• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

Mecaz, Yasin Suresi 28-30




MECAZ


YASİN SURESİ



12.Şüphesiz ki ölüleri ancak Biz diriltiriz Biz. Onların önceden yapıp gönderdiklerini ve eserlerini de yazarız. Zaten Biz her şeyi bir “apaçık önderde/ Kur’ân'da” sayıp tesbit etmişizdir.
“Ölülerin diriltilmesi” eyleminden mecazen “ölü mesabesinde olan kâfirlerin imana getirilerek canlandırılması”, yani “cahillerin bilgilendirilmek suretiyle canlandırılması” şeklinde ikinci bir anlam çıkarmak da mümkündür.
13.Sen duyarsız topluma, o kentin ashâbını örnek ver. Hani oraya elçiler gelmişti.
14.Hani Biz onlara iki elçi göndermiştik de onlar ikisini de yalanlamışlardı. Biz de üçüncü ile güçlendirmiştik de onlar: “Şüphesiz ki biz size elçileriz” dediler.
15.Onlar da: “Siz ancak bizim gibi bir beşersiniz. Rahmân [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah], hiçbir şey indirmedi de. Siz sadece yalan söylüyorsunuz” dediler.
16,17.Elçiler dediler ki: “Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz. Bize düşen de sadece apaçık tebliğdir.”
18.O kentin halkı dediler ki: “Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz, andolsun ki sizi taşlayarak öldürürüz ve kesinlikle bizden size çok acıklı bir azap dokunur.”
19.Elçiler: “Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraberdir. Size öğüt verildi diye mi? Aslında siz sınır tanımayan bir toplumsunuz” dediler.
20-25.O sırada o kentin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi. Dedi ki: “Ey toplumum! Uyun elçilere! Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o kişilere ki, onlar “kılavuzlanan doğru yol”u bulmuşlardır. Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmişim O beni yoktan yaratana? Siz de sadece O'na döndürüleceksiniz. Ben, hiç O'nun astlarından ilâhlar edinir miyim? Eğer Rahmân [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden], Kendisinden bana bir zarar dileyecek olsa, ilâhların yardımı, torpili benden yana hiçbir yarar sağlamaz ve o ilâhlar beni kurtaramazlar. Şüphesiz ki ben, ilâhlar edindiğim takdirde apaçık bir sapıklık içindeyim. Şüphesiz ki ben, Rabbinize iman ettim. Haydi, kulak verin bana!”
26,27.Denildi ki: “Haydi gir cennete!” O da dedi ki: “Ne olurdu! Toplumum, Rabbimin beni bağışladığını ve beni onurlandırılanlardan yaptığını bir bilselerdi.”
28,29.Ve Biz arkasından onun toplumunun üzerine hiçbir ordu indirmedik, indirecekler de değildik. Sadece bir çığlık! Bir de bakmışsın ki, onlar hemen sönüvermişlerdir.
30.Yazıklar olsun o kullara ki, kendilerine gelen her bir elçi ile kesinlikle alay ederlerdi.
31,32.Kendilerinden önce nice kuşakları değişime, yıkıma uğrattığımızı ve bunların kendilerine dönmeyeceklerini görmediler mi? Onların hepsi de toplanıp sadece Bizim huzurumuzda hazır bulundurulacaklardır.



Dikkat edilecek olursa, Kur’an’ın ilk inen suresinden itibaren her uyarıdan sonra insanların önüne bir cennet ve cehennem tablosu konulmuştur. Bu özellik bu surede de sürdürülmüş ve surenin başlangıcında yapılan elçilerin görevinin “inzar [uyarı]” olduğu, vahye kulak verenlerin bu uyarıdan yararlandığı, vahye kulak vermeyenlerin ise kendilerini cehenneme attıkları şeklindeki uyarıdan sonra, bu ayet grubunda da cennet ve cehennemin ibret tabloları canlı bir anlatımla gözler önüne serilmiştir.


Ancak buradaki anlatım bambaşka bir anlatım olup sanki üç perdelik bir temsil gibidir:

Birinci perde, I. sahne
Sahnede bir kentin hıncahınç dolu olan meydanı canlandırılmıştır. Sahneye önce iki elçi girmekte ve onların arkalarından giren bir başka elçi ile birlikte üç elçi koro hâlinde topluma seslenmektedirler:
– Şüphesiz ki biz, size gönderilmişleriz [elçileriz].
Topluluk:
– Siz ancak bizim gibi bir beşersiniz. Rahman hiçbir şey indirmedi de. Siz sadece yalan söylüyorsunuz.
Elçiler:
– Rabbimiz biliyor ki, biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz. Bize düşen de sadece apaçık tebliğdir.
Topluluk:
– Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz, ant olsun ki, sizi taşlayarak öldürürüz ve mutlaka bizden size çok acıklı bir azap dokunur.
Elçiler:
– Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraberdir. Size öğüt verildi diye mi? Bilakis siz haddi aşmış bir kavimsiniz.

Birinci perde, II. sahne
Kentin en uzak yerinden bir kişi koşarak sahneye girer ve topluluğa seslenir:
– Ey kavmim! Uyun o gönderilmişlere [elçilere]! Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o kişilere ki, onlar hidayete ermişlerdir. Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmişim O beni yaratana? Siz de sadece O’na döndürüleceksiniz. Ben, hiç ben O’nun astlarından ilâhlar edinir miyim? Eğer Rahman, bana bir zarar dileyecek olsa, onların [ilâhların] şefaati benden yana hiçbir fayda vermez ve onlar [ilâhlar] beni kurtaramazlar. Şüphesiz ki ben, o zaman [ilâhlar edindiğim takdirde] apaçık bir sapıklık içindeyimdir. Şüphesiz ki ben, Rabbinize iman ettim. Haydi, kulak verin bana!
Perde iner. Fondan bir ses:
– Haydi, gir cennete!

İkinci perde, I. sahne (Genel uyarıya yönelik)
Yer, cennettir. Topluluğa söylevde bulunan mümin kul cennette onurlanmış, nimetlere gark olmuş bir yaşam içinde kavmini düşünmektedir:
– Ne olurdu! Kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni onurlandırılanlardan kıldığını bir bilselerdi.

Üçüncü perde, Binlerce sahne
28, 29. ayetlerdeki “Ve Biz arkasından onun kavminin üzerine hiç bir ordu indirmedik, indirecekler de değildik. Sadece bir çığlık! Bir de bakmışsın ki, onlar hemen sönüvermişlerdir” ifadesinin işaret ettiği gibi bir çığlık duyulur, kıyamet kopar, her şey hercümerç olur. (Bu sahnede Rabbimizin daha evvelki surelerde çizdiği tüm kıyamet kompozisyonları zihinlerde canlandırılmalıdır.)
Perde iner ve fonda yine bir ses (Mecazi anlamda Allah’ın sesi):

– Yazıklar olsun o kullara ki, kendilerine gelen her bir elçi ile mutlaka alay ederlerdi. Kendilerinden önce nice nesilleri helâk ettiğimizi ve bunların kendilerine dönmeyeceklerini görmediler mi? Onların hepsi de toplanıp, sadece bizim huzurumuzda hazır bulundurulacaklardır.

13–32. ayetlerden oluşan pasajın yukarıda yaptığımız anlatımı, bize göre herhangi bir ek açıklamaya gerek duyurmamaktadır. Ancak bu konudaki söylentilerde yine bazı saptırmalar yapılmış olduğundan, gerçekleri tekrar sergilemekte yarar görüyoruz.




İşte Kur’an






Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim