkü Rabbim (kullarına) çok yakındır, (dualarını) kabul edendir.

62. Dediler ki: Ey Sâlih! Sen bundan önce içimizde ümit beslenen birisiydin. (Şimdi) babalarımızın taptıklarına tapmaktan bizi engelliyor musun? Doğrusu biz, bizi kendisine (kulluğa) çağırdığın şeyden ciddi bir şüphe içindeyiz.

63. (Sâlih) dedi ki: Ey kavmim! Eğer ben Rabbimden (verilen) apaçık bir delil üzerinde isem ve O bana kendinden bir rahmet (peygamberlik) vermişse, buna ne dersiniz? Bu durum karşısında O'na âsi olursam beni Allah'tan (O'nun azabından) kim korur? O zaman siz de bana ziyan vermekten fazla bir şey yapamazsınız.

64. Ey kavmim! İşte size mucize olarak Allah'ın devesi. Onu bırakın, Allah'ın arzında yesin (içsin). Ona kötülük dokundurmayın; sonra sizi yakın bir azap yakalar.

65. Fakat Semûd kavmi o deveyi, ayaklarını keserek öldürdüler. Sâlih dedi ki: «Yurdunuzda üç gün daha yaşayın (sonra helâk olacaksınız)!» Bu söz, yalanlanamayan bir tehdit idi.

66. Emrimiz gelince, Sâlih'i ve onunla beraber iman edenleri, bizden bir rahmet olarak (azaptan) ve o günün zilletinden kurtardık. Şüphesiz Rabbin kuvvetlidir, (her şeye) galip gelendir.

67. Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı ve yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

68. Sanki orada hiç oturmamışlardı. Biliniz ki, Semûd kavmi gerçekten Rablerini inkâr ettiler. Yine bilesiniz ki, Semûd kavmi (Allah'ın rahmetinden) uzak kılındı.



Doğru Çeviri:
61,62Semûd'a da kardeşleri Sâlih'i elçi gönderdik. O, dedi ki: “Ey halkım! Allah'a kulluk edin. Sizin için O'ndan başka ilâh yok. O, sizi yeryüzünden oluşturan ve size orada ömür geçirtendir. Artık O'ndan bağışlanma isteyin. Sonra O'na tevbe edin. Şüphesiz Rabbim çok yakındır, yakarışlara cevap verendir.” Dediler ki: “Ey Sâlih! Sen, bundan önce, aramızda, aranan/ümit beslenen bir kişiydin. Şimdi kalkmış, atalarımızın kulluk ettiklerine kulluk etmemizi mi yasaklıyorsun? Ve hiç şüphesiz biz, bizi çağırdığın şey hakkında kafaları karıştıran bir kesin olmayan, eksik bilgi içindeyiz.”

63,64Sâlih dedi ki: Ey toplumum! Eğer ben Rabbimden apaçık bir delil üzerinde isem ve O bana Kendinden bir rahmet vermişse… Bu durum karşısında O'na asi olursam beni Allah'tan kim korur? O zaman sizin de bana zarardan başka katkınız olmaz. Ve ey toplumum! İşte size alâmet/gösterge olarak salât [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma] görevi. Artık onu bırakın, Allah'ın yeryüzünde uygulansın. Ve ona kötülük dokundurmayın; sonra sizi yakın bir azap yakalayıverir.

65Derken onlar, yaşam kaynaklarını kurutarak öldürdüler. Bunun üzerine Sâlih dedi ki: “Yurdunuzda üç gün daha yararlanın. İşte bu, yalanlanmayacak bir vaattir.”

66Artık ne zaman ki emrimiz geldi, Sâlih'i ve o'nunla birlikte iman etmiş olan kişileri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. O günün perişanlığından da kurtardık. Hiç şüphesiz ki senin Rabbin, O güçlü, mutlak üstün olandır.

67Ve şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan o kimseleri korkunç bir gürültü yakalayıverdi de yurtlarında KISA ZAMAN SONRA diz üstü çöküp kaldılar.

68Sanki orada hiç zengince yaşamamışlardı. Haberiniz olsun! Hiç şüphesiz Semûd toplumu gerçekten Rablerine inanmadılar. Haberiniz olsun! Semûd için uzaklık verildi.



61,62Semûd'a da kardeşleri Sâlih'i elçi gönderdik. O, dedi ki: “Ey halkım! Allah'a kulluk edin. Sizin için O'ndan başka ilâh yok. O, sizi yeryüzünden oluşturan ve size orada ömür geçirtendir. Artık O'ndan bağışlanma isteyin. Sonra O'na tevbe edin. Şüphesiz Rabbim çok yakındır, yakarışlara cevap verendir.” Dediler ki: “Ey Sâlih! Sen, bundan önce, aramızda, aranan/ümit beslenen bir kişiydin. Şimdi kalkmış, atalarımızın kulluk ettiklerine kulluk etmemizi mi yasaklıyorsun? Ve hiç şüphesiz biz, bizi çağırdığın şey hakkında kafaları karıştıran bir kesin olmayan, eksik bilgi içindeyiz.”

63,64Sâlih dedi ki: Ey toplumum! Eğer ben Rabbimden apaçık bir delil üzerinde isem ve O bana Kendinden bir rahmet vermişse… Bu durum karşısında O'na asi olursam beni Allah'tan kim korur? O zaman sizin de bana zarardan başka katkınız olmaz. Ve ey toplumum! İşte size alâmet/gösterge olarak salât [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma] görevi. Artık onu bırakın, Allah'ın yeryüzünde uygulansın. Ve ona kötülük dokundurmayın; sonra sizi yakın bir azap yakalayıverir.


