Denizin Asa İle Yarılması
Özet
Yazıda, Mısırdan Çıkış Kur’an ayetleri ile incelenmiş, denizin/nehrin asa yarılması, nehri hızlı bırakmak, Firavun ile yakınlarının baraj selinde sürüklenerek boğulmaları konusu açıklanmamıştır. Yarılan denizin Kızıldeniz olmadığı, Nil Nehrinin baraj yapılarak yarıldığı açıklanmıştır.
Denizin Asa İle Yarılması
Nehrin Yarılması (Baraj Yapımı)
Şuara 63
63.Sonra Mûsâ'ya: “Vur birikimini o bol suya/nehire!” diye vahyettik. Sonra o bol su/nehir yarıldı/barajlar yapıldı da, her bir parça baraj, ulular ulusu bir dağ gibi oluverdi.
Not: Bu ayet Mushaf’ta aslında 50, 51. ayetlerin arkasında tertip edilmelidir. Altmış üçüncü sırada tertibi hem ayetin yanlış anlaşılmasına hem de yanlış inançların oluşmasına sebep olmaktadır.
Nehri Hızlı Bırakmak (Barajın Yıkılması)
Duhan; 17- 24:
17 – 21- Ve ant olsun ki Biz onlardan önce Firavun kavmini fitnelendirdik. Ve onlara çok saygın bir elçi gelmişti: “Allah’ın kullarını bana geri verin. Şüphesiz ben sizin için gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Allah’a karşı üstünlük taslamayın. Şüphesiz ki ben size apaçık bir güç getiriyorum. Ve şüphesiz ben, beni taşlayarak öldürmenizden benim Rabbime, sizin Rabbinize sığındım. Ve eğer siz bana inanmazsanız hemen yanımdan uzaklaşın.”
22 – Sonra da o [Musa]: “Şüphesiz ki bunlar, suçlu bir kavimdir” diyerek Rabbine yalvardı.
23, 24 - -“Hadi kullarımı geceleyin yürüt. Şüphesiz siz izlenenlersiniz. Bol suyu; nehri hızlı bırak. Şüphesiz onlar suda boğulmuş bir ordudur.
Bu ayetlerde Musa peygambere, İsrail oğullarını Mısır’dan çıkarma planlarının genel olarak verildiği görülmektedir. Ayrıntıları yoktur. Musa, suda kuru yolları yapacak, firavun ve adamlarını suda boğup öldürecektir. Musa daha evvel de bir cinayet işlemiş onun da vicdan azabını çekmektedir. İşte bu noktada Musa çıkmaza girmiştir; bunalıma girmiştir.
Zihnindeki sıkıntıları gidermek için de yollara düşecek, bunalımdan kurtulmak için çare arayacaktır.
Bu bölümü Kehf suresinde görmekteyiz. Musa ve Alim kul kıssası bunları bildirmektedir.
O kıssa da görmekteyiz ki Musa “Gemi olayı”ndan zalimlerin dikkatini çekmemenin; “delikanlı öldürme olayı”ndan Allah ile savaşanların öldürülebileceği, “Duvar olayı”ndan da çıkışta uzun süren yolculukta geçimlerini sağlayacak birikim yapmalarını, birikimlerini evlerinin duvarları içinde saklamalarını öğrenmiştir. Bu birikimi ile bunları Allah’ın izniyle gerçekleştirecektir.
Yunus; 90- 92:
90- 92 – Ve İsrail oğullarını bol sudan, nehirden geçirdik. Ama Firavun ve askerleri azgınlık ve düşmanlıkla onları hemen takip etti. Nihayet boğulma ona yetişince, “Gerçekten, İsrail oğullarının inandığı Tanrı’dan başka tanrı olmadığına ben de inandım, ben de teslim olanlardanım” dedi. —Şimdi mi? Hâlbuki daha önce isyan etmiştin ve de bozgunculardan olmuştun.- Artık Biz senden sonra geleceklere ibret olasın diye, bugün seni zırhınla birlikte kurtaracağız. Ve şüphesiz insanlardan birçoğu kesinlikle Bizim ayetlerimizden gafildirler.
Bakara 50:
50.Hani bir zamanlar da Biz, bol suyu; nehiri size yarıp da sizi kurtarmıştık ve siz bakıp dururken Firavun’un yakınlarını suda boğmuştuk.
Bu ayetlerde Musa’ya bilgi birikimini (asa) kullanarak Nil nehri üzerinde barajlar kurmasının vahyedildiği, sonra da suyun dağlar gibi parçalara ayrıldığı; yani yüksek barajların yapıldığı açıklanmaktadır. Yani Musa mucize olarak Kızıldeniz’i yararak iki tarafta dağ gibi sular oluşmamıştır. Musa birikimiyle Nil nehri üzerine barajlar kurmuş ve her bir baraj dağ gibi yüksek imiş. Burada açıklanan işte budur. Daha sonra bu baraj patlatılarak Firavun ve yakınları baraj selinde öldürüleceklerdir.
Bilinen en eski baraj İ.Ö. 2900 yılında Nil nehri üzerinde kurulmuş 15 m. yüksekliğindeki barajdır. Kur’an’ın açık ifadesine göre baraj birden çoktur.
Diğer ayetlerden de anlaşıldığı üzere Musa, Mısır’da kaldığı süre içinde esas niyetini saklayarak nehri barajlarla kesmiş ovada kanallar oluşturmuş ve eski su yataklarını tarıma açmıştır. Bu nedenledir ki Firavun “Bu altımdaki nehirler benim değil mi” (Zuhruf 51) demektedir.
Bu ayette İsrail oğullarının geçmişinden başka safhalar hatırlatılmaktadır. Bu dönemler:
Suyun yarılması; baraj kurulması, İsrail oğullarının kurtulması, Firavunun yakınlarının, İsrailoğullarının gözü önünde suda boğulmasıdır. Daha sonra Musa, kavmini ve Kıptilerden kendisine inananları yanına alarak bu yerlerden toplumunu geçirmiş kendilerini takip eden Firavun ve ordusunu bu tarım arazilerine çekmiş, onlar arazide iken barajları yıkarak Firavun ve ordusunun boğulmasını sağlamıştır.
Kur’an’dan bu boğulma olayının nasıl gerçekleştiğini açıkça anlayabilmekteyiz. Daha evvel Musa’nın nehir üzerinde barajlar kurarak nehir sularını dağlar gibi ayırdığını görmüştük. İşte Musa bu barajları patlattırmış, Sebe halkının “Arim seli (baraj seli)” ile helak edildiği gibi (Sebe; 15- 19. ayetler) Firavun ve ordusu da baraj suyunda önce sürüklenmişler sonra da su tarafından örtülerek boğulmuşlardır.
Burada bu olaylar kısa bir cümle ile ifade edilmiştir. Biz bunları hemen birkaç saat içinde olup bittiğini sanmıyoruz. Bu olay yıllarca süren bir süreçte gerçekleşmiştir.
Firavun ile yakınlarının baraj selinde sürüklenerek boğulmaları
Kasas 40:
40.Biz de onu ve askerlerini yakalayıp o bol suda/nehirde fırlatıp atıverdik. Şimdi, şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanların sonunun nasıl olduğuna bir bak!
Kasas 40. ayette konu edilen “fırlatıp atma”, baraj selinin önündeki sürüklenmeyi açıklamakta, –ki bu ifade Zâriyat/40'da da geçmektedir– bunun da suyun çok hızlı bırakılması ile olduğu açıklanmaktadır.
Zariyat 40:
40.Sonra da Biz, onu ve ordularını yakalayıverdik de onları bol suda/nehirde fırlatıp atıverdik. O ise ayıplanan/ kınayan biridir.
Duhân 23,24:
23-24.Hadi kullarımı geceleyin yürüt. Şüphesiz siz izlenen kimselersiniz, tedbirli olun. Bol suyu/ nehiri çok hızlı bırak. Şüphesiz onlar suda boğulmuş bir ordudur.
Ta Ha; 77- 79:
77- Ve ant olsun, Musa’ya “Yetişilmekten korkmayarak ve haşyet duymadan kullarımı geceleyin yürüt de kendileri için bol suda; nehirde kuru bir yol aç!” diye vahyettik.
78-Firavun ordularıyla hemen onları takip etti de bol sudan; NEHİRDEN kendilerini kaplayan şey kaplayıverdi.
79-Ve Firavun kavmini saptırdı ve doğru yolu göstermedi.
Firavun ve yakınları boğulmazdan evvel bir müddet suda sürüklenmişlerdir.
Duhan; 24. ayetin orijinalindeki “rehven” sözcüğü Ezdat’tan olup, “Sükünet ve aşırı hareket” anlamlarının her ikisini de içerir. Bizim te’vilimiz “Aşırı hareket; hızlı akıtma” anlamından yana olmuştur.
Burada dikkat çeken bir nokta da bakara; 50’deki “ve siz bakıp dururken Firavun’un yakınlarını suda boğmuştuk” ifadesidir. Buradan anlaşıldığına göre, Firavunun ve yakınlarının boğuluşunu İsrail oğullarının, seyretmiş ve görmüş olmalarıdır. Bu konu Kitab-ı mukaddes’te şöyle anlatılır.
Çıkış 14. Bab, 30. cümle:
30.RAB o gün İsraillileri Mısırlıların elinden kurtardı. İsrailliler deniz kıyısında Mısırlıların ölülerini gördüler.
Buradan da anlaşılıyor ki bu boğulma olayı Kızıldeniz’de olmamıştır. Çünkü yüz kilometre civarındaki bir mesafeden; denizin bir ucundan diğer ucunda olanların; firavun ve avenesinin boğuluşunu ve cesetlerini görme imkânı yoktur.*
*İşte Kur’an
Görüldüğü üzere; İsrailoğullarının Mısır’dan Çıkış olayının hayatın normal akışı içerisinde gerçekleştiğini Kur’an’dan öğreniyoruz. Burada olağanüstü hiçbir şey yoktur.
Mısır’da yapılan arkeolojik kazılarda baraj kalıntılarının bulunması ilginçtir. Yeryüzünde ilk barajın Mısır’da yapıldığı bilinmektedir. Bu konu ile ilgili yazının da okunmasında yarar vardır.
Kusursuzluk ancak alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
Derleyen
Hakan KAYILI
Yorumlar -
Yorum Yaz