Dalgıçlık Yapan ve Zincirlere Bağlanmış Şeytanlar Kimlerdir?
ÖZET
Makalede, Kur’an-ı Kerim’in Sad, Neml, Sebe ve Enbiya surelerinde Süleyman peygamber ile ilgili kıssalarda konu edilen; dalgıçlık yapan, yapı ustaları ve bakır üreten şeytanların ve cinlerin kimlikleri üzerinde durulmuştur. Onların halk kültüründe bilinen varlıklar olmadıkları, devletlerarası sözleşmeler gereği komşu ülkelerden getirilen ve Süleyman peygamberin emrinde çalıştırılan hünerli insanlar oldukları vurgulanmıştır.
Süleyman peygamber dönemine tarihlenen bazı arkeolojik çalışmaların, Kur’an-ı Kerim’de Süleyman peygamber kıssaları ile olan ilişkileri incelenmiştir.
Dalgıçlık Yapan ve Zincirlere Bağlanmış Şeytanlar Kimlerdir?
Kur’an’da, Davud ve Süleyman peygamber övülür, salih kul oldukları bildirilir. Buna rağmen tarih boyunca bu peygamberlere haksız yere iftira edilmiştir. İsrailiyattaki hurafe ve iftiralar maalesef tefsir adı atında İslam anlayışına yerleştirilmiştir.
Süleyman peygamberin emrine verilen şeytanlar ve cinler konusu da istismar edilmiştir. Bu konuda aydınlatıcı bilgi vereceğiz.
Davud peygamber zamanında ilk İslam devleti kurulmuştur. Davud peygamber aynı zamnda kral olarak ülkesini yönetmiştir. Davud peygamber ile Sur (Fenike) Kralı Hiram (M.Ö. 969-935) arasında yapılan antlaşmalar bulunmaktadır. Davud peygamber, bu sözleşmeler ile ülkesinde çalıştırmak üzere ustalar ve işçiler getirilmiştir. Bu konuda Encyclopædia Britannica’da aydınlatıcı bilgiler bulunmaktadır. Davud peygamberin ölümünden sonra Süleyman peygamber döneminde de bu antlaşmalar sürmüştür.
Süleyman peygamberin emrine verilen bu usta ve işçiler kendi istekleri ile değil, devletler arası sözleşmeler gereği zoraki olarak çalışıyorlardı. Bunlar, Süleyman peygamberin emrinde gönülsüz çalıştılar. Aynı zamanda Süleyman peygamberin aleyhine iftira ve dedikodu yaptıkları da Kur’an tarafından bildirilmiştir (Bakara 102. ayet). İşte bu nedenlerle Süleyman peygamberin emrine verilen hünerli usta ve işçi insanlar Kur’an’da “şeytan” olarak ifade edilir. Kur’an’da, sözleşmeler gereği zorunlu çalıştıkları için zincirlerle bağlı olduğu ifade edilir.
Ayetlerde ifade edilen şeytanlar Kur'an’ın pek çok yerinde; “Hakka ve akla aykırı hareket eden, uzak olan her türlü kişi, güç ve kurum olarak nitelendirilmektedir. Kur'an’ın işaret ettiği şeytan, halk kültüründeki mitolojik yaratıklar değildir.
Bu ustalar ve işçiler yabancı toplumdan oldukları için Kur’an’da cinn/yabancı olarak ifade edilir. Araplar; bilmedikleri şeyleri, tanımadıkları, ünsiyet kuramadıkları kişileri cinn olarak ifade etmişlerdir.
Sad Suresi
36-38.”Bunun üzerine Biz de, o’nun emriyle istediği yere yumuşacık akıp giden rüzgârı, şeytânları; tüm dalgıç ve yapı ustalarını ve zincirlere bağlanmış olan diğerlerini o’nun emrine verdik.”
Neml Suresi
15.Ve andolsun ki Biz Dâvûd’a ve Süleymân’a bilgi verdik. O ikisi de: “Tüm övgüler, bizi mü’min kullarının birçoğuna fazlalıklı kılan Allah’adır!” dediler.
16.Ve Süleymân Dâvûd’a vâris oldu. Ve Süleymân: “Ey insanlar! Bize kuşların mantığı [seslerinden, davranışlarından anlam çıkarma] öğretildi ve bize her şeyden verildi” dedi. –Doğrusu bu apaçık bir armağandır.–
17.Ve yerli ve yabancılardan ve kuşlardan oluşturulmuş orduları Süleymân için bir araya getirildi. –Sonra onlar düzenli olarak sevk edilirler.–
Sebe Suresi
12.Süleymân için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay olan rüzgârı boyun eğdirdik; ve Biz erimiş bakır madenini o’na sel gibi akıttık. Ve eli altında Rabbinin izniyle/ bilgisiyle iş görmekte olan yabancı kişileri boyun eğdirdik. Ve onlardan kim Bizim emrimizden çıkıp-sapacak olsa, ona çılgın ateşin azabından tattırdık.
13.Onlar, Süleymân’a özel karargâhlar, heykeller/ resimler ve havuzlar gibi çanaklar ve sâbit kazanlardan her ne isterse yaparlar. –Ey Dâvûd ailesi! Nimetlerin karşılığını ödemek için çalışın! Ama kullarım içinde, verilen nimetlerin karşılığını ödeyen de çok azdır!–
14.Ne zaman ki Biz o’nun ölümünü gerçekleştirdik; o’nun ölümüne, onlara değneğini yiyen yeryüzü canlısından başka hiçbir şey delâlet etmedi. Onun öldüğünü anlamalarına, onlara sadece değneğini yiyen yer canlısı/kurt sebep oldu. Ne zaman ki yüz üstü yere düştü, ortaya çıktı ki: “O yabancılar Süleymân’ın bilmedikleri ölümünü bilmiş olsalardı, o alçaltıcı azap; hasret, gurbet esaret, ağır işler, zincire vurulmuşluk içinde kalmazlardı.”
Enbiya Suresi
81.Ve Süleymân’a, içinde bolluklar oluşturduğumuz toprağa doğru o’nun emriyle akıp giden kasırga hâlindeki rüzgârı boyun eğdirdik. Ve Biz her şeyi bilenleriz.
82.Ve şeytanlardan, kendisi için dalgıçlık eden ve bundan daha düşük iş yapan şeytanları da boyun eğdirdik. Ve Biz onlar için koruyucular idik.
Ayetler dikkatle incelendiğinde Davud ve Süleyman peygamberin emrindeki bu ustalar ve işçiler; üretim, ülkenin imarı, savunma işleri, metalurji, madencilik, tekstil gibi pek çok alanda çalıştırılmıştır. Bunun neticesinde; üretim ile birlikte ticaret ön plana çıkmış, insanların refahının yükseltilmesine çalışılmıştır. Tarihe bakıldığında gerçekten bu dönemde; maden, metalurji, başta olmak üzere pek çok alanda ticaret canlanmış, toplumlar arası ilişkiler artmıştır.
Süleyman peygamberin emrinde çalışan bu usta ve işçilerin çalıştığı alanları inceleyelim:
a-Dalgıçlık Yapan Şeytanlar
Enbiya ve Sad surelerinde, Süleyman peygamberin emrinde dalgıçlık yapan şeytanların olduğu bildirilir.
36-38.Bunun üzerine Biz de, o’nun emriyle istediği yere yumuşacık akıp giden rüzgârı, şeytânları; tüm dalgıç ve yapı ustalarını ve zincirlere bağlanmış olan diğerlerini o’nun emrine verdik.(Sad Suresi 36-38)
82.Ve şeytanlardan, kendisi için dalgıçlık eden ve bundan daha düşük iş yapan şeytanları da boyun eğdirdik. Ve Biz onlar için koruyucular idik. (Enbiya Suresi 81-82)
Ayetlerdeki dalgıçlık yapan şeytanlar; Davud peygamber ile Fenike/Sur Kralı Hiram arasında yapılan sözleşmelerin gereği, Davud peygamberin emrine verilen hünerli ustalar ve işçiler olduğundan bahsetmiştik.
