52Hud Suresi 84-95
Hatalı Çevrilen Ayetler
52Hud Suresi 84-95
Hatalı Çeviri:
84. Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin! Sizin için ondan başka tanrı yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Zira ben sizi hayır (ve bolluk) içinde görüyorum. Ve ben, gerçekten sizin için kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum.
85. Ve ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adaletle yapın; insanlara eşyalarını eksik vermeyin; yeryüzünde bozguncular olarak dolaşmayın.
86. Eğer mümin iseniz Allah'ın (helâlinden) bıraktığı (kâr) sizin için daha hayırlıdır. Ben üzerinize bir bekçi değilim.
87. Dediler ki: Ey Şuayb! Babalarımızın taptıklarını (putları), yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmayı terketmemizi sana namazın mı emrediyor? Oysa sen yumuşak huylu ve çok akıllısın!
88. Dedi ki: Ey kavmim! Eğer benim, Rabbim tarafından (verilmiş) apaçık bir delilim varsa ve O bana tarafından güzel bir rızık vermişse buna ne dersiniz? Size yasak ettiğim şeylerin aksini yaparak size aykırı davranmak istemiyorum. Ben sadece gücümün yettiği kadar ıslah etmek istiyorum. Fakat başarmam ancak Allah'ın yardımı iledir. Yalnız O'na dayandım ve yalnız O'na döneceğim.
89. Ey kavmim! Sakın bana karşı düşmanlığınız, Nuh kavminin veya Hûd kavminin, yahut Sâlih kavminin başlarına gelenler gibi size de bir musibet getirmesin! Lût kavmi de sizden uzak değildir.
90. Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin. Muhakkak ki Rabbim çok merhametlidir, (müminleri) çok sever.
91. Dediler ki: Ey Şuayb! Söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve içimizde seni cidden zayıf (âciz) görüyoruz! Eğer kabilen olmasa, seni mutlaka taşlayarak öldürürüz. Sen bizden üstün değilsin.
92. (Şuayb:) «Ey kavmim dedi, size göre benim kabilem Allah'tan daha mı güçlü ve değerli ki, onu (Allah'ın emirlerini) arkanıza atıp unuttunuz. Şüphesiz ki Rabbim yapmakta olduklarınızı çepeçevre kuşatıcıdır.
93. Ey kavmim! Elinizden geleni yapın! Ben de yapacağım! Kendisini rezil edecek azabın geleceği şahsın ve yalancının kim olduğunu yakında öğreneceksiniz! Bekleyin! Ben de sizinle beraber beklemekteyim.»
94. Emrimiz gelince, Şuayb'ı ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık; zulmedenleri ise korkunç bir gürültü yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
95. Sanki orada hiç barınmamışlardı. Biliniz ki, Semûd kavmi (Allah'ın rahmetinden) uzak olduğu gibi Medyen kavmi de uzak oldu.
Doğru Çeviri:
84-86Medyen'e de kardeşleri Şu‘ayb'ı elçi gönderdik. Şu‘ayb: “Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. Sizin için O'ndan başka ilâh yoktur. Ölçeği ve teraziyi eksik tutmayın. Şüphesiz ben sizi hayır ile görüyorum. Ve ben kuşatacak bir günün azabından sizin için korkuyorum. Ve ey toplumum! Ölçerken ve tartarken hakkaniyeti yerine getirin. İnsanların eşyalarını eksiltmeyin ve yeryüzünde kargaşacılar olarak fenalık etmeyin. Eğer mü’min iseniz, Allah'ın bıraktığı/helâlinden size ihsan ettiği kâr, sizin için daha hayırlıdır. Ve ben sizin üzerinize bir koruyucu değilim” dedi.
87Onlar dediler ki: “Ey Şu‘ayb! Atalarımızın taptıklarını veya mallarımızda dilediğimizi yapmayı terk etmeyi sana senin salâtın mı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmayı içeren dinin mi] emrediyor? Şüphesiz sen yumuşak huylusun ve aklı başında bir adamsın.”
88-90Şu‘ayb: “Ey toplumum! Hiç düşündünüz mü? Şâyet ben, Rabbimden bir delil üzerinde bulunuyorsam ve şâyet O, bana Kendi katından güzel bir rızık ihsan etmişse!? Ve Ben, size karşı çıkmakla sizi menettiğim şeylere kendim düşmek istemiyorum. Ben, sadece gücümün yettiği kadar ıslah etmeyi istiyorum. Başarıya ulaşabilmem de ancak Allah iledir. Ben, yalnızca O'na işin sonucunu havale ettim ve ancak O'na yönelirim. Ve ey toplumum! Bana karşı gelmeniz sakın sizi, Nûh toplumunun veya Hûd toplumunun veya Sâlih toplumunun başlarına gelen musibetler gibi bir musibete uğratmasın. Ve Lût toplumu sizden pek uzak değildir; onlarla sizin inanış ve davranışınız aynıdır/ Lut toplumu, hakkında yeterli bilgiye sahip olduğunuz bir toplumdur. Ve Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Şüphesiz ki, benim Rabbim çok merhametlidir, çok sevendir” dedi.
