Kasem, Kalem Suresi 1-4
Kasem
Kalem Suresi 1-4
1.Nûn/50. Kalem’i ve onların satır satır yazıp söylediklerini/efsaneleştirdiklerini kanıt gösteriyorum ki;
2.Sen Rabbinin nimeti sayesinde, mecnun [gizli güçlerce desteklenen/deli bir kişi] değilsin. 3,4.Ve kesinlikle senin için minnete bulaşmamış çok mal var. Ve kesinlikle sen, çok büyük bir ahlâk üzerindesin.
Ve kesinlikle sen, çok büyük bir ahlâk üzerindesin
Yani; “Evet, sen, işte bu yüzden Bizim katımızda peygamberliğe lâyık birisin. Sen, onların nazarında da akıllı, zekî, üstün ahlâklı, efsaneleşmiş bir kimsesin. Bugüne kadarki hayatında gösterdiğin üstün yaşam tarzın ve sahip olduğun üstün özellikler nedeniyle bu işe en uygun kişisin. Rabbinin lütfettiği nimetlere kavuşturuldun ve seçilerek peygamber yapıldın.”
Bu ayetler, işaret yoluyla peygamberimizin de Musa peygamber gibi özel nimetlere mazhar olduğunu, hanif olarak yaşadığını, zihnen gayet sağlıklı bulunduğunu, üstün ahlâkıyla toplumda saygı kazanmış biri olarak peygamberliğe hazırlandığını anlatmaktadır.
2, 3 ve 4. ayetler kasemin cevabı olan cümlelerdir. 2. ayet isim cümlesi olup olumsuzluk eki almıştır. 3 ve 4. ayetler ise olumlu isim cümlesidir. Genel kural gereği “انّ inne” ve “ ل lam” ile birlikteliği sağlanmıştır.
Meal ve tahlil yapılırken bu teknik durum kesinlikle göz önünde bulundurulmalı ve ayetlerin orijinal cümle yapısına sadık kalınarak anlam çıkarılmalıdır. 2. ve 4. ayetleri birbirinden bağımsız cümleler kabul ederek anlamlandırmak hem ayetlerin hem de pasajın yanlış anlaşılmasına neden olur.
İlkini burada gördüğümüz kasem cümlesi, bundan sonra sık sık karşımıza çıkacaktır. Geleneksel tefsir ve meallerde kasem cümlesinin işlevi ihmal edilmiş görüldüğünden, aşağıda kasem cümlesine ait genel bir açıklama sunulmuştur. Bundan sonraki kasem ayetlerinde bu açıklamaya atıfta bulunulacaktır.
Kasem/Yemin Cümlesi
“القسم Kasem/Yemin” sözcüğünün esas anlamı “güç, kuvvet” demektir. Terim olarak “iddia edilen tezi somut kanıtlar ile güçlendirmek” anlamına gelmektedir. “Kasem cümlesi” ise ileri sürülen tezlerin kanıtlarla ve güçlü bir şekilde ortaya konulması için kurulan cümledir.
Kasem cümlesi iki bölümden oluşur: Birincisi, yemin edilen [kanıt, tanık gösterilen] “kasem bölümü”; ikincisi ise söylenmek istenen asıl tezin ileri sürüldüğü “kaseme cevap bölümü” dür. Yemin bölümünde ikinci bölümde ileri sürülecek tezi desteklemek üzere, kişiler, olaylar veya nesneler kanıt gösterilir. Kaseme cevap bölümünde ise asıl söylenmek istenen yargı belirtilir.
Muhataplar tarafından anlaşılabilmesi ve kabul edilebilmesi için, kasem edilen şeyin mutlaka somut ve akıl sahibi herkes tarafından ulaşılabilir özellikte olması gerekir. “Yemin ederim” veya buna benzer sözcükler yemin sayılmadığı gibi, bu ifadeleri taşıyan cümleler de yemin cümlesi sayılmazlar. Yemin somut kanıtlardan, yemin cümlesi de Rabbimizin Kur’an’da ifade ettiği şekilde somut kanıtlarla güçlendirilmiş yargılardan oluşmalıdır.
Kasem Cümlesinin Yapısı ve Belirgin Özellikleri:
Kasem cümlesinin birinci bölümü olan “kasem bölümü”, kasem edatları olan [vav, be, te] harflerinden birinin ilk sözcüğün başına getirilmesi ile oluşturulur. Cümlenin ikinci bölümü olan “kaseme cevap bölümü” ise mutlaka bağımsız bir cümle hâlindedir ve istenildiği gibi değil, bazı kurallara tâbi olunarak kurulur:
Kaseme cevap olan cümle;
İsim cümlesi ve aynı zamanda olumlu ise, başına mutlaka “ل lam” veya “انّ inne” tekit edatlarından birisi veya her ikisi birden getirilir.
Yok, eğer fiil cümlesi ise, aşağıdaki kurallar uygulanır:
Fiil cümlesi olumlu ise;
a– Fiil geçmiş zaman kalıbında olduğu takdirde fiilin başına “قد kad” ve “ل lam” edatları birlikte getirilir. İstisna olarak bazı durumlarda “lam” hazfedilebilir/gösterilmeyebilir. Fiil geniş zaman kalıbında ise fiilin başına “lam” sonuna da “tekit nunu” getirilir.
b- Cümle olumsuz ise, fiilin başına “ma” veya “la” nefy edatlarından birisi getirilir.
Kur’an’da kasem edilen şeylerin tümü, ileri sürülen tezlerin kanıtları olarak işlev görmektedir. Rabbimiz bir çok olaya, sisteme veya “şey”e kasem etmekte ve bunları belirttiği yargıya kanıt göstermektedir. Mevcut meal ve tefsirlerde bu önemli kural ihmal edilmekte, kasemler cevapsız kalmakta, dolayısıyla Rabbimizin mesajları kullarına doğru olarak ulaşamamaktadır.
İşte Kur'an
Yorumlar -
Yorum Yaz