Dağların Depremleri Önlemek İçin Yeryüzüne Yerleştirilmesi Konusu
Mushafta Bozuntu Yapılan Ayetler
Dağların Depremleri Engellemek İçin Yeryüzüne Yerleştirilmesi Konusu:
Hatalı Çeviri:
Nahl 15. Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağları, yolunuzu bulmanız için de ırmakları ve yolları yarattı.
Enbiya 31.Onları sarsmasın diye yeryüzünde bir takım dağlar diktik. Orada geniş geniş yollar açtık; ta ki maksatlarına ulaşsınlar.
Lokman 10.O, gökleri görebildiğiniz bir direk olmaksızın yarattı, sizi sarsmasın diye yere de ulu dağlar koydu ve orada her çeşit canlıyı yaydı. Biz gökyüzünden su indirip, orada her faydalı nebattan çift çift bitirdik.
Doğrusu:
Nahl 15.Ve Allah size sofra olması için yeryüzünün içinde sabit-sağlam dağlar, ırmaklar ve siz kılavuzlandığınız doğru yolu bulasınız diye yollar ve daha nice âlametler bıraktı.
Enbiya 31.Ve Biz, yeryüzünün içinde, size sofra olsun diye sağlam kazıklar yaptık. Ve orada kılavuzlandıkları yollarını bulsunlar diye bol bol yollar oluşturduk.
Lokman 10.Allah, gökleri dayanak olmadan oluşturmuştur, bunu görmektesiniz. Yeryüzünde de, size sofra hazırlasın diye sarsılmaz dağlar bıraktı ve oralarda irili-ufaklı her canlıdan türetip yayıverdi. Ve Biz gökten su indirdik, böylelikle orada her değerli çiftten bitki bitirdik.
Bu ayetlerde "en temîde" sözcüğü hatalı çevriliyor. Hata Kur'an'dan kaynaklanmıyor, çevirilerde yapılan hatadan kaynaklanıyor. Nereden geldiyse, kim başlattıysa bu "en temîde" sözcüğüne, "sarsmamak", "sarsılmamanız için" anlamı verilmiştir. Bu anlam hatalıdır. Lugatlarda "en temîde" ifadesinde "sarsılmamanız için" diye bir anlam yoktur. Ayrıca bu sözcük, meallerde hatalı olarak olumsuz anlamda çevriliyor.
Halbuki ayetteki "en temîde" sözcüğü olumlu bir sözcüktür. Bu kelimeye sarsılma anlamı verilirse; ayette anlam, "sizin sarsılıp durmanız için/sürekli sarsılmanız için dağlar koydu" şeklinde çevrilmesi gerekirdi. Sözcüğe olumsuz anlam verilebilmesi için ayette, "en la temîde" ifadesinin olması gerekirdi. Bu ayetlerin üçünde de -la sözcüğü bulunmaz.
Temide sözcüğü, Kuran'da beş yerde geçmektedir. İkisi temide hainde, ikisi de maide halinde geçer. Maide sözcüğü Maide Suresinde geçer.
Maide sofra demektir. İsa peygamberin arkadaşlarının gökten sofra istemesi olayı vardır. Burada "en temîde" sözcüğü "size sofra olması için" anlamındadır. Bu sözcüğün Arap diline ilk; ticarete giden bir adamın veyahut toprak süren bir adamın halini anlatan bir sözcük olarak girmiştir. Bu adam "Çocuklarına sofra hazırlamak için bunu yaptı" sözcüğünden gelir. Aynı kokten gelen meydan sözcüğünün aslı da sofralık alan demektir, sofra oluşu, sofralık demektir. Düz arazilerde meyve, sebze yetiştirildiğinden meydan sözcüğü oradan gelir.
Meydan sözcüğü; bol yiyecek, içecek demek anlamındadır.
Yani ayetteki "en temide" ifadesi size sofra olsun diye dağları oluşturdum demektir. Bu ifade ile Cenabı Hakk; "bize sofra hazırlasın diye dağları yeryüzünün içerisine çakmıştır" anlamına gelmektedir.
Ayetteki bir başka sözcük olan revasiye sözcüğüdür.
Ayetlerde doğrudan dağ kelimesi geçmez. Revasiye sözcüğü geçer. Rasiye sözcüğünün çoğuludur.
Rasiye sabit duran, çakılı olan, yeri değişmeyen demektir. Bizim o sözcüğü dağ olarak çevirmemiz tevildir. Yeryüzünde sabit duran ne olur? dağlar diyoruz. Bu durumda bize sofra olan yine dağlar olur.
Burada coğrafi olarak dağların yararlarından, evrene, insana katkılarından söz etmek gerekir. Yani nasıl sofra oluyor?:
- Dağlar yabani hayvanların yaşam alanlarıdır.
- Yaylacılık faaliyetlerinin yapılması,
- Dağ sporları, avcılık ve kış sporlarına imkan sağlar.
- Kıyı kesimleri iç bölgelerden ayırır.
- Mevsim çeşitliliğine neden olur.
- Dağlar akarsuların su deposudur.
- Yeraltı kaynaklarının temel depo alanlarıdır.
Bütün bu ve benzeri özellşikler sayesinde dağlar, bizim yeryüzünde sofra olmasını sağlar. Eğer dağlar olmayıp her taraf düm düz olsaydı yeryüzü sofra olmaz çöl olurdu.*
*Kuran ve İslam, 256. Bölüm Sorular-Kur'an'dan Cevaplar
Yorumlar -
Yorum Yaz