• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

45Taha Suresi 74-76, 80-82




Mushafta Bozuntu Yapılan Ayetler


45Taha Suresi 74-76, 80-82


Hatalı Çeviri:
74. Şurası muhakkak ki, kim Rabbine günahkâr olarak varırsa, cehennem sırf onun içindir. O ise orada ne ölür ne de yaşar!

75. Kim de iyi davranışlarda bulunmuş bir mümin olarak O'na varırsa, üstün dereceler işte sırf bunlar içindir.

76. İçinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan Adn cennetleri! İşte arınanların mükâfatı budur.

77. Andolsun ki biz Musa'ya: Kullarımla birlikte geceleyin yola çık da (size) yetişilmesinden korkmaksızın ve (boğulmaktan) endişe etmeksizin onlara denizde kuru bir yol aç, diye vahyetmiştik.

78. Bunun üzerine Firavun, askerleri ile birlikte onların peşine düştü. Deniz onları gömüp boğuverdi.

79. Firavun, kavmini saptırdı, doğru yola sevketmedi.

80. Ey İsrailoğulları! Sizi düşmanınızdan kurtardık; Tûr'un sağ tarafına (gelmeniz için) size vâde tanıdık ve size kudret helvası ile bıldırcın eti lütfettik.

81. Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yeyiniz, bu hususta taşkınlık ve nankörlük de etmeyiniz; sonra sizi gazabım çarpar. Her kim ki kendisini gazabım çarparsa, hakikaten o, yıkılıp gitmiştir.

82. Şu da muhakkak ki ben, tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra (böylece) doğru yolda giden kimseyi bağışlarım.



Doğru Çeviri:

Necm: 121
74Gerçek şu ki, her kim Rabbine suçlu olarak varırsa, şüphesiz ki ona cehennem vardır. Orada ölmez ve dirilmez.

75,76Ve kim Rabbine bir mü’min olarak düzeltmeye yönelik işler yapmış olduğu hâlde varırsa, işte onlar; en yüksek dereceler, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleri kendilerinin olacak olanlardır. Onlar, orada sonsuz olarak kalacaklardır. Ve işte bu, arınan kimselerin karşılığıdır.

80Ey İsrâîloğulları! Sizleri düşmanınızdan kurtardık ve Musa aranızda değilken; içinizde elçi yok iken size söz verdik üzerinize de kudret helvası ve bıldırcın/bal indirdik.–81Sizi rızıklandırdığımız şeylerin temizlerinden yiyin ve bunda aşırı gitmeyin, sonra üzerinize hoşnutsuzluğum iner. Kimin üzerine de hoşnutsuzluğum inerse, kesinlikle o iner [düşer, mahvolur]. 82Ve şüphe yok ki Ben, tevbe eden, iman edip sâlihi işleyen, sonra da kılavuzlandığı doğru yolu bulan kimse için çok bağışlayıcıyım.–148



74Gerçek şu ki, her kim Rabbine suçlu olarak varırsa, şüphesiz ki ona cehennem vardır. Orada ölmez ve dirilmez.

75,76Ve kim Rabbine bir mü’min olarak düzeltmeye yönelik işler yapmış olduğu hâlde varırsa, işte onlar; en yüksek dereceler, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleri kendilerinin olacak olanlardır. Onlar, orada sonsuz olarak kalacaklardır. Ve işte bu, arınan kimselerin karşılığıdır.


Bu âyet gurubu, bazı yorumcular tarafından bilginlerin Firavun'a verdikleri cevabın devamı olarak kabul edilmiştir. Biz ise bu âyetlerin konunun akışı içinde Rabbimizin genele hitap eden ayrı bir necm olduğunu düşünüyor, bu sözlerin bilginlere ait olmasını mümkün görmüyoruz. Zira ancak karşılaşmadan sonra imana gelmiş olan bilginlerin bu ilâhî ilkeleri böyle ayrıntılarıyla bilmeleri ve onu burada tebliğ etmeleri söz konusu olamaz.

Âyetlerin mesajına gelince: Bu âyetlerde bağışlanmanın ve cenneti hak etmenin koşulları açıklanmaktadır.

Bu genel mesajlar pek çok âyette verilmiştir:

* Yaşadığınız çağın insanlık hâli kanıttır ki iman eden, düzeltmeye yönelik işler yapan, hakkı tavsiyeleşen; birbirinin olmazsa olmazı sayan/öğütleşen ve sabrı tavsiyeleşenlerin; birbirinin olmazsa olmazı sayanların /öğütleşenlerin dışındaki tüm insanlar, kesinlikle tam bir kayıp, zarar, bunalım, acı içindedir. [Asr/1-3]

