43Fatır Suresi 28-31
Hatalı Çevrilen Ayetler
43Fatır Suresi 28-31
Hatalı Çeviri:
28. İnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da yine böyle türlü renkte olanlar var. Kulları içinden ancak âlimler, Allah'tan (gereğince) korkar. Şüphesiz Allah, daima üstündür, çok bağışlayandır.
29. Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık sarfedenler, asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler.
30. Çünkü Allah, onların mükâfatlarını tam öder ve lütfundan onlara fazlasını da verir. Şüphesiz O, çok bağışlayan, şükrün karşılığını bol bol verendir.
31. Sana vahyettiğimiz kitap, kendinden öncekini (semavi kitapları) doğrulayıcı olarak gelen gerçektir. Allah, kullarının (her halinden) haberdardır, görendir.
Doğru Çeviri:
28İnsanlardan, diğer canlı varlıklardan ve davarlardan da böyle türlü türlü renkte olanlar vardır. Kulları arasında Allah'tan ancak bilginler saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperirler. Hiç şüphesiz Allah çok güçlüdür, çok bağışlayıcıdır.
29,30Hiç şüphesiz Allah'ın kitabını okuyan, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan ve ayakta tutan] ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden gizli ve açık olarak Allah yolunda harcama yapan/ yakınlarının nafakalarını temin eden şu kimseler, Allah, ödüllerini kendilerine tastamam versin ve armağanlarından kendilerine artırsın diye, kesinlikle batma ihtimali/ olasılığı olmayan bir ticareti umarlar. Hiç şüphesiz O, çok bağışlayıcı ve karşılık vericidir.
31Ve Bizim, Kitap'tan sana, sadece içinde konu edilenleri doğrulayıcı olarak vahyettiğimiz şey, hakkın ta kendisidir. Şüphe yok ki, Allah, kullarını hakkıyla bilen ve hakkıyla görendir.
29,30Hiç şüphesiz Allah'ın kitabını okuyan, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan ve ayakta tutan] ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden gizli ve açık olarak Allah yolunda harcama yapan/ yakınlarının nafakalarını temin eden şu kimseler, Allah, ödüllerini kendilerine tastamam versin ve armağanlarından kendilerine artırsın diye, kesinlikle batma ihtimali/ olasılığı olmayan bir ticareti umarlar. Hiç şüphesiz O, çok bağışlayıcı ve karşılık vericidir.
Bu ayetlerde müminlerin inançları gereği hangi amelleri sergiledikleri belirtilmiş, yaptıkları bu amellerin karşılığının Yüce Allah tarafından kendilerine tastamam, hatta daha da fazla olarak ödeneceği ve ayrıca bağışlanacakları bildirilmiştir.
* Artık inanan ve düzeltmeye yönelik işler yapan kimseler; Allah, onların ödüllerini tam verecek ve armağanlarından onlara fazlalıklar da bağışlayacaktır; kulluktan çekinip büyüklük taslayan kimseler de; onlara çok acıklı bir azapla azap edecektir. Onlar, kendileri için Allah'ın astlarından bir koruyucu, yol gösterici yakın ve bir iyi yardımcı bulamazlar. [Nisa/173]
* Allah'ın, yükseltilmesine, içersinde Kendi isminin anılmasına izin verdiği evlerde, devamlı olarak Kendisini arındıran öyle er kişiler vardır ki, ticaret ve alış-veriş onları, Allah'ı anmaktan, salâtı ikame etmekten [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaktan, ayakta tutmaktan] ve zekâtı/vergilerini vermekten alıkoymaz. Onlar, Allah, kendilerine işledikleri amellerin en güzeli ile karşılık versin ve kendilerine armağanlarından artırsın diye kalplerin ve gözlerin ters döndüğü bir günden korkarlar. Ve Allah, dilediği kişileri hesapsız rızıklandırır. [Nur/36-38]
İBADET VE GİZLİLİK
Müminlerin inançlarının gerektirdiği bir amel olan infak, ayette "gizli ve aşikâr" ifadesi ile nitelenmiş, böylece bu güzel davranışın her ortamda yapılması teşvik edilmiştir. Buna göre, infak eylemi uygun ortamda gizli, gizli yapılması mümkün olmayan ortamda da açıktan yapılmalıdır. Daha güzel olanı, infakın gizli yapılmasıdır.
Ayette "gizli" sözcüğü ile sadaka ve infakın, "aşikâr" sözcüğü ile de zekâtın kastedilmiş olduğu düşünülebilir. Çünkü zekât farz olduğu için açıktan verilse bile riya olmaz.
30. ayette müminlerin inanmaları ve salihatı işlemeleri "ticaret" sözcüğüyle ifade edilmiş ve Allah’a inanarak O’nun yolunda harcama yapan müminlerin durumu, elindeki sermayesini ticarete yatıran ve ümitle çalışarak ticaretinden kazanç uman bir tüccarın durumuna benzetilmiştir. Ancak insanlar arasında yapılan ticaret ile Allah ile kulları arasında yapılacak ticaret arasındaki fark özellikle vurgulanmıştır. Şöyle ki: İnsanlar arasında yapılan ticari işlemlerde kazanç da, zarar ve iflâs da mümkün iken, müminin Allah ile yaptığı ticarette zarar asla söz konusu olmayacaktır. Çünkü müminler Allah yolunda sarf ettikleri malın, vaktin ve meşakkatin karşılığını Allah katında fazlasıyla bulacaklardır.
"Ticaret" sözcüğü, Kur’an’da bazen olumlu, bazen de olumsuz durumlar için kullanılmıştır. Tövbe/111, Saff 10, 11 ve Bakara 16’da görülebilir.
30. ayetin sonundaki "Hiç şüphesiz O, çok bağışlayıcı ve karşılık vericidir" ifadesi, Allah’ın, küçük hatalar yapan iyi kullarının bu hatalarını affedeceğini ve yaptıkları güzel davranışların da değerini arttıracağını anlatmaktadır.
31Ve Bizim, Kitap'tan sana, sadece içinde konu edilenleri doğrulayıcı olarak vahyettiğimiz şey, hakkın ta kendisidir. Şüphe yok ki, Allah, kullarını hakkıyla bilen ve hakkıyla görendir.
Bu ayette Kur’an’ın kendisinden önceki kitapları doğrulayan bir Hakk olduğu belirtilerek dikkatler tekrar Kur’an’a çekilmiştir. O, kesinlikle uydurma, yalan, düzmece bir kitap değildir. Kullarını en iyi bilen ve tanıyan Allah tarafından, kullarının mizaçlarına göre en uygun yasalarla dolu olarak gönderilmiştir.*
*İşte Kuran, Fatır Suresi
Yorumlar -
Yorum Yaz