91Şu‘ayb'ın toplumu dediler ki: “Ey Şu‘ayb! Biz senin söylediklerinin çoğunu iyice anlamıyoruz. Seni içimizde çok zayıf olarak görüyoruz. Eğer senin akrabaların/ taraftarların olmasaydı kesinlikle seni taşa tutar öldürürdük. Ve senin bize karşı hiçbir üstün gücün/galip gelecek durumun yoktur.”
92,93Şu‘ayb: “Ey toplumum! Benim akrabalarım/taraftarlarım size karşı Allah'tan daha mı güçlü/değerli? Ve Allah'ı arkanıza atılmış bir şey edindiniz. Şüphesiz ki, Rabbim bütün yaptıklarınızı çepeçevre kuşatıcıdır. Ve ey toplumum! Var gücünüzle yapacağınız ne varsa yapın! Şüphesiz ben yapanım. Perişan edecek azabın kime geleceğini ve yalancının kim olduğunu yakında bileceksiniz. Gözetleyiniz, şüphesiz ben sizinle beraber gözetleyiciyim” dedi.
94Ve ne zaman ki, emrimiz geldi, Şu‘ayb'ı ve o'nunla birlikte inanmış olan kişileri, tarafımızdan bir rahmet ile kurtardık. Ve şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan o kişileri korkunç bir gürültü yakaladı da yurtlarında çöküp kaldılar. 95Sanki onlar orada zengince hiç yaşamadılar. Haberiniz olsun! Semûd toplumu nasıl uzaklaştı ise Medyen'e de öyle kahrolmak/tarihten silinmek vardır.
Şuayb peygamber ile Medyen halkı arasında geçen olayların anlatıldığı bu bölümde, Medyen halkının inanç ve ekonomik düzen itibariyle yanlış bir yol üzerinde bulundukları, Allah ve elçi tanımadıkları, geçimlerini temin ederken haksız kazanç peşinde koşup haram lokma yedikleri vurgulanmaktadır.
Karşılıklı konuşma şeklinde nakledilen kıssadan anlaşıldığına göre, Medyen’e elçi olarak gönderilen Şuayb peygamber, kendi kavmi ile -peygamberimizle Mekkeli müşrikler arasındakine benzer- uzun bir mücadeleye girişmiştir. Bu mücadelede kavmini Allah’a kulluğa davet etmiş, onlara adaletli olmak, ölçüde tartıda dürüst davranmak, hakkaniyetli olmak, yapageldikleri yanlışlar için af dilemek gibi erdemli davranışları tavsiye etmiş, aksi hâlde belâya çarptırılacaklarını haber vererek uyarılarda bulunmuştur. Kıssada inançsızlıkla beraber ekonomik ve sosyal bozuklukların da dile getirilmiş olmasından, şirkin de, adaletsiz bir ekonomik düzenin de toplumların çöküşlerini oluşturan ana dinamikler arasında bulunduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki, Meyden toplumu Şuayb peygamberin bu konudaki hiçbir düzeltici uyarısını dinlememiş, bu nedenle de Yunus/49’da açıklandığı gibi, çöküşün ertelenmesi mümkün olmamıştır.
Şuayb peygamberin elçi gönderildiği kavmin "Medyen" ismiyle anılması konusunda iki görüş vardır. Birinci görüşe göre, Medyenliler İbrahim peygamberin oğlu Medyen'in soyundandırlar ve bu sebeple onlara "Medyenoğulları" anlamında "Medyen" denilmiştir. İkinci görüşe göre ise "Medyen" bir şehrin adıdır; içinde yaşayan halk da şehrin adına nispetle "Medyen" olarak anılmıştır.
87. ayette geçen "Mallarımız konusunda dilediğimizi yapmayı terk etmemizi sana salâtın mı emrediyor?" ifadesindeki "salat" sözcüğü "din"i temsil etmektedir. Tıpkı "yüz" ifadesinin bedenin tümünü, "yüz" fotoğrafının da insanın kimliğini temsil etmesi gibi, sosyal yardım inancı ve ameli olan "salât" da "din"in sosyal ve bireysel hayata yansıyan en önemli özelliğidir. Aynı ayette Medyen halkının ağzından verilen "Şüphesiz sen yumuşak huylusun ve aklı başında bir adamsın" ifadesi ise ya "Sen kendini yumuşak huylu, aklı başında biri sanıyorsun" anlamındadır, ya da Şuayb peygamberle alay etmek için söyledikleri bir sözdür.
Şuayb peygamberin kıssası diğer surelerde (A’raf/85-93, Şuara/176-191) de yer almıştır.*
*İşte Kuran, Hud Suresi
Yorumlar -
Yorum Yaz