Söz konusu dalgıçların varlığı arkeolojik keşiflerle artık bilinmektedir. Denizciliği iyi bilen bu dalgıç insanların Akdeniz’den bir tür deniz yumuşakçası olan murex çıkardıkları tespit edilmiştir. Dalgıçların çıkardıkları murex yumuşakçası, Fenike (günümüzde Lübnan-İsrail kıyıları) sahillerinde bulunan tesislerde işlenmiştir.(1) Bu dalgıçların iyi denizci olan Fenikeliler olduğu düşünülmektedir.
Dalgıçlar Akdeniz’den Murex Çıkardılar
Arkeologlar, Fenike yerleşim yerlerinin kalıntıları çevresinde yaptıkları kazılarda, mor renkli boya üretiminde kullanılan devasa deniz kabuğu yığınları buldular.
Sarepta-Lübnan: Lübnan-Sarepta'da yapılan kazı çalışmalarında ezilmiş Murex kabukları ve mor renkli çanak çömlek parçaları keşfedilmiştir.(2)
Tel Shikmona: Hayfa yakınlarında, karayolu ile deniz arasında, Carmel Dağı kıyısında yer almaktadır. Burada arkeolojik kazı çalışmalarda Fenikelilerin çalıştıkları Murex işleme tesisleri bulundu.(3) Tyre, Lübnan:
Tyre’de murex yumuşakça devlet eliyle yapılmıştır. Hatta elde edilen boyanın maksimum fiyatı hakkında ferman çıkarılmıştır.(4)
Tel Kabri, Akko, Tel Keisan, Tel Mevorakh, Tel Shiqmona, Sarepta, Beirut ve Sidon sitelerinde Erken Demir Çağı döneminde (Süleyman peygamber döneminde); ağ kullanarak, elle toplamak, yemli tuzak kullanmak ve dalmak suretiyle deniz kabuklularının toplandığı bilinmektedir. Yukarıda sayılan siteler Süleyman peygamberin ve ittifak ettiği Fenike Krallığın murex deniz yumuşakçasını Akdeniz’den çıkarıp işlediği kesin bilinen yerlerdir. (5-6) Bu keşiflerle, tesislerde mor renkli boya üretildiği kanıtlanmıştır. Bir gram boya üretmek için 10.000 kadar Murex deniz yumuşakçasına ihtiyaç duyulurdu. Bu deniz yumuşakçasından elde edilen mor renkli boya, kumaşların boyanmasında ve mozaik süslemelerinde boya olarak kullanılmıştır.
M.Ö. 1570 tarihinde çok kıymetli olan Mor renkli kumaşlar Fenikeliler tarafından üretildi. Bu kumaşların alıcıları sadece Kraliyet mensupları olurdu.(7) Fenike ismi (Yunanca: Phoiníke) mor kelimesine atıf yapılmış ve Fenikelilerin ismi buradan gelmiştir.
Çok sayıdaki yazılı kanıtın yanı sıra Sidon ve Tyros yakınlarında bulunan çok sayıda deniz kabuğu katmanları da Fenike'nin Murex boya atölyelerinin varlığının kanıtlarıdır. Sidon’un kentinin güneyinde denize yakın bir yerde metrelerce kalınlıkta kabuk katmanlarından oluşan bir tepe bulunmuştur.
Murex brandaris, Akdeniz ve Batı Afrika sahillerinde 10 ile 150 metre derinliklerde bulunan deniz kabuklusu türüdür.(8) Fenikeliler; bu kıymetli endüstri ürünü olan Murex deniz kabuklularını, denizden dalgıçlar sayesinde yoğun bir şekilde çıkartarak işlemişlerdir.
Hexaplex trunculus; Tel Shiqmona'daki kazılarda mor boya ile boyanmış çanak çömlek parçaları bulunmuştur. Demir Çağı II dönemine tarihlenmektedir. Mor boya ile ilişkilendirilen Hexaplex trunculus deniz salyangozundan üretilmiştir. Hexaplex trunculus bu grubun % 80'ini oluşturur, bu da boyada en sık kullanılan tür olduğunu gösterir.(9) Hexaplex trunculus, 1 ile 100 metre derinlik arasındaki sularda yaşar.(10)
Dalgıç Ağırlığı
Antalya’da dalgıçlardan oluşan ekip tarafından su altı robotu ile 2.500 yıllık dalgıç ağırlığı bulundu. Dalgıç ağırlığı kullanan tarihin ilk dalgıçlarına ait izler böylece bulunmuş oldu. Antik çağda avcılık, sünger avcılığı, deniz yumuşakçası avcılığı ve askeri amaçlı dalgıçların varlığı bilinmektedir.(11)
Sad suresinde Süleyman peygamberin emrine verilen dalgıçlar, arkeolojik veriler ve yazılı belgelerle kanıtlanmıştır. Antik dönemde Akdeniz’de dalgıçların varlığı ve dalgıç faaliyeti artık bilinmektedir.
Süleyman peygamberin emrinde dalgıçlık yapan ustalardan başka, çok çeşitli alanlarda işler yapan maharetli ustalar da vardır. Bu ustaların çalışma alanları; demircilik, bakır-bronz işçiliği, maden ocağı işçiliği, bazalt-granit taş işçiliği, seramik, çömlekçilik, tekstil-dokuma, taş baskı zeytin sıkma işi olarak sayılabilir.
Demir Çağında İsrail’in pek çok şehrinde demir işçiliği yapan ustaların kimliği hakkında biraz bilgi vermek konunun aydınlanması için yararlı olacaktır.
b-Hünerli Demir Ustaları
Tel Rehov, Tel Hazor ve Tel Beer-Sheba kentlerinde aynı dönemde ve aynı ergitme fırınında, farklı ergitme teknolojilerinin kullanılması, üretimi yapan ustaların yetenekli olduklarını ve teknolojik bilgilerinin çeşitliliğini göstermektedir. Demirin ve bronzun aynı yerde üretilmesi, ustaların her iki teknolojiyle de uğraştığını gösterir.
Demir üretiminde: Demir cürufunun analizine dayanarak, Demir IIA döneminde aynı anda üç farklı ergitme teknolojisinin varlığı tespit edilmiştir.
Bunlar;
1-Ergimiş cüruf ile sonuçlanan çukur ergitme,
2-Cüruf keklerine yol açan çukur ergitme,
3-Çekme fırınlarının kullanımı.
Demir Ustalarının Kimliği
Davud ve Süleyman peygamberin emrinde çalışan hünerli ustaların yabancılar olduğu bilinmektedir. M.Ö. 12. yüzyılda Orta Anadolu'da yaygın olan demirci ustaları, dağılmakta olan Hitit İmparatorluğundan mülteci olarak Davud peygamberin ülkesine sığındıkları ileri sürülmüştür.
Bu yazı için alıntı yaptığım yabancı kaynaklı bilimsel makalelerde en dikkat çeken konu; sık sık demir üretiminin yapıldığı şehirlerde bulunan “Kamu Binalarından” ve “Demirci Ustalarının" yönetime bağlı olarak yani, kamunun emrinde çalıştıklarından bahsetmesidir:
“Bronz ustalarının yeni teknolojiyi benimsemeleri, devletle birlikte gelen resmi bir girişimin bronzdan demire tam geçişi sağladığını, muhtemelen demir cevherinin mevcudiyeti ve düşük maliyetinden ve en önemlisi de proses üzerindeki tam kontrolden faydalandığını göstermiştir. En azından kent merkezlerinin bazılarında, Bu işlem, ergime işleminden, demir dövmeye kadar tüm işlem zincirini (châine operatoire) içeriyordu.
Bu idarelerin bu tür bir üretimi gerçekleştirme yetkisi, örgütsel becerileri ve demir üretiminde zorunlu olan insan gücü tahsis etme kabiliyeti vardı.
Megiddo’da, Saray 1723 cıvarında eskiden bağımsız olması muhtemel metalciler iktidardaki seçkinlere bağlı olarak aynı anda bronz ve demir ürettiler.
Tel Rehov'da, ortak demir ve bronz metalürjisi büyük olasılıkla; çalışılarak geliştirilmiş, deneyimli uzmanların olduğu açık bir kült yerinde uygulandı. Bu, alanlarda kült ve metal işleme arasında güçlü bir birlik olduğunu göstermektedir”
Bu konuda en dikkat çekici ifadeler ise şunlardır:
“Etnografik çalışmalara dayanarak, yurt içinde çalışan metalcilerin olduğu öne sürülmüştür. Şartlar göz önüne alınınca bağımsız uzmanlar olma olasılığı olsa da, kamu binasında çalışanlar; “rehin / bağlı / el konulmuş / hacizli uzmanlar” (attached specialists) olabilir.”(12)
Burada çalışan demir ustaları için, rehin/bağlı/el konulmuş/hacizli oldukları ifade ediliyor. Bu olgu, Kur’an’ın Sad Suresinde tüm insanlığa daha önce bildirilmişti:
36-38.”Bunun üzerine Biz de, o’nun emriyle istediği yere yumuşacık akıp giden rüzgârı, şeytânları; tüm dalgıç ve yapı ustalarını ve zincirlere bağlanmış olan diğerlerini o’nun emrine verdik.” (Sad Suresi 36-38)
Bu bir Kur’an mucizesidir. Sebe Suresinde hünerli ustaların bu zorunlu yükümlülüğüne dikkat çekilir.
14.Ne zaman ki Biz o’nun ölümünü gerçekleştirdik; o’nun ölümüne, onlara değneğini yiyen yeryüzü canlısından başka hiçbir şey delâlet etmedi. Onun öldüğünü anlamalarına, onlara sadece değneğini yiyen yer canlısı/kurt sebep oldu. Ne zaman ki yüz üstü yere düştü, ortaya çıktı ki: “O yabancılar Süleymân’ın bilmedikleri ölümünü bilmiş olsalardı, o alçaltıcı azap; hasret, gurbet esaret, ağır işler, zincire vurulmuşluk içinde kalmazlardı.” (Sebe 14)
c-Köleler Tepesi
Süleyman peygamberin, İsrail’deki Timna Vadisinde bulunan bakır madenini çıkarıp işlediği asırlardır bilinmektedir. Timna’da çok sayıda bakır ergitme fırını ve maden sahası bulunmaktadır. Bunlardan belki de en ilginç olanı Slaves Hill (Köleler Tepesi)’dir.
Köleler Tepesi, literatürde Site 34 olarak anılır. Site yaklaşık olarak 3 hektar büyüklüğünde Demir Çağı döneminde işletilen bakır cevher işleme ve bakır ergitme kampıdır. Burada arkeolojik çalışmalar 2012 yılından beri devam etmektedir.
Site bir tepenin üzerine kurulmuştur. Giriş çıkış tek kapıdan yapılan sitenin etrafı duvar ile çevrilmiştir. Orijinal duvarın genişliği yaklaşık 1,7 metredir. Siteye giden yol 2,9 metre genişliğinde kumtaşı kaldırımtaşı (sandstone flagstone) ile kaplanmıştır.
Giriş kapısının yakınındaki odaların birinde tekstil üretiminde kullanılan ip ve kordon bulunmuştur. Diğer odada ise bakır curufları, iki pota parçası ve bir tuyere bulunmuştur. (Tuyere, bir fırının, ocağın veya kalıbın içine oksijen veya havanın iletildiği ve çeşitli metal türlerini eritmek veya eritmek için sıcaklığın artmasına yardımcı olan bir açıklığa atıfta bulunan metalurjik bir terimdir.)
Sitede yapılan çalışmalarda; bakır cevheri, bakır filizleri, bakır curufu (yaklaşık bin ton), bakır çubuklar ve çeşitli bakır malzemeler bulunmuştur. Sitenin kapasitesinin en az 500 kişilik olduğu düşünülmektedir. Bakır işletmelerinde, hammadde ve çalışanların yiyecek vb. lojistik ihtiyaçlarının karşılanması için 500 kadar eşek-katır kullanıldığı hesaplanmıştır.
Nelson Glueck sitenin bir hapishane kampı izlenimi verdiğini, işçilerin zorla tutulduğunu ifade ediyor.
Sitede bakır maden öğütme işlerinde kullanılan binden fazla öğütme taşı bulunmuştur Burada. bakır cevherinin kırma işlemininde de yapıldığı anlaşılmıştır. Kırma işlemi için kullanılan çok sayıda çekiç ve örs bulunmuştur.(13)
Köleler Tepesinde Metalurji
Bakır, alet ve silah yapımında kullanıldı ve eski toplumlarda en değerli kaynak durumundaydı. Üretimi birçok düzeyde uzmanlık gerektiriyordu. Antik Timna'daki madenciler köle ya da mahkum olabilirler - onlarınki zor koşullar altında gerçekleştirilen basit bir görevdi. Fakat ergitme, cevheri metale çevirme eylemi muazzam miktarda beceri ve organizasyon gerektiriyordu. Ergitme tesisindeki ustalar, gıpta edilen bakır külçeleri üretmek için 30 ila 40 değişkeni yönetmek zorunda kaldı.(14) Sitede bulunan metal ustalarının teknik bilgisi (know-how) çok iyi durumdadır.(15)
Köleler Tepesinde Tekstil Üretimi
Çeşitli renklerde keçi kılı, yün ve ketenden yapılmış kaliteli tekstil ürünleri bulunmuştur. Site 34’de, bakır ergitme işlemlerinin yanında, tekstil üretiminin de yapıldığı anlaşılmaktadır.(15)
Timna bakır maden ve işletme sahasında Davud ve Süleyman döneminden kalma tekstillerin ilk keşfidir ve Kutsal Topraklar'ın tarihi modasına yeni bir ışık tutmaktadır. Tekstil ayrıca, Timna'daki madenleri işlettiğine inanılan yarı göçebe insanlar olan erken Edomitlerin karmaşık toplumuna da ışık tutuyor. Bazıları sadece 5 x 5 cm boyutlarında olan minik kumaş parçaları, renk, dokuma tekniği ve süsleme açısından farklılık gösterir. Sitede çantalar, giysiler, çadırlar, ipler ve kordonlardan oluşanan lüks tekstil parçaları bulundu.
Süleyman peygamberin özellikle Akdeniz’de başlattığı yoğun deniz ticaretinin kanıtlarından bazıları Timna’da bulunmuştur. Sitede üretilen bakır külçeleri ve çeşitli kumaş ve deri ürünlerle birlikte, burada üretilmeyen -muhtemelen Ürdün Vadisi veya Kuzey İsrail’den gelen- koyun yününden yapılmış nadir kumaşlar bulunmuştur. Bu bize hem tekstil zanaatlarının hem de ticaret ağlarının ne kadar gelişmiş ve sofistike olduğunu gösteriyor.(14)
Bakır üretimi diğer ülkeler tarafından da bilinirdi. Ancak, Süleyman peygamber ile birlikte ufak atölye tarzı ergitme fırınları terk edilmiş, onun yerine devlet eliyle büyük organize sanayi fabrikaları olarak faaliyet göstermiştir. Çok geniş olan Timna bakır üretim tesislerinden başka iki yerde daha bakır üretimi yapılmıştır. Bunlar; Faynan Bölgesi (Khirbat en-Nahas) ve Ezion-Geber (Tell el-Kheleifeh) işletmeleridir.
Günümüzde petrol ne kadar önemli ise, o dönemde de metaller, özellikle de bakır o derece önemliydi. Bu durumu gören Süleyman peygamber devasa boyutlarda bakır üretimi gerçekleştirmiştir. Bu gerçek günümüzde yeni anlaşılıyor ancak, bu 1400 yıl önce Sebe Suresi 12.nci ayette bildirilmiştir.
Sebe Suresi
12.Süleymân için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay olan rüzgârı boyun eğdirdik; ve Biz erimiş bakır madenini o’na sel gibi akıttık. Ve eli altında Rabbinin izniyle/ bilgisiyle iş görmekte olan yabancı kişileri boyun eğdirdik. Ve onlardan kim Bizim emrimizden çıkıp-sapacak olsa, ona çılgın ateşin azabından tattırdık.
Buraya kadar verilen bilgiler de Kur’an’ın Hakk bir kitap olduğunu tasdik ediyor. Arkeolojik veriler Kur’an ayetleri ile birebir örtüşüyor. Bu hünerli ustaların yaptıkları eserler artık gün ışığına çıkarılmış ve hakkında onlarca makale ve kitap yazılmıştır. Bunlar artık ortadadır.
Unutmayalım, Davud ve Süleyman peygamberler Allah’ın ipine tutundular; yaşadıkları çağı cennete çevirdiler, hem dünya da hem de ahirette kurtuluşa erenlerden oldular. Artık bizlerde Allah’ın ipine tutunanlardan olalım; hem bu dünyayı bilim, tefekkür ve salihat ile cennete çevirelim hem de ahirette kurtuluşa erenlerden olalım.
Kur’an’a yapılan iftiraları, çalınan karaları ancak, aydınlanma ve bilinçlenme ile düzeltebiliriz.
Ve de ki: “Hak geldi, bâtıl yok oldu. Şüphesiz bâtıl yok olup gider.” (İsra 81)
Kusursuzluk ancak alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
Hakan KAYILI
04.03.2018
Son güncelleme tarihi: 22.04.2021
Kaynaklar
1- Colouring the Mediterranean: Production and Consumption of Purple-dyed Textiles in Pre-Roman Times, sayfa 131
2-https://www.penn.museum/sites/Canaan/Phoenicians.html
3-https://biblewalks.com/Sites/telshikmona.html
4- Po-Pu-Re: Workshops, Use And Αrchaeometric Analysis In Pre-Roman Central Eastern Mediterranean, Kalaitzaki A., Vafiadou A., Frony Α., Reese D.S., Drivaliari A, Liritzis I, sayfa 113-115
5-Colouring the Mediterranean: Production and Consumption of Purple-dyed Textiles in Pre-Roman Times, Beatriz Marín-Aguilera, Francesco Iacono and Margarita Gleba s.132-135
6-New Evıdence Of The Purple-Dye Industry At Tel Shıqmona, Israel; N. Sukenık, D. ILUZ, Z. AMAR, A. VARVAK, S. BAR, sayfa 8
7-Antikçağda Statünün Rengi: Mor, Purple: The Colour Of Status In Antıquıty
8-Anadolu’da Üst Paleolitik Dönem İnsanlarının Deniz Kabuklularını Kullanım Alanları, Şafak PAK, Yüksek Lisans Tezi, sayfa 53
9-New Evidence Of The Purple-Dye Industry At Tel Shıqmona, Israel
10-Morphometric Variation of Fishery-Exploited Muricidae (Hexaplex trunculus) in the Mediterranean Sea and the Northeastern Atlantic Ocean: Implications for Stock Identification
11-https://www.iha.com.tr/haber-2-bin-500-yillik-dalgic-agirligi-bulundu-136428/
12-The Transıtıon From Bronze To Iron In Canaan: Chronology, Technology, And Context
13-Demir Çağı Maden İşçileri Timna - Beyond_smelting_New_insights_on_Iron_Age.pdf
14-https://mfa.gov.il/MFA/IsraelExperience/History/Pages/Textiles-dating-to-David-and-Solomon-found-at-Timna-Valley-dig-24-Feb-2016.aspx
15-Back to Solomon’s Era: Results of the First Excavations at “Slaves’ Hill” (Site 34, Timna, Israel)
Resimler
Tel Shikmona Murex tesisi - İsrail
Shikmona, İsrail - Dalgıçların çıkardığı Murex bu tesiste işlendiği tesipt edilmiştir.
Shikmona, İsrail- Murex'den boya üretimi yapılan tesis
Murex brandaris (Bolinus brandaris L)
Hexaplex trunculus (Murex trunculus)
2500 yıllık dalgıç ağırlığı bulundu - Antalya
Köleler Tepesi (Slaves Hill) Timna-İsrail
Köleler Tepesi, Slaves-Hill-Timna-Reconstruction
Yorumlar -
Yorum Yaz