Hatalı Çevrilen Ayetler
91Mümtehine Suresi 7-9
Hatalı Çeviri:
7. Olur ki Allah sizinle düşman olduklarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
8. Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara âdil davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli olanları sever.
9. Allah, yalnız sizinle din uğrunda savaşanları, sizi yurtlarınızdan çıkaranları ve çıkarılmanız için onlara yardım edenleri dost edinmenizi yasaklar. Kim onlarla dost olursa işte zalimler onlardır.
Doğru Çeviri:
7Belki Allah, sizlerle onlardan kendilerine karşı düşmanlık beslemekte olduğunuz kimseler arasında bir sevgi oluşturur. Allah, en iyi güç yetirendir. Ve Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
8Allah, sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara hakkaniyetle davranmaktan men etmez. Şüphesiz ki Allah, hakkaniyetle davrananları sever.
9Allah, ancak sizi, sizinle din hakkında savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için yardımlaşan kimseleri velîleştirmenizi [koruyucu, gözetici, yönetici yapmanızı] yasaklar. Kim onları velîleştirirse, işte onlar, yanlış; kendi zararlarına iş yapanların ta kendileridir.
Bu âyet grubunda, mü’minlerin olağanüstü ortamlarda yapmaları gereken davranışlar ortaya konmaktadır. Ayrıca bu âyetler, birinci âyetin açılımıdır, ki burada mü’minlere, velâyet ile akrabalık hukukunu karıştırmamaları, akrabalık hukukunun devam etmesi gerektiği, kendileriyle savaşmayan akrabalara düşman gözüyle bakmamaları, onlarla ilişkilerini kesmemeleri bildirilmiştir.
7. âyetteki, Belki Allah, sizlerle onlardan kendilerine karşı düşmanlık beslemekte olduğunuz kimseler arasında bir sevgi kılar ifadesi, Allah'tan gelecek sürpriz yardımlara işaret etmekte ve böylece mü’minlere ümit aşılamaktadır. Bu sürpriz yardımın ilk örneklerinden biri Rasûlullah'ın, müşriklerin lideri ve İslâm'ın baş düşmanı Ebû Süfyân'ın kızı Umm Habîbe ile evliliğinden sonra Ebû Süfyân'ın yumuşamasıdır. Bu durum kaynaklara şöyle yansımıştır:
Bu âyet-i kerîme nâzil olunca Müslümanlar müşrik akrabalarına düşmanlık ettiler. Yüce Allah bu hususta Müslümanların sahip oldukları duyguların ne kadar ileri derecede olduğunu bildiğinden ötürü de, Olur ki Allah, onlardan düşmanlık ettiklerinizle sizin aranızda yakın bir dostluk meydana getirir buyruğunu indirdi. Bu ise kâfirin Müslüman olması ile gerçekleşir. Mekke'nin fethinden bir süre sonra önemli bir topluluk İslâm'a girdi ve Müslümanlar onlarla içiçe oldu. Ebû Süfyân b. Harb, Hâris b. Hişâm, Süheyl b. Amr ve Hâkim b. Hizam gibi...
Sözü edilen sevginin, Peygamber'in (s.a) Ebû Süfyân'ın kızı Umm Habîbe ile evliliği olduğu da söylenmiştir. İşte o vakit Ebû Süfyân'ın sertliği yumuşadı, düşmanlık duyguları gevşedi.
İbn Abbâs dedi ki: Bu sevgi, Mekke'nin fethinden sonra Peygamber'in (s.a) Ebû Süfyân'ın kızı Umm Habîbe ile evliliğidir. Daha önce Abdullah b. Cahş'ın nikâhı altında idi. O ve kocası Habeşistan'a hicret edenlerdendir. Kocası Hristiyan oldu ve onun da Hristiyan olmasını istedi. Umm Habîbe kabul etmeyip dini üzere sebat gösterdi. Kocası Hristiyan olarak öldü. Peygamber (s.a) Necâşi'ye haber göndererek ona tâlib olduğunu belirtti. Necâşi, Peygamber'in arkadaşlarına; "Aranızda bu hanıma en yakın olan kimdir?" diye sordu. Onlar, "Hâlid b. Sa‘îd b. el-Âs'tır" dediler. Ona, "Bu hanımı Peygamberiniz ile evlendir" dedi, o da bunu yaptı. Necâşi, kendi kesesinden ona 400 dinar mehir verdi.
Bir görüşe göre de Peygamber (s.a) onu Osman b. Affan vasıtası ile istemişti. Osman (r.a), Umm Habîbe'yi Hz. Peygamber'e nikâhlayınca bu hususta Necâşi'ye haber gönderdi, o da onun adına mehirini ödeyip, Umm Habîbe'yi o'na gönderdi. Müşrik olan Ebû Süfyân, Peygamber'in (s.a) kendi kızıyla evlendiği haberini alınca, "Bu burnuna vurulamayacak kadar üstün ve şerefli bir erkek (deve)dir" dedi. [Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi'l-Kur’ân]
8. âyetteki, Sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara hakkaniyetle davranmaktan men etmez ifadesiyle, kâfir ana-baba, inanmış olmasına rağmen hicret etmemiş mü’minler, savaşa katılmayan, kadınlar ve çocuklar kastedilmiştir. Bu âyetin iniş sebebi hakkında şu nakiller bulunmaktadır:
Âmir b. Abdullah b. ez-Zübeyr'in babasından rivâyet ettiğine göre Ebû Bekr es-Sıddîk câhiliye döneminde Kuleyle adındaki hanımını boşamıştı. Bu, Ebû Bekr'in kızı Esma'nın annesidir. Rasûlullah (s.a) ile Kureyş kâfirleri arasındaki barış antlaşması döneminde Kuleyle yanlarına geldi. Ebû Bekr es-Sıddîk'ın kızı Esma'ya bir küpe ve bazı şeyler hediye etti. Esma bu hediyeleri kabul etmek istemediğinden Rasûlullah'a (s.a) giderek durumu o'na anlattı. Yüce Allah da, Sizinle din hususunda savaşmamış... olanlara iyilik yapmanızı Allah size yasaklamaz buyruğunu indirdi. Bu haberi el-Maverdî ve başkaları zikretmiş olup, Ebû Dâvûd et-Tayalisî de bunu Müsnedi'nde rivâyet etmiştir. [Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi'l-Kur’ân.]
Abdullah b. Zübeyr'den bu âyetin, Hz. Ebû Bekr'in (r.a) kızı Esma hakkında nâzil olduğu rivâyet edilmiştir. Buna göre, Esma'nın müşrik olan annesi Kuteyle, birtakım hediyeler getirdi, ama o annesini kabul etmedi ve girmesine müsaade etmedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a), Esma'ya (r.a), annesini içeri almasını ve onu kabul edip iyi davranmasını, ihsanda bulunmasını emretti.
İbn Abbâs'dan (r.a), âyette bahsedilenlerin, babası Abbâs'ın da aralarında bulunduğu Haşimoğulları'ndan Bedir günü müşriklerce zorla savaşa çıkarılmış kimseler olduğu rivâyet edilmiştir. [Râzî, Mefâtihu'l-Ğayb.]*
*İşte Kuran, Mümtehine Suresi