• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

87Bakara Suresi 177




Hatalı Çevrilen Ayetler


87Bakara Suresi 177


Hatalı Çeviri:
177. İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler ancak onlardır!



Doğru Çeviri:
177Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz “iyi adamlık” değildir. Ama “iyi adamlar”, Allah'a, Âhiret Günü'ne/Son Gün'e, meleklere, Kitab'a, peygamberlere bilgisini bütünleyen; bunlara ait gizli kapalı; endişe korku verecek bir şey bırakmayan akrabalara, yetimlere, miskinlere, yolcuya ve dilenenlere ve özgürlüğü olmayanlara, Allah'a/mala/vermeye sevgisi olmasına rağmen veren ve salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta tutan], zekat'ı; Allah’ın dininin yayılması, ayakta tutulması, salâtın ikame edilebilmesi için müminlerin iman borcu; kulluk görevi olarak içtenlikle verdiği vergiyi veren kimselerdir. Ve de sözleştiklerinde, sözlerini tastamam yerine getiren, sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreden kimselerdir. İşte onlar, özü-sözü doğru olanlardır. Ve işte onlar, Allah'ın koruması altına girmiş kişilerin ta kendileridir.


Bu âyet, İslâm dininde şekilciliğin olmadığını göstermektedir. Bizce bu âyet, yüzünü Mescid-i Harâm tarafına çevir âyetinden hareketle yüzünü fiziksel olarak Mescid-i Harâm'a çeviren, böylece amacın hasıl olduğunu, dünya ve âhiret problemlerini hallettiklerini sananlar hakkında inmiştir.

Bu âyetteki ikinci işaret de, doğuya-batıya [tüm yönlere] yönelmenin, yani tüm dünyanın bir kişinin olmasının da "birr" olmadığıdır.

130Artık onların söylediklerine sabret, hoşnutluğa erebilmen için güneşin doğuşundan önce de batışından önce de Rabbinin övgüsü ile birlikte Allah'ı tanıt/noksanlıklardan uzak olduğunu öğret!
Gecenin bazı saatleriyle gündüzün iki ucunda da Allah'ı tanıt/noksanlıklardan uzak olduğunu öğret!
131Ve kendilerini imtihan etmek için, basit dünya hayatının süsü olarak, onlardan kimi çiftleri kendileriyle yararlandırdığımız mal, mülk, evlat ve saltanata sakın gözlerini dikme/rağbetle bakma. Ve Rabbinin rızkı daha iyi ve daha süreklidir. [Tâ-Hâ/130-131]

88,89Sakın onlardan bazı kimselere verip de kendilerini onunla yararlandırdığımız şeylere; mal ve servete heveslenip gözlerini dikme. Onlar hakkında üzülme de... Sen kanatlarını mü’minler için indir. Ve: "Şüphesiz ben, apaçık bir uyarıcının ta kendisiyim" de. [Hicr/88-89]

Klasik kaynaklarda bu âyetin inişi ile ilgili şu bilgiler verilir:

Yüce Allah'ın, Yüzlerinizi.... birr değildir buyruğunda kimlerin kasdedildiği hususunda farklı görüşler vardır. Katâde der ki: "Bize anlatıldığına göre adamın biri Peygamber'e (s.a), "birr"in mahiyetini sordu. Bunun üzerine de Yüce Allah bu âyet-i kerîmeyi inzâl buyurdu." Yine Katâde der ki: "Kişi farzlar emrolunmadan önce Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in Allah'ın kulu ve Rasûlü olduğuna şâhitlik ettiği ve sonra da bu hâliyle öldüğü takdirde, cennet onun için hakk olurdu. İşte Yüce Allah bu âyet-i kerîmeyi inzâl buyurdu."

er-Rabî ve Katâde der ki: Burada hitap Yahûdiler ile Hristiyanlaradır. Çünkü bunlar, Allah'a yönelmek ve yüzlerini döndürmek hususunda ihtilafa düşmüşlerdir. Yahûdiler Beytü'l-Makdis'e doğru, Hristiyanlar ise güneşin doğduğu tarafa yönelirler. Buna karşılık kıblenin değiştirilmesi hususunda ileri geri konuşup her bir kesim kendisinin yöneldiği tarafın üstün olduğunu ileri sürünce onlara, "Hayır, birr sizin üzerinde bulunduğunuz bu durum değildir, fakat birr Allah'a iman edeninkidir" denildi. [Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi'l-Kur’ân.]

Bu âyet-i kerîmenin inişiyle ilgili şu açıklamalar da vardır: Peygamber (s.a) Medîne'ye hicret edip farz namazlar emrolunup kıble Ka‘be'ye döndürülüp bütün hadler tayin ve tesbit edildikten sonra Yüce Allah bu âyet-i kerîmeyi indirdi ve şöyle buyurdu: "Birr'in bütünü sadece sizin namaz kılıp da başka bir şey yapmamanızdan ibaret değildir. Fakat birr (yani, iyilik sahibi kimse), Allah'a ibâdet eden... kimsenin yaptığıdır." Bu açıklama İbn Abbâs, Mücâhid, Dahhâk, Atâ, Süfyân ve ez-Zeccâc'a aittir. [Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi'l-Kur’ân.]

Âyetin ikinci cümlesi, mübteda ve haberden oluşan bir isim cümlesidir. Âyetteki البِرّ [el-birr] sözcüğünün mastar, haberinin de من [men/kimse] lafzı olması, dilbilgisi kurallarına uygun olduğundan, ayrıca البرّ [el-birrü] kelimesi البارّ [el-bârrü] şeklindeki de okunduğundan veya mastar ile fâilin de kasdedilmesinden hareketle البِرّ [el-birrü] sözcüğünün, البارّ [elbârrü/iyi olan kimse] anlamında kullanıldığı düşüncesiyle ibareyi, "Ama birr [iyi olan kimse]..." diye çevirdik.

Âyetteki diğer bir mesele de, على حبّه [‘alâ hubbihi] ifadesindeki zamirin merciidir. Bu zamir hem "Allah" lafzına, hem "vermek" fiiline, hem de "mal" kelimesine râci olabilir. O nedenle de mealde her üçünü de, ona [Allah'a/mala/vermeye] sevgisi olmasına rağmen şeklinde gösterdik. Bunun bir benzeri de İnsan/8'de gelecektir.

Burada İslâm'da şekilciliğin olmadığı beyân edilmekte; "Nereye dönerseniz dönün hiçbir şey değişmez. Allah'a kulluk yönle sınırlandırılamaz. Önemli olan işleri yerine getirmektir" mesajı verilmektedir.

Bakara/115'te de şöyle buyurulmuştu:

115Ve doğu-batı [her yön] yalnızca Allah'ındır. Öyleyse her nereye yönelirseniz, artık orası Allah'ın yüzüdür. Şüphesiz Allah, bilgisi ve rahmeti geniş ve sınırsız olandır, en iyi bilendir. [Bakara/115]

BİRR

Birr, Kur’ân'da "takvâ"nın; berr de "muttaki"nin anlamdaşıdır. Abese sûresi'nde bu sözcükle ilgili bilgi verilmişti.*




*İşte Kuran, Bakara Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim