• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

Mecaz, Al-i İmran 190-194



MECAZ



AL-İ İMRAN SURESİ



190-194.Göklerin ve yeryüzünün oluşturuluşunda, gecenin ve gündüzün ardarda gelişinde, elbette, ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anan; göklerin ve yerin oluşturuluşu üzerinde: “Rabbimiz! Sen, bunu boş yere oluşturmadın, Sen, tüm noksanlıklardan arınıksın. Artık bizi Ateş'in azabından koru! Rabbimiz! Şüphesiz Sen, kimi o ateşe girdirirsen artık onu kesinlikle rezil etmişsindir. Şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar için yardımcılardan da hiç kimse yoktur. Rabbimiz! Şüphesiz ki biz, “Rabbinize inanın!” diye çağıran bir nidacıyı duyduk ve hemen inandık. Rabbimiz! Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi “iyi adamlar” ile birlikte, geçmişte yaptıklarımızı ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımızı bir bir hatırlattır/öldür. Rabbimiz! Ve bize, elçilerin üzerine vaat ettiğin şeyleri ver, kıyâmet günü bizi rezil etme. Şüphesiz Sen, verdiğin sözden dönmezsin” diye iyiden iyiye düşünen kavrama yetenekleri olanlar için nice alâmetler/göstergeler vardır.




“Tefekkür”ün alt basamağı mahiyetinde olan “akletmek”, Kur’ân'da mecazen “tefekkür” anlamında kullanılmıştır (Bakara/44, 73, 76, 164, 170, 171, 242; Âl-i İmrân/65, 118; Mâide/58, 103; En‘âm/32, 151; A‘râf/169; Enfâl/22; Yûnus/16, 42, 100; Hûd/51; Yûsuf/2, 109; Ra‘d/4; Nahl/12, 67; Enbiyâ/10, 67; Mü’minûn/80; Hacc/46; Nûr/61; Şu‘arâ/28; Ankebût/35, 63; Rûm/24, 28; Kasas/60; Yâ-Sîn/62, 68; Saffat/138; Mü’min/67; Zümer/43; Zuhruf/3; Hadîd/17; Câsiye/5; Hucurât/4 ve Haşr/14).


Ancak, “akletmek” [aklı kullanmak, akıl yürütmek] ve bu yolla “tefekkür”e ulaşmak herkesin yapabileceği bir şey olmayıp, bilginlere özgü bir beceridir. Yani, bilgisizler “tefekkür” edemezler:


43.Ve Biz, bu örnekleri insanlara veriyoruz. Onlara da bilginlerden başkası akıl erdiremez. (Ankebût/43)




İşte Kur'an



Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim