“Cihad” sözcüğü “cehd” sözcüğünün türevlerinden olup, “Müfaale” babından mastardır. “Cühd” olarak okunuşu da söz konusu olan “cehd” sözcüğü, “ağır yük taşıyan hayvanın menziline ulaşabilmesi için gösterdiği çaba”yı anlatmak için türetilmiştir ve dolayısıyla sözcüğün esas anlamı “takat” demektir. “Müfaale” babı, “işteşlik” ifade ettiği için, konumuz olan “cihad” sözcüğü de; “karşılıklı olarak gayretleşme” anlamına gelir. Diğer bir ifadeyle “cihad”; “karşı tarafın gücüne karşı güç kullanma, güç ile mukabele etme” demektir. (Lisan ül Arab; c:2, s:239, 240 “chd” mad. ve Tac ül Arus; c:4, s:407 “chd” mad.)
“Cihad” sözcüğü gibi bu sözcüğün türediği “cehd” sözcüğü de “müçtehid”, “mücahede”, “içtihat” gibi türevleri ile Türkçeye geçmiş bir sözcüktür ve yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda “cehd” sözcüğünü; “gayeye ulaşmak için yük altında gösterilen gayret” olarak anlamlandırmak mümkündür.
Kur’an’da 41 kez yer alan “cihad” sözcüğünün ifade ettiği kavram, İslâm dininin temel sabitelerinden biridir. Günümüz şartlarına göre de; Kur’an (bilgi) ile, mal ile, dil ile, beden ile yerine getirilir. Daha açık şekilde söylemek gerekirse “cihad”; “Allah tarafından kullarına verilmiş olan bedenî, malî ve zihnî kuvvetleri Allah yolunda kullanmak, yani Kur’an’ı anlama, anlatma, yaşama ve tanıtıp yayma için kuvvet harcamak” demektir ve bu da bilgi, beden ve mal ile yapılır. “Cihad” sözcüğünün anlamında “adam öldürme, düşman yok etme, ortadan kaldırma” anlamı yoktur.
Ölme ve öldürme (savaş), Kur’an’da, “kıtal” ve “muharebe” ifadeleriyle yer almıştır. “Cihad”ın her zaman yapılmasını isteyen Rabbimiz savaşa ise ancak şartlar oluşunca, yani fitneyi yok ermek, zulüm ve fesadı ortadan kaldırmak için izin vermiştir. İntikam, yağma, kişileri zorla İslâm’a sokma gibi amaçlarla savaş yapılamayacağı, Hacc suresinin 39. ayetinden ve diğer kıtal ve muharebe ayetlerinden açıkça anlaşılmaktadır.
“Cihad”ın en güzeli ve en muteberi, ilim ile yapılanıdır. Çünkü dünyadaki bütün kötülüklerin sebebi cehalettir. Hakk’a ulaşmak isteyen herkesin cehaletten kurtulması, ondan uzaklaşması gerekir. Bilginin kişiler ve toplumlar üzerindeki etkisi şüphesiz tartışılmaz. Onun için Rabbimiz şöyle buyurmuştur.
52.Öyleyse kâfirlere; Allah’ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlere itaat etme ve Furkân ile onlara karşı olanca gücünle büyük bir cihat yap, uğraşı ver! (Furkan 52)
İslâm dinin tanıtılması, Kur’an’ın tebliğ ve tebyin esasına dayanır. “İlim ile cihad” işte bu faaliyetin adıdır. Buna “Kur’an ile cihad” da denilir. Yukarıdaki ayette Kur’an ile cihadın “Büyük cihad” olarak nitelenmesi, Allah’ın “ilim ile cihad” konusuna ne kadar önem verdiğini göstermektedir.
“Mal ile yapılan cihad” ise, Allah’ın insana ihsan etmiş bulunduğu mal ve servetin, Allah yolunda harcanmasıdır. Bilindiği gibi artık dünyada her iş para ile yapılmaktadır. Hakkın korunması ve zafere ulaşılması da yine paraya bağlıdır. Bunun için mal ile yapılan cihadın önemi de çok büyüktür.
Nitekim Rabbimiz de cihad ayetlerinde hep malların cihad için harcanmasından söz etmiştir:
10-13.Ey iman etmiş kimseler! Size, sizi can yakıcı bir cezadan kurtaracak, kazançlı bir ticaret göstereyim mi? Allah’a ve O’nun eElçisi’ne inanacaksınız; Allah yolunda canlarınızla, mallarınızla çaba harcayacaksınız. İşte bu, eğer bilirseniz, sizin için daha iyidir: Sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki hoş meskenlere girdirir. İşte bu, büyük kurtuluştur. Ve sizin seveceğiniz başka bir şey daha: Allah’tan yardım ve yakın bir fetih… Ve inananlara müjde ver. (Saff 10-12)
15.Mü’minler ancak, Allah’a ve O’nun Elçisi’ne iman eden sonra da şüpheye düşmeyen ve malları ve canları ile Allah yolunda çaba harcayan kimselerdir. İşte bunlar sadıkların ta kendisidir. (Hucurat 15)
41.Hafif teçhizatla ve ağırlıklı olarak savaşa çıkın ve mallarınızla, canlarınızla Allah yolunda gayret gösterin. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. (Tövbe 41)
95,96.Mü’minlerden özür sahibi olmaksızın oturanlarla Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla çaba harcayanlar eşit olamazlar. Allah, mallarıyla, canlarıyla çaba harcayanları, derece itibariyle oturanlara fazlalıklı kıldı. Ve Allah, onların hepsine “en güzel”i vaat etmiştir. Ve Allah, gayret gösterenlere, oturanların üzerine büyük bir ecir; Kendi katından dereceler, bir bağışlama ve merhamet fazlalaştırmıştır. Ve Allah, çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. (Nisa 95, 96)
Bu konuda ayrıca şu ayetlere de bakılabilir: Âl-i Imran; 142, Tövbe; 16, 19, 20, 73, 88, Bakara; 218, Muhammed; 31, Enfal; 72, 74, 75, Nahl; 10, Ankebut; 68, Maide; 35, 43, Tahrim; 9, Hacc; 78.*