Bu ayetlerde, yine peygamberimizin elçilik mücadelesine benzeyen bir başka mücadelenin anlatımına başlanmış, Semud kavmine elçi yapılan Salih peygamber ile kavmi arasındaki diyalog, herhangi bir izahı gerektirmeyecek açıklıkla canlı olarak nakledilmiştir.

"Nâkatullah" ve "Semud" sözcükleri ile ilgili detay Şems ve A’raf surelerinin tahlillerinde verildiğinden burada tekrar açıklamaya gerek görülmemiştir.



65Derken onlar, yaşam kaynaklarını kurutarak öldürdüler. Bunun üzerine Sâlih dedi ki: “Yurdunuzda üç gün daha yararlanın. İşte bu, yalanlanmayacak bir vaattir.”

Bu ayette, Semud kavminin Allah’ın nâkasını [kamu maliyesini] ayaklarını [gelir kaynaklarını] keserek yok etmeleri üzerine Salih peygamberin kavmine sonlarının yaklaştığını ihtar eden sözleri yer almaktadır. Bu sözler arasında geçen "üç gün" ifadesi de, muhtemelen zamanın kısalığından kinayedir.



66Artık ne zaman ki emrimiz geldi, Sâlih'i ve o'nunla birlikte iman etmiş olan kişileri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. O günün perişanlığından da kurtardık. Hiç şüphesiz ki senin Rabbin, O güçlü, mutlak üstün olandır.

67Ve şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan o kimseleri korkunç bir gürültü yakalayıverdi de yurtlarında KISA ZAMAN SONRA diz üstü çöküp kaldılar.

68Sanki orada hiç zengince yaşamamışlardı. Haberiniz olsun! Hiç şüphesiz Semûd toplumu gerçekten Rablerine inanmadılar. Haberiniz olsun! Semûd için uzaklık verildi.


Semud kavminin sonunun bildirildiği bu ayetlerde, Salih peygamber ve onunla birlikte iman etmiş olanların kurtarıldıkları, diğerlerinin ise sanki orada hiç yaşamamışlar gibi mahvedildikleri anlatılmaktadır. "Sanki orada hiç kalmamışlardı" ifadesi, adlarının, sanlarının ve izlerinin yok olup gittiği anlamındadır. Bununla o kavimden geriye sadece ibret verici bu kıssanın kaldığı vurgulanmıştır. Hatırlanacak olursa, bu kıssa ile ilgili olarak A’raf suresinde şu açıklamalar verilmişti:

73Andolsun ki Biz, Semûd'a da kardeşleri Sâlih'i elçi olarak gönderdik. O dedi ki: "Ey toplumum! Allah'a kulluk edin, sizin için O'ndan başka bir ilâh yoktur. Size Rabbinizden açık bir kanıt geldi. İşte şu, Allah'ın devesi/sosyal yardım ve destek ilkesi, sizin için bir âyettir; bırakın onu Allah'ın yeryüzünde yesin, sakın ona kötülükle dokunmayın, yoksa sizi acıklı bir azap yakalayıverir. 74Ve düşünün ki Âd'dan sonra sizi halîfeler yaptı. Ve yeryüzünde sizi yerleştirdi: Onun düzlüklerinden saraylar yapıyorsunuz, dağlarını evler hâlinde yontuyorsunuz. Öyleyse Allah'ın nimetlerini hatırlayın ve yeryüzünde kargaşa çıkaranlar olarak taşkınlık yapmayın."

75Toplumundan büyüklük taslayan ileri gelenler, içlerinden zayıf görünen inanmış kimselere dediler ki: "Siz, Sâlih'in, gerçekten Rabbi tarafından gönderilmiş bir elçi olduğunu biliyor musunuz?" Onlar, "Kesinlikle biz o'nunla gönderilene inanıyoruz!" dediler.

76Büyüklük taslayan o kimseler, "Biz, sizin inandığınızı kesinlikle bilerek reddeden kimseleriz!" dediler. 77Hemencecik de o sosyal yardım ve destek kurumlarını ayakta tutan gelir kaynaklarını kuruttular ve büyüklenerek Rablerinin buyruğundan dışarı çıktılar ve "Ey Sâlih! Eğer gerçekten gönderilen elçilerden isen, bizi tehdit ettiğini getir bize!" dediler.

78Bunun üzerine hemen onları, şiddetli sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.

79Sâlih, o zaman onlara sırt çevirdi ve "Ey toplumum! Andolsun ki ben size Rabbimin gönderilerini tebliğ ettim ve size öğüt verdim, fakat siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz" dedi. [A’raf/73-78]

Kıssanın tümü dikkate alınarak Semud kavminin işlediği suçlar şu şekilde özetlenebilir:

*Körlüğü doğru yola tercih etmek,

*Allah’ın devesini öldürmek,

*Elçileri [elçilik misyonunu] yalanlamak

Bu suçlar başka ayetlerde de açıklanmıştır:

17Semûd'a gelince; işte, Biz onlara doğru yolu gösterdik. Fakat onlar körlüğü doğru yol üzerine sevip tercih ettiler. Bunun üzerine kazandıkları şeyler sebebiyle alçaltıcı azabın yıldırımı onları yakalayıverdi.

18Ve Biz iman etmiş kimseleri ve Allah'ın koruması altına girmiş olan kimseleri kurtardık. [Fussılet/17, 18]

"14Allah'ın devesine önem verin!" ve "Onun su içmesini, yaşamasını sağlayın!" [Şems/14]

141Semûd, gönderilmişleri [elçileri, mesajları] yalanladı. [Şuara/141]*



*İşte Kuran, Hud Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim