57Lokman Suresi 1-5
Hatalı Çevrilen Ayetler
57Lokman Suresi 1-5
Hatalı Çeviri:
1. Elif. Lâm. Mîm.
2. İşte bu âyetler, hikmet dolu Kitab'ın âyetleridir.
3. Güzel davrananlar için bir hidayet rehberi ve rahmet olmak üzere (indirilmiştir).
4. O kimseler, namazı kılarlar, zekâtı verirler; onlar ahirete de kesin olarak iman ederler.
5. İşte onlar, Rableri tarafından gösterilmiş doğru yol üzeredirler ve onlar kurtuluşa erenlerdir.
Doğru Çeviri:
1Elif/1, Lâm/30, Mîm/40.
2-5İşte bunlar, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta tutan], zekat'ı; Allah’ın dininin yayılması, ayakta tutulması, salâtın ikame edilebilmesi için müminlerin iman borcu; kulluk görevi olarak içtenlikle verdiği vergiyi veren, âhirete de kesin olarak inananların ta kendileri olan güzellik-iyilik üretenler –ki işte bunlar, Rableri tarafından bir doğru yol üzeredirler. Ve onlar, kurtuluşa erecek olanların ta kendileridir– için bir doğru yol kılavuzu ve rahmet olmak üzere yasalar içeren o kitabın âyetleridir.
1Elif/1, Lâm/30, Mîm/40.
Birçok kez ifade ettiğimiz gibi, "Hurûf-ı Mukattaa [Kesik Harfler]" diye adlandırılan bu harflerin neyi ifade ettiği henüz kesin olarak bilinmemektedir. Bir uyarı veya gelecek ayetlere dikkat çekme ünlemi olabilecekleri gibi, Kur’an’ın içyapısına ait önemli bir yapı taşı da olabilirler. Ayrıca Kur’an indiği dönemde henüz rakamların icat edilmemiş olduğu ve rakam yerine EBCD harflerinin kullanılmakta olduğu dikkate alındığında, bu harflerin belirli sayıları ifade ediyor olması da mümkündür. Böyle olduğu takdirde söz konusu sayıların matematiksel olarak neyi ifade ettikleri de henüz bilinmemektedir. İleriki dönemlerde yapılacak çalışmalar sonucunda bu harflerin işaret ettiği anlamların doğru şekilde tevil edilebileceği kanaatindeyiz.
Ebced hesabına göre surenin başındaki harflerin sayı değerleri şöyledir.
ا Elif: 1
ل Lam: 30
م Mim:40
2-5İşte bunlar, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta tutan], zekat'ı; Allah’ın dininin yayılması, ayakta tutulması, salâtın ikame edilebilmesi için müminlerin iman borcu; kulluk görevi olarak içtenlikle verdiği vergiyi veren, âhirete de kesin olarak inananların ta kendileri olan güzellik-iyilik üretenler –ki işte bunlar, Rableri tarafından bir doğru yol üzeredirler. Ve onlar, kurtuluşa erecek olanların ta kendileridir– için bir doğru yol kılavuzu ve rahmet olmak üzere yasalar içeren o kitabın âyetleridir.
Bu ayet gurubunda, Kur’an ile muhsinler [güzellik - iyilik üretenler] bir arada övülmüştür. Kur’an’ın muhsinler için rahmet, kılavuz olduğu bildirilirken, muhsinlerin de "salâtı ikame eden, zekâtı veren, âhirete de kesin olarak inananların ta kendileri" oldukları ifade edilmiştir.
125Ve din bakımından, iyileştiren-güzelleştiren biri olarak, kendisini Allah için İslâmlaştırandan ve hanif; eski inançlarından dönen biri olarak, İbrâhîm'in dinine uyan kimseden daha iyi-güzel kim olabilir? Ve Allah, İbrâhîm'i "çığır açan-iz bırakan; imam-önder" edindi. [Nisa/125]
Hatırlanacağı üzere, bir önceki sure olan Saffat/80, 105, 110, 121 ve 131’de "Şüphesiz Biz, muhsinleri [iyilik-güzellik üretenleri] işte onun gibi karşılıklandırırız/ödüllendiririz" denilerek "muhsin"lere vurgu yapılmıştı.
Kur’an herkes için bir kılavuz ve rahmet olduğu halde, bu ayetlerde onun muhsinler için bir hidayet ve rahmet olmak üzere gönderildiği bildirilmektedir. Burada işaret edilmekte olan ince nokta, muhsinlerin Kur’an’ın kılavuzluğundan ve rahmetinden kesinkes yararlanıyor olmaları, müfsitlerin ise Kur’an’dan uzak durmaları sonucu onun bu özelliklerinden yararlanamamış olmalarıdır.
Lokman suresinin başlangıç bölümü ile Bakara suresinin başlangıç bölümü arasında büyük bir benzerlik bulunmaktadır. Lokman Suresi’nin başında geçen " المحسنين muhsinler" ifadesi, Bakara suresinde " المتّقين müttakiler" olarak verilmiştir. Bundan her iki sözcüğün de işlevsel olarak yakın anlamda olduğu anlaşılmaktadır.
2-4İşte bu kitap; kendisinde hiç kuşku yoktur, ıssız yerlerde iman eden, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutan], kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden Allah yolunda harcama yapan, sana indirilene ve senden önce indirilene iman eden Allah'ın koruması altına girmiş kişiler –ki bunlar, âhirete de kesinlikle inanırlar– için bir kılavuzdur.
5İşte bunlar, Rablerinden bir kılavuz üzerindedirler. Yine işte bunlar, kurtulanların, kazançlı çıkanların ta kendileridir. [Bakara/2- 5]
Konumuz olan pasajda "salâtı ikame eden, zekâtı veren, âhirete de kesin olarak inananlar" ifadesiyle tanımlanan "Muhsin"lerin sadece bu üç niteliği taşıyan kimseler oldukları düşünülmemelidir. Muhsin; Rabbimizin tüm emir ve yasaklarına duyarlı davranan, sürekli iyilik güzellik üreten, kötüleri iyileştiren, çirkinlikleri güzelleştiren kimselerdir. Bir bakıma, Rabbimizin emir ve yasaklarının tümünü bu ayette konu edilen "salâtı ikame etmek", "zekât vermek" ve "ahirete kesin olarak inanmak" başlıkları altında toplamak mümkündür.
"المحسنين Muhsinler" ifadesiyle gerçek müminler bir taraftan övülmekte, bir taraftan da uyarılmaktadırlar. Kur’an’da muhsinlerin övüldüğü, onlara ödüller ve Allah’ın sevgisi vaat edildiği birçok ayet vardır:
112Hayır, aksine kim iyileştiren-güzelleştiren biri olarak kendisini Allah için islâmlaştırırsa, işte onun, Rabbi katında ödülü vardır. Onlara hiçbir korku da yoktur ve onlar üzülmezler de. [Bakara/112]
195Ve Allah yolunda malınızı harcayın, kendinizi ellerinizle tehlikeye bırakmayın ve iyileştirin-güzelleştirin. Şüphesiz Allah, iyileştirenleri-güzelleştirenleri sever. [Bakara/195]
85,86Allah da, onların böyle demeleri nedeniyle, onları, içinde sürekli kalanlar olarak, altlarından ırmaklar akan cennetler ile ödüllendirmiştir. Ve işte bu, iyilik-güzellik üretenlerin karşılığıdır. İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayan kimseler; işte onlar, cehennemin ashâbıdır. [Maide/85]
Ve, A'raf/56, Nahl/128, Hacc/37, Ankebut/69, Zâriyat/16- 19.
Konumuz olan pasajda " الحكيم Hakîm" olarak nitelenen "Kitap" Kur’an’dır. Kur’an’ın "Hakîm" oluşu daha evvel Ya Sin suresinde de yer almıştı:
2-6Babaları uyarılmamış, bu yüzden de kendileri duyarsız bir toplumu kendisiyle uyarasın diye en üstün, en güçlü, en şerefli, yenilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olanın, engin merhamet sahibinin indirdiği yasalar içeren/bozulması engellenmiş Kur’ân kanıttır ki sen, o elçilerdensin, hiç şüphesiz sen dosdoğru bir yol üzerinesin. [Yasin/6]
"Hakîm" sözcüğü, dilbilgisi bakımından mübalâğa kalıbında bir ism-i faildir. Esas anlamı "çok yasa koyan" demektir. Bu anlamıyla aynı zamanda Rabbimizin de sıfatlarından biridir.
"Hakîm" sözcüğü burada ism-i mef’ul olarak "yasalaştırılmış, çok yasa içeren" anlamını ifade etmektedir. Bu anlam "muhkem" sözcüğünün tam karşılığıdır.
Kur’an’ın ‘Hakîm’ olarak nitelenmesi Ya Sin/2’nin tahlilinde ele alındığından, ilgili bölümün oradan okunmasını öneriyoruz.*
*İşte Kuran, Lokman Suresi
Yorumlar -
Yorum Yaz