Süleyman Peygamber ve Neml Vadisi
SÜLEYMAN PEYGAMBER VE NEML VADİSİ
Kur’an’daki Süleyman peygamber kıssaları tarihte ve günümüzde bazı kişiler tarafından hep özünden koparılarak istismar edilmiştir. Kur’an ayetleri gayet açık olmasına rağmen tefsir etmek adına hep bu saptırmalar yapılmıştır. Bunun sonucunda da Allah’ın verdiği mesajların içi boşaltılmış ve ayetlerin anlaşılması zorlaştırılmış oluyor.
Peygamber kıssalarına yapılan çarpıtmaya bir örnekte de Süleyman peygamberin karıncayla konuştuğu daha doğrusu karıncanın konuşmasını anladığı iddiasıdır. Önce ayetleri inceleyelim:
16) Ve Süleymân Dâvûd'a vâris oldu. Ve Süleymân: "Ey insanlar! Bize kuşların mantığı [seslerinden, davranışlarından anlam çıkarma] öğretildi ve bize her şeyden verildi" dedi. -Doğrusu bu apaçık bir armağandır.-
17) Ve yerli ve yabancılardan ve kuşlardan oluşturulmuş orduları Süleymân için bir araya getirildi. -Sonra onlar düzenli olarak sevk edilirler.-
18) Sonunda Karınca Vadisi'ne geldikleri zaman, bir karınca: "Ey karıncalar! Evlerinize girin, Süleymân ve orduları bilinçsizce sizi kırıp geçirmesin!" dedi.
19) Sonra da Süleymân, dişi karıncanın sözünden/kararından dolayı gülerek tebessüm etti. Ve "Rabbim! Bana, anne-babama lütfettiğin nimetinin karşılığını ödememi, hoşnut olacağın sâlihi işlememi gönlüme getir ve rahmetinle beni sâlih kullarının içine kat" dedi. (Neml 16-19, İşte Kur’an)
Bu ayette, Karınca Vadisi’nde yaşayanlardan birisinin halkına yaptığı uyarı yer almaktadır. Ayetin ifadesinden, uyarıda bulunan kişinin sözü geçen birisi olduğu, muhtemelen de o yerleşim biriminin yöneticisi olduğu anlaşılmaktadır.
Neml [Karınca] Vadisi: Ayette geçen Karınca Vadisi, karıncaların bol olduğu bir vadi olmayıp özel bir isimdir. İmam Zebidi Araplarca bilinen vadileri eserinde toplamıştır. Buna göre, "Karınca vadisi", Jirben ile Askalân arasında bir bölgenin adıdır. [Tacu’l-Arus; "Vadiy" mad. 20/286]
NEML VADİSİ HALKI
Karıncaya "nemle" adının verilmesi, "geliş gidişte çokça hareket edip az duraklamasından, hafif yürümesinden, toplayıcılığından" dolayıdır. [Tacü’l-Arus; c: 15, s: 755-757 "Nml" mad]
Söz konusu vadide yaşayan halkın yaşam biçimlerindeki benzerlikten dolayı karıncaya benzetildiği, bundan dolayı da bu isim ile adlandırıldığı anlaşılmaktadır.
Bugün dünyanın değişik bölgelerinde hem Neml Vadisi halkı gibi yaşamlarındaki bir özelliği isim olarak taşıyan birçok kavim yaşamakta, hem de kuş, haşere, ağaç, kaya isimleriyle adlandırılmış değişik kavimler, kabile ve oymaklar bulunmaktadır. Meselâ Arabistan’da "karınca yumurtası" demek olan "mazîn" sözcüğü, aynı zamanda Temim boyundan bir kavmin babasının da [Mazin b. Malik b. Amr b. Temim] adıdır. [Tacü’l-Arus; c: 18, s: 534 "mzn" mad. Lisanü’l-Arab; c:8, s:275 "mzn" mad.]
Dünyanın her tarafında bu tip isimlendirmeler görülmektedir. Buna dünyadan şu örnekler de verilebilir:
Adını hayvanlardan alan şehirler
Jakar: Beyaz kuş
Mbuji-Mayi: Keçi suyu
Accra: Karıncalar
Bamako: Timsah nehri
Ngerulmud: Mayalanmış balık diyarı
Panama City: Çok balık şehri
Singapur: Aslan şehri
Hartum: Fil hortumunun ucu
Bern: Ayı
Kampala: Ceylan
Abu Dhabi: Ceylanın atası
Neml Vadisi’ndeki halkın bilinen karıncalar olmadığı, halkına seslenen karıncanın ayette kullandığı "meskenlerinize [evlerinize]" ifadesinden de anlaşılmaktadır. Çünkü "mesken [ev]" sözcüğü insanlar için kullanılan bir sözcük olup karınca, kertenkele türünden yaratıkların barınakları Arapçada "cuhr" sözcüğüyle ifade edilir. Ayrıca ayetteki ifadeye dikkat edildiğinde, sözcüğün "mesakineküm [evleriniz]" şeklinde çoğul olarak kullanıldığı görülür. Hâlbuki karıncalar komün hâlinde yaşarlar ve her birinin ayrı bir meskeninin olması söz konusu değildir.
Süleyman peygamberin Karınca Vadisi’nden geçişi ile ilgili olarak Kitab-ı Mukaddes’te herhangi bir anlatım yoktur. Buna karşılık bazı Yahudi ansiklopedilerinde abartılı ve bir peygambere yakışmayacak olaylar nakledilmiştir. İşte bunlardan bir tanesi:
Süleyman, karıncası bol vadiden geçerken karıncalardan birinin diğerine şöyle seslendiğini işitti: "Yuvalarınıza giriniz! Yoksa Süleyman'ın orduları sizi çiğneyecektir." Bu anda Hz. Süleyman karıncanın önünde büyüklük tasladı. Bunun üzerine karınca, "Siz de kim oluyorsunuz, siz kimsiniz? Bir damla sudan meydana gelmiş mahlûk!" diye sert bir karşılık verdi. Bunu duyan Süleyman, bu durum karşısında çok utandı ve mahcup oldu. [Yahudi Ansiklopedisi, c:11, s:440]
Halkına uyarıda bulunan [yönetici] karıncanın konumuz olan 18. ayetteki ifadesinden, Süleyman (as) ve ordularının kendilerini farkında olmadan çiğneyebileceklerini, bunu kasten yapmayacaklarını dile getirdiği anlaşılmaktadır. Bu ifadesiyle karınca onların zulmeden kimseler olmadıklarını ima etmiş ve Süleyman peygamberi övmüş olmaktadır.
"Kuşların mantığı", "hüdhüd" ve "Karınca Vadisi’ndeki karıncalar" ile ilgili anlatımı "mucize" gözüyle görmek ve Allah’ın kudretiyle ifade etmeye yeltenmek yanlıştır.1
İmam Zebidi’nin “"Karınca vadisi", Jirben ile Askalân arasında bir bölgenin adıdır.” ifadesi, konunun iyi anlaşılması açısından mutlaka incelenmelidir.
NEML (KARINCA) VADİSİ
Wadi an Naml (al-Majdal / Askalan)
Gerçekten de Neml Vadisi (Wadi an Naml) günümüzde İsrail sınırları içerisinde Jirben ile Askalân arasında yer alır. Hatta onun dördüncü vadi olduğu bildirilmiştir.2, 3
Filistin köyü olan al-Majdal (Wadi an Naml) 1948 yılında İsrail’in işgal etmesi ile birlikte ismi değiştirilerek Askalan’ın bir parçası haline gelmiştir.4, 5 Bazı Yahudi bilginler Karıncalar Vadisi'nin günümüzdeki adının İsrail'in, Filistin’de işgal ettiği Aşkelon olduğunu ileri sürüyor.6
Eyyûbîler döneminde, harabe Askalan şehrine bitişik olan Vadi al-Neml (Karıncalar Vadisi) arazisinin bilindiğine dair kayıt bulunmaktadır.7
Neml vadisi halkının tanımak ve bu insanlara “karınca” isminin neden verildiğini anlamak için bu coğrafyanın tarihine bakmak yerinde olacaktır:
Süleyman peygamber döneminde (Demir Çağı II) Aşkelon İsrailoğullarının büyük limanı konumundaydı. Kaynaklarda Aşkelon’un yüzlerce yıl süreyle Levant’ın en büyük limanı olduğu bilgisi yer alır. İbranicede, namel (nml) liman anlamına gelmektedir.8
Demir II dönemi boyunca diğer Filistin başkentlerinden daha fazla ithalat yapıldı. Bu durum şüphesiz Aşkelon'un uluslararası pazarlara açılan ana liman çıkış noktası olma rolünü yansıtıyor.9
Demir Çağında Askalan'da Demir ve Bakır Üretimi
Askalan’da gerçekleşen demir ve bakır üretiminin boyutunu öğrenmemiz, Karınca vadisi konusunu anlamamıza büyük katkı sağlayacaktır.
Bu değerlendirmeler, Demir IIB Aşkelon'a (M.Ö. 8. yüzyıl) ait küçük ama önemli metal üretimi kalıntılarının makroskobik gözlemler, kimyasal analiz ve mikroskopi kullanılarak analizine uygulanmıştır. Bu analizlerin sonuçları, Aşkelon'daki bir mahallede veya yakınında, muhtemelen hem eritme hem de demircilik dahil olmak üzere birden fazla demir üretim sürecinin gerçekleştiği sonucunu desteklemektedir. Bir veya iki istisna dışında, bakır üretim kalıntıları ikincil rafinasyon ve döküm artıklarıyla sınırlıdır. Bakır eritme başka bir yerde gerçekleştirildi. Eğer bu model daha fazla kentsel üretim kalıntısı tanınıp analiz edildikçe geçerliyse, demir ve bakır alaşımı üretiminin göreceli organizasyonundaki bu tür farklılıklar, demir üretiminin MÖ 1. binyılın başlarında neden dramatik bir şekilde arttığına dair ipuçları sağlayabilir.10
Son araştırmalar, Güney Levant'ta iyi çalışılmış demir üretimi kalıntılarının bulunduğu alanların sayısını artırmıştır ( Şekil 1 ) … Bu çalışmalar, MÖ 1200 ile 600 yılları arasında demir üretimine ilişkin anlayışımızı önemli ölçüde artırdı; bu dönemde demir, değer ve nadir olmaktan çıkıp her yerde bulunan bir malzemeye dönüştü. Chaine operatuarının mekansal organizasyonu bu araştırmada önemli bir endişe kaynağı olmuştur. Üretimin farklı aşamalarının gerçekleştiği yerleri yeniden inşa etmek, özellikle bronzla karşılaştırıldığında demirin toplumdaki rolünü anlamak için çok önemlidir.”
…
Geç Tunç Çağı'nın çöküşünden sonra ticaret ağları dönüşürken, Güney Levant'a tedarik sağlayan yeni bakır endüstrileri ortaya çıktı. Demir Çağı'nda Araba Vadisi'ndeki bakır üretiminde çarpıcı bir artış görüldü.11
Aşkelon'daki Demir II katmanlarından çıkan metalurjik kalıntılar, yerleşim bağlamında bakır ve demir metalurjisinin zincirleme operatuarını keşfetmek için ideal bir fırsat sunuyor. Aşkelon, Demir Çağı boyunca bir Filistin şehir merkezi ve liman kentiydi ve son 30 yılda Aşkelon'a yapılan Leon Levy Keşif Gezisi tarafından kazılmıştır. Burada tartışılan metalurjik örneklerin tümü, Aşkelon'da MÖ 8.-9. yüzyıla ait önemli kalıntıların bulunduğu tek kazı alanı olan Izgara 38'den gelmektedir.12
Askalan’da bulunan bakır kalıntılarına yapılan analizler sayesinde maden filizlerinin geldiği yerler tespit edilmiştir:
Cevher yatağından türetilen bu elementlerin yüksek miktarları, bu numunenin bakır eritme ürünü olduğunu göstermektedir. Manganez, Timna ve Faynan bölgelerinin yanı sıra Kıbrıs adası ve Sina yarımadası da dahil olmak üzere Doğu Akdeniz'in birçok bölgesinde cürufun eritilmesinde bilinen bir bileşendir (Bachmann, 1980; Bachmann, 1982; Hauptmann, 2007:180-199). Koucky ve Steinberg, 1982). A20'nin demir ve manganez içeriği, Faynan'dan ziyade Timna ve Sina'daki eritme cüruflarının bileşimiyle eşleşiyor.13
Askalan limanı, Demir Çağı döneminde uluslararası ticaretin lokomotifi olarak ün salmıştır14
Askalan'ın Doğusu Yahudiye Yüksek Ovaları (Shephelah)
Askalan’da kıyı ovası ve hinterland vadilerinde irili ufaklı köyleri uluslararası ticaret ağlarına bağlayan siyasi ve sosyal yapı Süleyman peygamber döneminde gerçekleştirildi. Bu olgu, Demir Çağı II’de Akdeniz ticaretinin yeniden canlanması (Akdeniz Karanlık Çağının sonu) şeklinde adlandırılır.15, 16
İsrail coğrafi olarak kıyı ovaları, doğuya doğru gidildikçe yüksek ova (Shephelah) şeklinde adlandırılan bölge ve daha doğuda ise dağlık alanlar bulunmaktadır. İşte bu yüksek ova olarak bilinen bölgelerdeki vadilerden Askalan limanına yoğun bir mal sevkiyatı yapılmıştır.
Beit Jibrin (Bet Gurvin)
Bu topoğrafik özelliklerin göreceli konumları ışığında, yayla pazarlarına en doğrudan erişime izin veren ve sonuç olarak Aşkelon'daki liman gücünün gelişimiyle en alakalı olduğu kanıtlanmış olan vadiler arasında kuzeyden güneye şunlar yer alır: HaElah, Guvrin ve Lachish sistemleri. Elah Vadisi'nden geçen yollar Aşkelon bölgesinden Kudüs'ün hemen kuzey ve güneyindeki Beytüllahim yönündeki Yahuda dağlık bölgelerine erişim sağlarken, Guvrin vadisindeki yollar Beytüllahim ile El Halil arasındaki dağlık bölgeye açılıyordu. Lakiş sistemindeki başkaları da Aşkelon'un doğusundaki iç kıyı ovasını El Halil'in çevresindeki ve güneyindeki dağlık bölgeye bağlıyordu. Bu geçitlerin yanı sıra, Tell el-Hesi'den Aşkelon'un güneyindeki kıyı bölgesine kadar uzandığı için Na'al Şiqma'nın da şüphesiz yararlı olduğu kanıtlandı.
Bu vadinin ve burada kurulan kasabaların merkezi olması daha sonra Romalıların (ve daha sonra Eusebius'un Onomasticon'unda) Eleutheropolis'i (Beit Jibrin = modern Bet Guvrin) bölge genelindeki kasabaların mesafelerini ölçmek ve konum belirlemek için bir referans noktası olarak seçilmesine yol açmıştır.
…
Demir Çağı'nda doğu-batı yolları, tepelik bölgeden Lachish ve Guvrin vadileri yoluyla iç kıyı ovasına kadar (yukarıda açıklanan) drenaj çağı modellerini takip ediyordu ve daha sonra batıya doğru Aşkelon'daki büyük ticaret merkezine doğru ilerledi.17
Askalan’ın doğusunda yer alan Jirben (Beit Cibrin) yerleşim yerinin modern adı Bet Guvrin’dir. Haritada her iki şehrin yeri gösterilmektedir.18 İsrail’in yüksek ovalık kesimlerinde yer alan Jirben ve çevresinde çok sayıda mağaranın bulunması dikkat çekicidir.
Jirben’de (Bet Gurvin) Mağaraların Özellikleri
Batı İsrail'deki Shephelah'ın güney kısmı, ülkenin diğer bölgelerine göre daha fazla sayıda mağara ve çukura sahiptir. En iyi bilinenleri Bet Guvrin köyü civarındadır ve aynı zamanda Shephelah'ın büyük bir kısmına da yayılmışlardır. (Şekil i).19
Shephelah’taki mağaralar marn kaplı yumuşak tebeşir yapıdadır. Mağaraların insan eliyle yapıldığı bilinmektedir.20, 21
Mağaralar yukarıdan aşağıya doğru çan şeklinde kazılarak oluşturulmuştur. Bu mağaralara girmenin tek yolu ipler yardımıyla üstteki açıklıktan aşağı inerek yapılabilir.22
Guvrin bölgesinin hem yakın çevresine hem de bitişik kıyı ovasına tebeşir taşı, alçı, kireç ve çimento gibi inşaat malzemeleri sağlayan bir taşocağı bölgesi olduğu bildirilmiştir.23 Süleyman peygamber döneminde büyük inşaat projelerinin yürütüldüğü bilinmektedir. Muhtemelen sayılan harç malzemeleri bu amaçla kullanılmıştır. Yine burada Jirben (Bet Gurvin) bölgesi insanlarının yoğun taşocağı faaliyetlerinde bulundukları sonucu karşımıza çıkıyor.
Neml kelimesinin bir başka anlamı da “çukur kazmak” demektir:
Neml Vadisi Halkı: Türkiye’deki “Peri Bacaları” gibi oyma, taş ve toprak içinde yaptıkları evlerde yaşayan halk. “Neml” sözcüğünün sözlük anlamlarından biri de çukur kazmaktır. Karınca evini toprağı kazarak yaptığı için bu isim ile adlandırılmıştır. … Bunlar mecâzi, müteşâbih anlatımlardır. Bir örnek de ülkemizden vereyim. “Sarıkanaryalar” sözcüğü “sarı renkli kanarya kuşlarını” ifade etmeyip bir “futbol takımını” ifade eder. Gazetelerde “sarıkanaryalar” yazısını okuyanlar bundan sarı renkli kuşları değil “futbolcuları” anlarlar.24
Bu insanların mağarayı oluşturmak için yeri kazmaları, ip yardımıyla mağaraya girip çıkmaları ve harç malzemelerini taşımaları neml sözcüğünün anlamına uymaktadır. Ayrıca karıncaya "nemle" adının, "geliş gidişte çokça hareket edip az duraklamasından, hafif yürümesinden, toplayıcılığından" dolayı verildiğini düşünecek olursak; söz konusu vadide yaşayan halkın yaşam biçimlerindeki benzerlikten dolayı karıncaya benzetildiği için bu isim ile adlandırılmıştır diyebiliriz. Yani yöre halkına karıncaların çalışkanlıklarına yakışır bir tanımlama yapılmıştır.
Neml Suresi 16-19. ayetlerde Süleyman peygamberin ordusu Nemle Vadisinden geçtiği bildirilir. Ordu yerleşim merkezinden geçerken kadın yönetici halkına zarar gelmemesi için insanları evlerine girmeye davet ediyor. Bu olayda herhangi bir olağanüstü bir durum yoktur. Hayatın normal akışı içerisinde gerçekleşen bir olgudur. Filistin çevresinde ve Kuzey Arabistan'da kadın yöneticilerin varlığı bilinmektedir.25
Kusursuzluk âlemlerin Rabbi Allah’a aittir.
Hakan KAYILI
30.11.2023
Kaynaklar:
1. Neml Suresi, İşte Kur’an
2. Yaqut, s.v. Bayt Jibrin (wadin yaz'umuna annahu wadial-Namla, etc.); Yaqut, s.v. Wadi al- Naml. Cf. Jahiz, Kitab al-hayawan, ed. ‘Abd al-Salam Harun (2nd ed.), Cairo, 1385/1965, ıv, 15-6.
3. The Estates of Amr B. Al-‘As in Palestine Notes on a New Negev Arabic, p. 35
4. https://palarchive.org/index.php/Detail/objects/216529/lang/en_US
5. https://en.wikipedia.org/wiki/Ashkelon
6. https://atlasislamica.com/valley-of-the-ants/
7. Sacred Place and Sacred Time in the Medieval Islamic Middle East A Historical Perspective p. 120
8. https://he.wikipedia.org/wiki/%D7%A0%D7%9E%D7%9C
9. East of Ashkelon the Setting and Settling of the Judean Lowlands in the Iron Age IIA p. 450
10. Iron and Copper Production at Iron Age Ashkelon, p.1
11. Iron and Copper Production at Iron Age Ashkelon, p.3
12. Iron and Copper Production at Iron Age Ashkelon, p.10
13. Iron and Copper Production at Iron Age Ashkelon, p.16
14. Dahası, Aşkelon'daki büyük liman, bazı yönlerden, ticari kaynaklarının çoğunu ovalarda ve doğusundaki iç bölgelerde bulunan bölgelerden alan büyük ölçekli bir antrepo olarak tüm tarihi dönemlerde hizmet verecek mükemmel bir konuma sahip gibi görünüyor. Şehir bir dizi dağıtım sisteminin merkezinde yer almaktadır - kuzeyinde Nahar Rubin ve Wadi Suqreir, güneyinde Wadi el-Hesi ve Wadi Ghazzeh (bkz. Stager 2001:627-28, şekil 31.2-31.3) — Kudüs'ten güneye uzanan dağ silsilesinden iniyorlar. Aksi takdirde rakip depolar haline gelebilecek güney kıyı ovası boyunca uzanan diğer büyük Demir Çağı belediyelerinin (örneğin Gazze, Aşdod) aksine, Aşkelon doğrudan Akdeniz'in kıyısında bir konuma sahipti ve bu nedenle muhtemelen güney kıyısına "tercih edilen" bir bölge olarak hâkim liman oldu."5
5Sumatra'nın güneydoğu kıyısının, Java adasının batı ucuna olan coğrafi yakınlığı nedeniyle elde ettiği eşsiz faydaları tanımlamak için "tercih edilen sahil" terimini kullanmıştır. -Sunda Boğazı Java Denizi'ni Hint Okyanusu'na bağlıyordu. Aşkelon ve Ekron'daki çanak çömleklerin tam olarak yayınlanmasından önce bile, bu iki bölgedeki seramik topluluklarının Aşdod'da zaten yayınlanmış olanlara benzemesi muhtemel görünüyor, ancak en azından dikkate değer bir istisna dışında: Aşkelon repertuvarı çok daha geniş bir yelpazeyi içeriyor gibi görünüyor. Demir II dönemi boyunca diğer Filistin başkentlerinden daha fazla ithalat yapıldı (bkz. Stager 1996:62-67; Gitin 1998:165). Bu durum şüphesiz Aşkelon'un uluslararası pazarlara açılan ana liman çıkış noktası olma rolünü yansıtıyor.
(East of Ashkelon The Setting and Settling of the Judean Lowlands in the Iron Age IIA, p. 450)
15. Güneydoğu Asya araştırmalarında özetlenen sözde "nehir ağı", Stager'ın analizinde "liman gücü ekonomik sistemi" haline geldi. Her iki konseptte de belirli bir bölgenin kıyı ovası ve hinterland vadileri, sonuçta küçük, dağlık köylerden oluşan yerel kümeleri yabancı ağlar aracılığıyla uluslararası ağlara bağlayan bir ticaret sürekliliğinin iki ucunu (iki karşıt ekonomik kutbu değil) Aşkelon gibi kıyı limanlarındaki ticaret noktalarını temsil eder. Dağlık bölgelerden kıyılara kadar iyi organize edilmiş, çok katmanlı bir değişim hiyerarşisi mevcuttu. Genel ağın merkezi, büyük ölçekli tüccarları ve uluslararası pazarlara erişimi olan deniz kenarındaki alışveriş merkezinde yer alırken, vadi ovalarında (veya Güneydoğu Asya'da birincil ve ikincil nehir kavşakları; Hall 1985:13, şekil 1), pazara dayalı aracıların yukarı vadi ve yayla kaynaklarından mal akışını aldıkları ve liman kentine doğru hareketlerini kolaylaştırdıkları önemli geçiş noktaları olarak hizmet ediyordu.
(East of Ashkelon The Setting and Settling of the Judean Lowlands in the Iron Age IIA, P. 449)
16. Dahası, El Halil ve Libna arasında, en azından bu yerlerin Levili şehirler arasında merkezi bir rol üstlendiği Birleşik Monarşi zamanından bu yana güçlü bir siyasi, kültürel ve dini bağın var olduğu görülüyor (bkz. Na'aman 1986:230-33). Ve isimlerini ya belirli Levili ailelerden almış ya da onlara vermiştir (örneğin, Sayılar 26:58). O halde, Demir I-II geçişiyle ve kesinlikle MÖ dokuzuncu yüzyılın başlarında, Yahuda'nın dağlık bölgeleri "büyük ölçüde yerleşik bir bölge" ve "daha kapsamlı bir yerleşim sisteminin parçası" haline geldi (Ofer 1994:105-6) ve Dağlık bölgenin en kalabalık bölümünden inen başlıca vadiler, sonuçta gelişen Lachish ve Tel Zayit ova bölgelerine ve ardından doğrudan kıyıdaki Aşkelon'a uzanıyordu.
(East of Ashkelon The Setting and Settling of the Judean Lowlands in the Iron Age IIA, p. 455)
17. East of Ashkelon The Setting and Settling of the Judean Lowlands in the Iron Age IIA, p. 452
18. The estates of ‘Amr B. Al-‘As in Palestine: Notes on a new negev arabic inscription, p. 36
19. Pits and Caves in the Shephelah of Israel compared with Similar Pits in East Anglia, p. 186
20. Caves and Ruins in the Beth Govrin Area p. 51;
21. Pits and Caves in the Shephelah of Israel compared with Similar Pits in East Anglia, p. 188)
22. Pits and Caves in the Shephelah of Israel compared with Similar Pits in East Anglia, p. 186
23. Pits and Caves in the Shephelah of Israel compared with Similar Pits in East Anglia, p. 191
24. https://www.istekuran.net/soru/suleyman-paygamberin-kuslarin-dilini-bilmesi/
25. Pre-Islamic Arab Queens, Nabia Abbott
Harita ve Resimler
Askalan ve Jibrin
Şekil 1. Çan şeklindeki iki mağaranın şematik kesiti
Şekil 2. Çan biçimli karma gruptan oluşan mağaraların kesiti
Bet Guvrin ve çevresine ait mağara haritası
Bet Guvrin karma grup mağara.
Bet Guvrin (Jibrin) mağaralar
Yorumlar -
Yorum Yaz