Mecaz, Kehf Suresi 86
MECAZ
KEHF SURESİ
86.Sonunda o, vahyin battığı yere vardığı zaman, vahyi, kara bir balçıkta batıyor buldu [orada ilâhi ilkeler hayattan çıkarılmıştı]. Bir de bunun yanında bir toplum buldu. Biz dedik ki: “Ey Zülkarneyn! Onları ya cezalandırırsın veya onların hakkında iyi-güzel davranırsın.”
87,88.O dedi ki: “Kim şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yaparsa kesinlikle ona azap edeceğiz; Sonra Rabbine geri döndürülecek, sonra O da onu görülmemiş bir azapla azaplandırır. Amma her kim de iman eder ve sâlihi işlerse artık buna da en güzel karşılık vardır. Ve Biz onun için emrimizden kolay olanı söyleyeceğiz.”
Pasajın bu bölümünde açıklanan bilgileri sıraya koyalım:
* Zülkarneyn bulunduğu yerden güneşin battığı bir yere gitmiştir.
* O oraya vardığı zaman, güneş kara bir balçıkta batmaktadır.
* Orada bir toplum vardır.
* Allah, Zülkarneyn’e “Ey Zülkarneyn! Onları ya cezalandırırsın veya onların hakkında iyi, güzel davranırsın” demiştir. Yani ona böyle vahyetmiştir. Bu demektir ki, Zülkarneyn, bir hükümdar olmasının yanı sıra, aynı zamanda bir peygamberdir de…
* Zülkarneyn, Allah’tan gelen bu yetki ve öğreti ile yanlarına vardığı topluma “Kim zalimlik ederse muhakkak ona azap edeceğiz; Sonra Rabbine geri döndürülecek, sonra O da onu görülmemiş bir azapla azaplandırır. Amma her kim de iman eder ve salihi işlerse artık buna da en güzel karşılık vardır. Ve Biz onun için emrimizden kolay olanı söyleyeceğiz” demiştir.
Sıraladığımız bu beş maddedeki üzerinde durulması gereken noktalar şunlardır:
GÜNEŞ VE BU YERİN NERESİ OLDUĞU:
Yesrib [Medine], o dönemde toplumsal bir bataklık halindedir. Vahiyden eser kalmamak üzeredir.
Güneş: Kur’an’daki “Güneş” ifadelerinin mecaz olarak “Vahiy, Kur’an” anlamında olduğunu daha önce birçok kez beyan etmiştik.
Güneşin Battığı Yer: Güneşin batması, bu ayetlerde “Vahyin, daha evvel indirilmiş Kitap’ın [Suhuf-i İbrahim, Tevrat, Zebur, İncil] ortadan kaldırılmış olmasıdır.
Güneşin Kara Balçığa Batışı: Kara balçık, mecazî anlamıyla Yesrib halkının kokuşmuş düzenidir.
Zülkarneyn’e yapılan “Ey Zülkarneyn! Onları ya cezalandırırsın veya onların hakkında iyi, güzel davranırsın” şeklindeki vahyin ne olduğuna gelince; Kur’an’a baktığımız zaman Zülkarneyn’e yapılan vahyin ve Zülkarneyn’in gittiği yer halkıyla yaptığı anlaşmanın içeriğinin Şura suresinin 40- 43. ayetleri olduğunu görüyoruz:
40.Ve bir kötülüğün cezası, onun gibi bir kötülüktür. Ama kim affeder ve düzeltirse, artık onun ücreti Allah’a aittir. Şüphesiz ki O, şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanları sevmez.
41.Kim de haksızlığa uğradıktan sonra hakkını alırsa, işte onların aleyhine bir yol yoktur.
42.Yol ancak, insanlara haksızlık eden ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık eden kimseler aleyhinedir. İşte onlar, kendileri için acı bir azap olanlardır.
43.Her kim de sabreder ve kusuru bağışlarsa, şüphesiz işte bu, kesinlikle işlerin azmindendir. (Şura/40-43)
İşte Kur'an
Yorumlar -
Yorum Yaz