• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

10Fecr Suresi 1-4, 14, 5


Mealde Bozuntu Yapılan Ayetler


Fecr Suresi 1-4, 14, 5



Hatalı Çeviri:
1, 2, 3, 4, 5. Fecre, on geceye (haccın on gecesine), çifte ve teke, (her şeyi karanlığı ile) örttüğü an geceye yemin ederim ki, akıl sahibi için bunlarda elbette bir yemin (değeri) var, değil mi?




Doğru Çeviri:

1-4.Gerçeği örtbas etmenin, Allah’a ortak kabul etmenin, cahilliğin parçalanışını, on gece Peygamber’in bilgilendirilişini, Allah-kul ilişkisini ve gerçeği örtbas etmenin, Allah’a ortak kabul etmenin, cahilliğin gitmeye yüz tutuşunu kanıt gösteririm ki şüphesiz ki 14.Rabbin gözetlemektedir.40 5.İşte bunlarda, akıl sahibi için güçlü-ikna edici, inandırıcı bir anlatım vardır.41




1-4Gerçeği örtbas etmenin, Allah'a ortak kabul etmenin, cahilliğin parçalanışını, on gece Peygamber'in bilgilendirilişini, Allah-kul ilişkisini ve gerçeği örtbas etmenin, Allah'a ortak kabul etmenin, cahilliğin gitmeye yüz tutuşunu kanıt gösteririm ki şüphesiz ki,


Sure kasem cümlesi ile başlamaktadır. 1-4. ayetler kasem cümlesinin "kasem bölümü"nü, 14. ayet de kasemin "cevap bölümü"nü oluşturmaktadır. Kalem suresi tahlil edilirken "Kasem Cümlesi" başlığı altında yapılan ayrıntılı açıklamada da belirtildiği gibi, kasem cümlesinin öğeleri arasına başka bir cümlenin girmemesi gerekir. Ancak biz, Mushaf’ı tertip eden sahabenin bu konuda yeterince titizlik gösteremediği kanısındayız. On dördüncü ayetin teknik yapısı ve anlamı, kasemin cevabı olduğunun kesin kanıtıdır. Buna benzer tertip hataları ilerideki surelerde de karşımıza çıkacaktır.

Bahusus, surenin sağlıklı anlaşılması için ayetlerin bizim yaptığımız sıralamaya göre değerlendirilmesi gerekmektedir

Âyetlerin sözcük anlamı, "Şu şafağı, on geceyi, çifti ve teki, geçip gideceği sırada şu geceyi kanıt gösteririm ki şüphesiz Rabbin gözetlemektedir" şeklinde olup biz ise mecâz anlamlarını tercih ettik

"Şafak sökmesi" ya da "tanyeri ağarması" olarak ifade edilen "فجر fecir" sözcüğü, gecenin karanlığının çatlayarak dünyanın aydınlanmaya başlamasını, sabahın ilk beyazını, insanın mutluluk duyduğu ve ümitlendiği o değerli anları ifade etmektedir.

Ancak burada mecazî bir anlatımla, ilk gelen vahiyden bu sonuncusuna kadar, bütün vahiylerle yapılan uyarıların, verilen öğütlerin meyvesini vermeye başladığı ve insanlık üzerindeki küfür, şirk, azgınlık karanlığının vahyin ışığı sayesinde yırtıldığı ifade edilmektedir. Aslında bu tasvir bir topyekûn aydınlanma sürecini simgelemektedir. Daha önce Müddessir suresinin 32-37 ve Tekvir suresinin 17-18. ayetlerinde fecrin yaklaştığına işaret edilerek başladığı ilân edilen bu süreç, bu surede fecrin/şafağın sökmesi ile belirginleşmekte, bundan sonraki "ضحى Duha [kuşluk vakti]" suresinde ise iyice ortaya çıkmaktadır.

on gece

Buradaki "on gece"nin hangi "on gece" olduğuna dair birçok rivayet vardır.-Zilhicce ayındaki on gece,

-Ramazan ayındaki son on gece,

-Muharrem ayının ilk gecesi ile aşure günü arasındaki on gece,

-Musa peygamberin Tur'daki 30 gecelik vaatleşmesine eklenen on gece olduğu ileri sürülen görüşler arasındadır. Ancak bunların hiçbiri itibar edilebilir nitelikte değildir. Çünkü Zilhicce ayındaki Hacc, Ramazan ayındaki oruç, Muharrem ayının ilk on günü ve Musa peygamber ile ilgili bilgiler henüz bu sure indiğinde peygamberimize bildirilmiş değildi. Dolayısıyla, bilgisinin olmadığı konularda peygamberimizin dikkatinin çekilmiş olması mantıklı değildir. Buradaki "on gece", peygamberimizin ve çevresindeki o günkü insanların yakinen bildikleri bir "on gece" olmalıdır ki, herkese kanıt olarak gösterilsin, referans olarak verilsin.

Bu açıdan bakılır ve daha önce inen dokuz surenin içerikleri dikkate alınırsa, ayette geçen "on gece"nin vahyin başladığı ilk gece ile 10. sure olan bu surenin indiği gece arasındaki "on gece" olduğu söylenebilir. Bu durumda; Alak suresinin indiği gece [Kadir Gecesi] ilk gece, Fecr suresinin indiği gece de onuncu gecedir.

Sure veya ayetlerin hangi yıl, ay, hafta ve günde indikleri tam olarak bilinemediği için görüşümüz kesinlik ifade etmemekte, sadece akıl yolu ile yapılmış bir öngörü niteliği taşımaktadır.

Çift ve tek

Çift ve tek olmak bütün varlıkları kapsayan bir durumdur. Çünkü varlıklar kesinlikle ya çift ya da tektir. Bu nedenle ayete "çok olana ve tek olana" şeklinde de anlam verilebilir. "Çift" kavramı, herhangi bir nesnenin aynı türden olan bir diğer bireyinin varlığına işaret eder. Başka bir deyişle çift, karşıtı veya karşıtları olan ve bu nedenle de başka şeylerle belirli bir ilişki içerisinde bulunan her şeyi kapsar. Buna karşılık, "وتر vetr" terimi, tek veya bir olan şeyi ifade eder. Bu anlamından dolayı Allah'a verilen adlardan biri olarak kullanılmıştır. Çünkü hiçbir şey O'na denk tutulamaz.

Özetle bu ayet Yaratıcı'nın tekliği ve benzersizliğine karşılık, yaratılanların çokluğunu ifade eder.

geçip gitmekte olan gece

Gece aynı zamanda "karanlık" demek olduğundan, ayetin karanlığın yok olduğu veya yok olmaya yüz tuttuğu fecir vaktine işaret ettiği anlaşılmaktadır. "ليل Leyl" sözcüğünün muarrefliği [belirginliği] ve ayetteki sanatsal anlatım dikkate alındığında ise, buradaki geçmekte, bitmekte olan gecenin; küfrün, şirkin, tuğyanın ve bunların verdiği sıkıntılarla oluşan ruhsal karanlığın geçmekte olduğu anlaşılmaktadır.

Artık şafak söktüğüne göre gecenin ömrü bitmiştir. Artık vahyin ışığı sayesinde insanlık sahte ilâh ve rablerden, tağutlardan, yalanlayıcılardan, fesat çıkarıcılardan, gamdan, kederden ve bunalımdan, tüm ruhsal karanlıklardan kurtulacaktır.

Bu konuya daha önce, Müddessir suresinin 33. ayetinde ve Tekvir suresinin 17. ayetinde kısaca işaret edilmişti.



14Rabbin gözetlemektedir.


Kasemin cevabı olan bu ayete göre rabbimiz insanları sürekli kontrol altında tutmakta, yapılan her şey kayda alınmakta, kimine uyarı cezaları; kimine de teşvik ödülleri vermektedir. Ayrıntıları ileri ki surelerde gelecektir.



5İşte bunlarda, akıl sahibi için güçlü-ikna edici, inandırıcı bir anlatım vardır.


Ayette geçen "حجر hicr" sözcüğü, men etmek, alıkoymak anlamındadır. [Lisanü’l Arab, "hcr" mad.] Men eden, alıkoyan şeyden kasıt ise "akıl"dır. Çünkü Arapçada kişiyi kötülükten men etmesi itibariyle akıla "nuha" dendiği gibi, münasebetsizlikten alıkoyması itibariyle de "hicr" denmektedir. Dolayısıyla ayetteki "ذى حجر zi hicr" ifadesi "tam akıl sahibi" anlamına gelmektedir.

Bu durumda ayet, ilk dört ayette yemin edilerek dikkat çekilen konuların tam akıl sahipleri için Allah'ın varlığına ve tek oluşuna dair ikna edici, sağlam kanıtlar oluşturduğuna işaret etmektedir.

Ayetteki "hel" edatı ile yapılmış soru şekline "muhatabı ikrar ettirmek üzere sorulan soru" anlamında "İstifham-ı Takriri" denir. Burada da hakkında yemin edilen varlıkların önemini ikrar ettirmek için sorulmuştur. Sanki Rabbimiz şöyle demektedir: "Şüphesiz bu, akıl sahipleri nezdinde büyük bir yemindir. Akıl ve idrak sahibi olanlar, Allah'ın yemin ettiği şeylerde hayret verici özellikler, O’nun ilâhlık ve birliğini gösteren deliller görürler. Akıllı insanlar içinde bunun aksini söyleyecek bulunur mu, aksi söylenemez". Biz mealde edebî anlamı gösterdik.*



40 Âyetlerin sözcük anlamı, “Şu şafağı, on geceyi, çifti ve teki, geçip gideceği sırada şu geceyi kanıt gösteririm ki şüphesiz Rabbin gözetlemektedir” şeklinde olup biz mecâz anlamlarını tercih ettik. Resmi Mushaf'ta 14. sırada olan “Şüphesiz ki Rabbin gözetlemektedir” anlamındaki âyet, kasem cümlesinin cevap bölümüdür. Teknik olarak ve anlam bilgisi açısından kasem cümlesinde bulunması gerekirken, Mushaf tertip heyeti tarafından alakasız bir yerde tertip edilmiştir.

41 Âyetin orijinal yapısının anlamı, “İşte bunlarda, akıl sahibi için bir güçlü-ikna edici bir anlatım var mı?” şeklindedir. Bu sorulara belağat ilminde “istifhâm-ı inkârî” denir. Bu soru, cümleye, “Elbette vardır, aksi söylenemez” anlamı katar. O nedenle Mealde edebî anlamı gösterdik.




*İşte Kuran, Fecr Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim