• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

2-Siyam ve Grup Terapisi







2-Siyam ve Grup Terapisi





Savm, Siyam ve İşteşlik
Savm kelimesi, “yemeyi, içmeyi, konuşmayı ve cinsel ilişkiyi bırakmak” demektir. Siyam, savm kelimesinin çoğuludur. Siyam sözcüğünün işteşlik anlamı vardır. Bu demektir ki; ramazan ayında müslümanlar bireysel değil topluca oruçlu olacaklardır. Zaten ayetin başındaki “Ey Müminler diye hitap etmesinin sebebi de budur.


Bakara 183-184. ayette dikkat edilmesi gereken nokta, Rabbimizin “ الصّيام es Sıyâm” ifadesini kullanmış olmasıdır. Genellikle meal ve tefsir hazırlayanlar bu sözcükteki inceliği ihmal etmişlerdir. Ayetlerdeki “ الصّيام es Sıyâm” sözcüğü, teknik olarak مفاعلة Müfâale babından “فعال Fiâl” kalıbında mastardır. Bu kalıp, sözcüğün anlamını “işteş” anlama dönüştürür. “الصّوم es Savm” sözcüğü mastar olarak “oruç tutmak” anlamında iken “ فعال Fıâl” kalıbındaki “ الصّيام es Sıyam” ifadesi, “ortaklaşa, karşılıklı oruç tutmak” anlamına dönüşür.


Bu ayrıntı ve Bakara 183-184. ayetinin girişinde Rabbimizin “Ey iman etmiş kimseler! ….” buyurarak tüm mü’minleri muhatap alması, orucun bireysel olarak değil topluca uygulanması gerektiğini göstermektedir.


Kur'an'da insanların işlediği suçlara yaptırım getirilmiştir. Örneğin; kanunu çiğnemiş, sözleşmeleri/yemini bozmuş, hacda eğitim-öğretimden kaçmış, zıhar yapmış vb. kişilere Kuran'da, Kefaret olarak adlandırılan yaptırım getirilmiştir. Kuran'da, işlenen suçlara karşılık kefaretin getirilmesindeki amaç yani oruçlu olunmasının emredilmesi ceza değildir. Burada söz konusu olan bireyin bilinçlenmesidir. Oruçlu olan kişi; orucun dinginliği ve çevreden kopması ile yaptığı hatanın sonuçlarını sürekli düşünecek, aklını kullanarak bu hataları telafi etmenin yollarını arayacak, kendini düzeltecek, dolayısıyla oruç (siyam) ile Allah'ın koruması (takva) altına girecektir.


Kur’an’daki ifadelerden anlaşıldığına göre; aynı suçu işlemiş, aynı dertten muzdarip insanları bir araya getirip, onların iyiden iyiye düşünmesini, nefis muhasebesi yapmasını, otokontrol mekanizmalarının çalıştırmasını istemektedir. Bu nedenle belirli dönemlerde aynı suçu işlemiş bireylerin işteşlik esasına göre bir araya getirilmesi önerilir. Suçun niteliğine göre; altmış gün üst üste, kimi suça on gün siyam yani işteş halde mutlaka kendini tutmasını emretmiştir. İslam’da suçların hapisle cezalandırılması diye bir şey yoktur. Hapishane yoktur. İslam’da kanuna aykırı hareket edenlere işteş halde kendini tutması, kendini içe kapatması yaptığı hatanın bilincine varmasının sağlanması esastır. Kur’an’daki ifadelerden anlaşıldığına göre; aynı suçu işlemiş, aynı dertten muzdarip insanları bir araya getirip, onların iyiden iyiye düşünmesini, nefis muhasebesi yapmasını, otokontrol mekanizmalarının çalıştırmasını istemektedir.

 

 
Bir tek kişinin işteşliği nasıl sağlanacak denilirse kolaylıkla şöyle sağlanabilir: Örneğin toplumda cinayetten dolayı altmış gün oruçlu (siyam) olması gereken birisi var. Kişi ya bu süre zarfında evine kapanır, kimseyi rahatsız etmez ya da kimse de onu rahatsız rahatsız etmezse işteşlik gerçekleşir. Kimse o kişi ile konuşmazsa, o kişi de toplum ile bu sürede konuşmazsa işteşlik sağlanır. Bu kişinin bir şapka veya kolluk takması ile toplum oruçlu olan kişiyi tanır ve işteşliğin gerçekleşmesi için onunla konuşmaz. Böylece her iki taraf için dinginliğin sağlanması ile işteşlik sağlanmış olur.




Siyam ve Grup Terapisi Arasındaki İlişki

Kuran'da geçen Kefaretler

a- Zıhar kefareti (Mücadele 2-4) (sıyâmu)


b- Öldürme kefareti (Nisa 92) (sıyâmu)


c- Yemin kefareti (Maide 89) (sıyâmu)


d- Hacda avlanma kefareti (Maide 95) (siyâmen)


e- İhramlı iken tıraş olma-eğitim öğretimin terk edilmesi kefareti (Bakara 196) (sıyâmin, sıyâmu)




Ayetler:

a- Zıhar kefareti
105Mücadele 2-4
2.Sizden, kadınlarınıza Zıhar yapan kimseler; zıhar yapılan kadınlar, kendilerinin anaları değildir. Onların anaları, ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Ve şüphesiz onlar, sözden çirkin olanı ve yalanı söylüyorlar. Ve şüphesiz Allah, çok affedici, çok bağışlayıcıdır.

3.Ve kadınlarına zıhar yapıp sonra da söylediklerinden dönenlerin, birbiriyle temastan/ilişkiden önce bir köleyi hürriyete kavuşturmaları gerekir. İşte siz, bununla öğütleniyorsunuz. Allah, yaptıklarınızdan çok iyi haberi olandır.

4.Artık, kim ki bu imkânı bulamazsa, cinsel birleşme yapmalarından önce, hemen aralıksız olarak iki ay oruç (sıyâmu) tutmalıdır. Artık kim ki güç yetiremedi, altmış yoksulu- işsizi yiyeceklendirmelidir. Bu, Allah'a ve Elçisi'ne inanmanız içindir. Ve bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler için de çok acıklı bir azap vardır.



b- Öldürme kefareti
4Nisa 92
92.Ve hata dışında bir mü’minin, diğer bir mü’mini öldürmesi söz konusu değildir. Ve kim bir mü’mini, kasıtsız/kaza ile öldürürse, mü’min bir köleyi özgürlüğe kavuşturmalı ve ölenin ailesine/varislerine teslim edilecek bir diyet vermelidir. –Ancak ölünün ailesinin bağışlaması müstesnadır.– Eğer öldürülen, mü’min olmakla beraber size düşman bir toplumdan ise, o zaman öldürenin, mü’min bir köleyi özgür bırakması gerekir. Eğer öldürülen sizinle aralarında antlaşma olan bir toplumdan ise öldürenin, ölenin ailesine diyet vermesi ve mü’min bir köleyi özgürlüğüne kavuşturması gerekir. Bunlara gücü yetmeyenin de Allah tarafından tevbesinin kabulü için arka arkaya iki ay oruç (sıyâmu) tutması gerekir. Allah, en iyi bilendir, en iyi yasa koyandır.



c- Yemin kefareti
112Maide 89
89.Allah, sizi, kasıtsız olarak yaptığınız/ağız alışkanlığı yeminlerinizden sorumlu tutmaz. Fakat kasıtlı yaptığınız/sözleşmeler oluşturduğunuz yeminlerinizden sizi sorumlu tutar; onun kefareti, ehlinize yedirdiğinizin en hayırlısından/en iyisinden on miskini yedirmek veya giydirmektir. Veyahut da bir köleyi özgürleştirmektir. Verecek bir şey bulamayan kimse için de üç gün oruç (sıyâmu) tutmaktır. Bu, bozduğunuz zaman yeminlerinizin kefaretidir. Ve yeminlerinizi koruyun. İşte Allah, karşılığını ödersiniz diye âyetlerini sizin için böyle açığa koyar.



d- Hacda avlanma kefareti
112Maide 95
95.Ey iman etmiş kimseler! Siz, dokunulmaz iken/ hac görevini sürdürürken av hayvanı öldürmeyin. İçinizden kim kasten onu öldürürse, yaptığı işin vebalini tatması için, Ka‘be’ye ulaşacak bir hedy/ yiyecek olarak hediye edilen hayvan olmak üzere öldürdüğü hayvanın benzeri ona ceza olacak, –buna içinizden iki adaletli kişi hükmeder– yahut kefaret olarak miskinleri doyurmak yahut onun dengi oruç (siyâmen) tutmaktır. Allah geçmişi affetmiştir. Fakat kim de tekrarlarsa, Allah yakalayıp cezalandırarak adaleti sağlar. Ve Allah, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, suçluyu yakalayıp cezalandırarak adaleti sağlama ilkesi sahibidir.



e- İhramlı iken tıraş olma-eğitim öğretimin terk edilmesi kefareti
87Bakara 196
196.Ve hac/programlı ilâhiyat eğitimi ve umre’yi/seminer, sempozyum gibi kısa süreli eğitimleri Allah için tamamlayın. Buna rağmen, eğer siz alıkonursanız/ engellenirseniz, o zaman ilâhiyat eğitimi görenlere kolayınıza gelen şeylerle destek olun! Bununla beraber bu ilâhiyat eğitimi görenlere hediye; vereceğiniz destek, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Artık içinizden hasta olana veya başından tıraşa bir rahatsızlığı bulunana oruç (sıyâmin) veya sadaka yahut da ibâdetten; herhangi bir kulluk görevinden bir fidye/ karşılık! Artık emin olduğunuz zaman da her kim umrede/kısa süreli eğitimde hacca; programlı ilâhiyat eğitimine kadar kazanç sağladıysa, artık hediyeden; eğitime destekten kolayına geleni! Fakat kim bulamazsa artık üç gün hacda; programlı ilâhiyat eğitimi süresi içinde, yedi de döndüğünüzde oruç (sıyâmu) tutması! Bu, tam ondur. Bu hüküm, ailesi Mescid-i Harâm’da; dokunulmaz ilâhiyat eğitim merkezinde hazır olmayanlar içindir. Allah’ın koruması altına girin ve şüphesiz Allah’ın cezasının çok şiddetli olduğunu bilin.*


Kur’an dikkatli incelenirse; bu kefaretlere ön görülen yaptırımların bir ceza olmasından ziyade, bu hataları yapanları topluma kazandırmaya yönelik ilkeler olduğu görülür. Yani hata yapanları Allah'ın koruması altına almayı hedefleyen ilkelerdir bunlar. Böylece Rabbimiz kullarını en güzel ilkelerle düzeltir. Günümüzde buna "Grup Terapisi" diyoruz.

Yukarıda kefaret konusunu işleyen ayetlerin hepsinde de sıyâmu, siyâmen ve sıyâmin kelimeleri geçmektedir. Yani kefarete konu olan ayetlerde bireysel değil, toplu olarak karşılıklı-işteşlik halinde oruçlu olunması isteniyor. Bu ilkelerin uygulandığı toplumlarda elbette kötülükler azalır, suçlar silinir gider.




Günümüzde toplumun sorunlarından olan; alkol, uyuşturucu, kumar alışkanlığı ile mücadelede grup terapisi-rehabilitasyon yöntemi ülkemizde olduğu gibi dünyada da yaygın olarak kullanılmaktadır.


Grup Terapisi
Grup terapisi destekleyici bir ortamda, benzer şikâyetleri olan bireyler arasında etkileşimi sağlayan bir tekniktir.

Benzer problemlere sahip katılımcıların bir arada bulunmaları sayesinde grup üyeleri tecrübelerini paylaşarak birbirlerini motive eder, fikir alışverişinde bulunurlar. Öğrendikleri bilgileri hayatlarına nasıl uygulayabileceklerini düşünmek için zamanları vardır. Grup, yeniden içine katılacakları hayatın provası gibi işlem görür.