* Kesinlikle, inananlar durumlarını korudular/zafer kazandılar. Onlar, salâtlarında [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmalarında; toplumu aydınlatmaya çalışmalarında] gösterişsiz/samimi olan kimselerdir. Ve onlar, boş şeylerden yüz çeviren kimselerdir, Ve onlar, zekâtı işleyen/vergiyi veren kimselerdir, Ve onlar, iffetlerini koruyan kimselerdir, –eşleri veya sözleşmelerinin sahip oldukları ayrı, çünkü bundan dolayı kınanamazlar, oysa bunun ötesine gitmek isteyenler, işte onlar, sınırları aşanların ta kendileridir.– Ve onlar, emanetlerine ve antlaşmalarına riâyet eden kimselerdir. Ve onlar, salâtlarını [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını] koruyan kimselerdir. İşte onlar, içinde temelli kalacakları Firdevs cennetine son sahip olan son sahiplerin ta kendileridir. (Mü’minun/1-11)

* Elif/1, Lâm/30, Mîm/40. İşte bu kitap; kendisinde hiç kuşku yoktur, ıssız yerlerde iman eden, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutan], kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden Allah yolunda harcama yapan/başta yakınları olmak üzere başkalarının nafakalarını sağlayan, sana indirilene ve senden önce indirilene iman eden Allah'ın koruması altına girmiş kişiler –ki bunlar, âhirete de kesinlikle inanırlar– için bir kılavuzdur. İşte bunlar, Rablerinden bir kılavuz üzerindedirler. Yine işte bunlar, kurtulanların, kazançlı çıkanların ta kendileridir. (Bakara/1-5)

* Bundan dolayı sen hemen öğüt ver, eğer öğüt yarar sağlıyorsa/ sağlayacaksa; saygısı olan öğüt alacaktır. En mutsuz olacak olan kişi de ondan kaçınacaktır. O kişi, en büyük ateşe yaslanacaktır. Sonra onun içinde ne ölecek ne de hayat bulacaktır. Arınan, Rabbinin adını anıp da salât eden; mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olan; toplumu aydınlatmaya çalışan kimse kesinlikle kendini kurtarmıştır. Fakat siz şu basit dünya hayatını tercih ediyorsunuz. Oysa âhiret daha hayırlı ve devamlı kalıcıdır. [A'la/9–17)]*



80Ey İsrâîloğulları! Sizleri düşmanınızdan kurtardık ve Musa aranızda değilken; içinizde elçi yok iken size söz verdik üzerinize de kudret helvası ve bıldırcın/bal indirdik.–81Sizi rızıklandırdığımız şeylerin temizlerinden yiyin ve bunda aşırı gitmeyin, sonra üzerinize hoşnutsuzluğum iner. Kimin üzerine de hoşnutsuzluğum inerse, kesinlikle o iner [düşer, mahvolur]. 82Ve şüphe yok ki Ben, tevbe eden, iman edip sâlihi işleyen, sonra da kılavuzlandığı doğru yolu bulan kimse için çok bağışlayıcıyım.–


Kıssanın anlatımı arasına bir parantez olarak girmiş olan bu Âyetler, Firavun'un zulmünden kurtarılan İsrâîloğulları ile yapılan sözleşmenin özetidir. Dolayısıyla Âyetlerin başındaki hitap da Mekke'deki İsrâîloğulları'na yönelik bir hitap değildir. Zira bu Âyetlerde İsrâîloğulları'na verildiği söylenen nimetler, Kur'ân'ın diğer Âyetlerindeki anlatımlardan da anlaşılacağı gibi, nehirden geçirilmiş olan İsrâîloğullarına verilen nimetlerdir. Hatırlanacağı üzere A'râf Sûresi'nin 160. Âyetinde kendilerine المنّ - menne = kudret helvası ve السّلو - selvâ = bıldırcın/ bal bahşedildiği bildirilen, yani bal börekle beslenen, bir eli yağda bir eli balda olan İsrâîloğulları, Mûsâ peygamber ile birlikte olan İsrâîloğulları'dır.


Not: Ayetteki "جَانِبِ الطُّورِ الْأَيْمَنِ Canibe’t Turi’l eymeni" tamlaması ile ilgili Meryem/52’de ayrıntılı bilgi verilmişti.


Burada sözleşme kapsamında olması sebebiyle sadece İsrâîloğulları için bahsedilmiş gibi görünen güzel nimetler, aslında herkesin istifadesine sunulmuştur. Çünkü Yüce Allah kullarına her zaman tayyibattan yemelerini ve haramlardan uzak durmalarını emretmiştir:

* Ey iman etmiş kişiler! Eğer siz yalnızca O'na kulluk ediyorsanız, sizi rızıklandırdığımız şeylerin hoş, temiz ve yararlı olanlarından yiyin ve verdiği nimetlerin karşılığını Allah'a ödeyin. [Bakara/172]

82. Âyette Rabbimiz Kur'ân'da çokça yer alan ve ğaffâr, ğafûr, ğâfir sözcükleriyle ifade edilen "bağışlayıcılık" sıfatını ön plâna çıkarmış ve tövbe ettikten sonra doğru yoldan ayrılmayan kimseler için bağışlama kapılarını açmıştır.*




148 Bu pasaj da, teknik gerekçeler ve anlam bilgisi gereği Resmi Mushaf'tan farklı tertip edilmiştir. Tertip şekli pasajın altında gösterilmiştir. Ayrıntılı açıklamalar, Tebyîn'de ilgili pasajın tahlilinde görülebilir.




*İşte Kuran, Taha Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim