• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Kur'an İncelemeleri

 
Site Menüsü

39Araf Suresi 163



Hatalı Çevrilen Ayetler


39Araf Suresi 163


Hatalı Çeviri:
163. Onlara, deniz kıyısında bulunan şehir halkının durumunu sor. Hani onlar cumartesi gününe saygısızlık gösterip haddi aşıyorlardı. Çünkü cumartesi tatili yaptıkları gün, balıklar meydana çıkarak akın akın onlara gelirdi, cumartesi tatili yapmadıkları gün de gelmezlerdi. İşte böylece biz, yoldan çıkmalarından dolayı onları imtihan ediyorduk.


Doğru Çeviri:
163Ve onlara, o deniz kıyısındaki kentten de sor. O sırada onlar kulluğa, iyiden iyiye düşünmeye özgülenmiş günde sınırı aşıyorlardı. Kulluğa, iyiden iyiye düşünmeye özgülenmiş günde aşırı bunalıyorlardı, diğer günlerde ise çok mutluydular. İşte hak yoldan çıkmaları nedeniyle Biz onları böyle belâlandırıyoruz.

Bu ayette İsrailoğullarının her zaman kazanma zihniyetinde oldukları, kazançlarına engel olmasından dolayı ibadet günlerinde bunalıma girdikleri bildirilmektedir. Ancak ayeti böyle anlamak için ilgili sözcüklerin Kur’an’da hangi anlamda kullanıldığının iyi tahlil edilmesi gerekmektedir:

"SEBT" GÜNÜ

"Sebt" sözcüğünün öz anlamı, "kesmek" demektir. Üzerindeki kıllar temizlenmiş, tabaklanmış sığır derisine de "sebt" denir. Çevreyle İrtibatı kesip istirahat/rahat etmeye "sübat" denir. [Lisan, Tac] Nitekim bu anlamıyla Furkan/47 ve Nebe/9’da uykunun istirahat kılındığı bildirilir.

Halk arasında "cumartesi günü" olarak bilinen "sebt" günü; insanların günlük yaşamları ile ilgili [dünyevî] işlerini bir taraf bırakıp bunları hiç düşünmeden, sadece Tanrı’nın sözlerini dinledikleri ve bunları derin derin düşünmeye vakit ayırdıkları, dolayısıyla hem bedenlerini hem de ruhlarını dinlendirdikleri gündür.

İsmi "Şabat Günü" olarak geçen "sebt" günü hakkında Kitab-ı Mukaddes’in, çıkış/20 Levililer/19, Sayılar/15, Yeremya/17, Hezekieel/20. Bölümlerinde ayrıntılı bilgi bulunmaktadır.

Dünya işlerini bırakıp ibadete tahsis edilen gün olan "sebt" gününün, halk arasında "cumartesi günü" olarak yaygınlaşmasının sebebi, "sebt"in cumartesi günlerinde uygulanmasından kaynaklanmaktadır.

Ayette geçen "hıytanühüm" ifadesi, "hut" sözcüğünün çoğuludur. Genellikle "balık" olarak çevrilen bu sözcük ile ilgili kalem suresinde ayrıntılı bilgi verilmiştir. Ki bu sözcük "bunalım"dan kinayedir.

"Hut" sözcüğünün Kur’an’da yer aldığı pasajlardaki anlatım dikkate alındığında, sözcüğün daima "sebebiyet mecaz-ı mürseli" şeklinde kullanıldığı görülmektedir. Yani, sebep olan "hırs ve doyumsuzluk" zikredilmekte fakat hırsın insanda sebep olduğu "bunalım ve karamsarlık" kastedilmektedir.

Buradan hareketle denilebilir ki, Kehf suresinin 61. ve 63. ayetlerinde geçen Musa peygamberin "hut"u da Yunus peygamberin "hut"u gibi balık değil, düşmüş olduğu bunalımdır, karamsarlıktır.

Bu açıklamalardan sonra, 163. ayetin tahliline başlarken bu ayette İsrailoğullarının aç gözlülüğünün ifade edildiği yönündeki görüşümüzün gerekçesi açıklığa kavuşmuş olmaktadır. Çünkü artık "sebt" yapıldığında gelen "hut"ların balık olmadığı anlaşılmış, bu "hut"ların doymazlık sebebiyle oluşan karamsarlık, bunalım olduğu ortaya çıkmıştır. Buna göre, 163. ayette geçen "sebt" yapılan günde "hut"ların akın akın geldiğine ve "sebt" yapılmadığında gelmediğine dair ifadeden şu anlam çıkmaktadır:

İsrailoğulları "sebt"e uydukları zaman iş yapıp para kazanmadıkları için çileden çıkıyorlar, aşırı derecede sıkıntıya, karamsarlığa, bunalıma düşüyorlardı. Yani, sebt günü İsrailoğullarının bunalımları, sıkıntıları artıyordu. "Sebt"e uymadıkları takdirde ise çalışıp kazanç sağladıkları için doymazlıktan kaynaklanan o sıkıntıya düşmüyorlardı.

"Hut" sözcüğünün 163. ayette "balık" anlamında kullanılmadığının bir başka göstergesi de ayetteki "hîtânühüm [onların hutları]" ifadesi ile "hut"ların kavme izafe edilmesidir. Gerçekte ise balıklar denize aittirler ve kavme ait olmaları söz konusu olamaz.

Bu bilgiler ışığı altında 163. ayetten anlaşılan şudur: Allah’ın kendilerine "Haftada bir gün sebt yapacaksınız; dünya işleriyle uğraşmayacaksınız, ibadet edeceksiniz" dediği İsrailoğulları, sebte uydukları zaman iş yapıp para kazanmadıkları için çileden çıkıyorlar, aşırı derecede sıkıntıya, karamsarlığa, bunalıma düşüyorlardı. Yani, sebt günü İsrailoğullarının bunalımları, sıkıntıları artıyordu.*



118 Âyetin orijinalindeki hut, hitan sözcüğü, klasik anlayışta “balık” olarak algılanır. Balığa, “doyma duygusu olmadığından aşırı doyup çatlamasından dolayı hut denilmiştir. Burada hut ile kastedilen, “doyumsuzluğun getirdiği bunalım”dır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Tebyînu'l-Kur’ân.



*İşte Kuran, Araf Suresi




Yorumlar - Yorum Yaz
Site Haritası
Takvim