Terapinin Önemi
İnsanlar tek başına değil de başkalarıyla ilişki içinde olduğunda kendisini daha iyi fark eder. Yine aynı kişi diğerleriyle ilişki içerisinde olduğunda daha iyi anlaşılır. Kişi güçlü ve zayıf yönleriyle gerçek kişiliğini grupta ortaya koymaya başlar. Bu iletişim arttıkça paylaşım artar. Paylaşımın artması kişide sorumluluk alma dürtüsünü harekete geçirir. Sorumluluk alan kişi yaşadığı problemle daha kolay yüzleşebilir.

Problemlerin arkasındaki nedenleri, birbirlerine uzman eşliğinde göstererek birbirleri üzerinde sağlıklı davranışları oluştururlar.

Grup terapisi hem bireyin topluma kazandırılması hem de toplumdan bu sorunların hızla uzaklaştırılması açısından oldukça önemlidir. Bu yöntem ile bireysel çabalarda görülen eksiklikler ile zaman, emek ve kaynak israfı önlenmektedir.




Grup Terapisinin Faydaları

• Sosyal çekinceleri olanlar bunu grup içinde aşar, aidiyet ve kabullenilme duygusu sağlar.

• Sosyal beceriler geliştirilir, topluma uyum kolay sağlanır.

• Başkalarının da aynı sorunu olduğunu görmek problemleri normalleştirir, çözüm için umut verir.

• Grupta paylaşılan sorunlar, katılımcıları sorunlarını paylaşmak için onları cesaretlendirir.

• Gruptaki diğer üyelerin sorunları konusundaki paylaşımları kişinin kendi davranışları ile ilgili farkındalığı arttırır.

• Farklı bakış açılarını dinlemek sorunları ele almanın birden fazla yolu olduğu fikrini verir.

• Başkalarına yardımcı olma hissi kendine güveni arttırır.
• Dinleyicilik özelliğini geliştirir.

• Yorumlama becerisi geliştirir.

• Bireysel öğrenme gücü geliştirir.

• Analiz, sentez ve değerlendirme gücü kazandırır.

• Özgüveni ve merak duygusunu arttırır.

• Paylaşma ve birlikte çalışma eğilimini teşvik eder.

• Duyularının etkin kullanılmasını öğrenir.

• Düşüncelerini sözel olarak açıklama imkânı sağlar.



Grup Terapisi Zorunlu Olmalı mı?
Terapiye ihtiyacı olan bu insanlar kendi hallerine bırakılmamalıdır. Sosyal devlet bu insanları topluma kazandırmak için bilimsel yöntemler kullanmalıdır. Uzmanlar gözetiminde grup terapilerine belirli periyotlarla zorunlu olarak katılımları sağlanmalıdır.


Zorunlu terapi ile bu gibi insanlara eziyet etmek değil, aksine suçluların rehabilitasyonu ile tekrar suç işlemelerini önlemek ve onları yeniden topluma kazandırmak amaçlanmaktadır. Terapinin zorunlu olması ile suçlunun tekrar birey olması amaçlanır ve kamu yararı gözetilir.


Terapiye ihtiyacı olan insanlar suç işlemeyecek duruma getirilmelidir. Yaptıkları suçun farkına varmaları ve bilinçli birey olmaları sağlanmalıdır. Bu nedenle sosyal hayattan soyutlanmamalı, profesyonel destek verilmelidir. Kişiyi suça iten nedenler tespit edilip, ortadan kaldırılmalıdır.



Sonuç
Kur'an da pek çok sosyal içerikli ayet dikkat çekmektedir. Bu ayetlerle muhataplarına farkındalık yaratılması ve bilinç oluşturulması amaçlanmıştır. Kur'an da suç işleyenlere karşı hapis cezası öngörülmemiş, toplum barışını sağlayacak ilkelerinin uygulanması istenmiştir. Bu ilkelere bilimsel olarak Grup Terapisi denilmektedir.



Hakan KAYILI
18.05.2019





*İşte Kur'an





Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim