55Enam Suresi 33-37
Hatalı Çevrilen Ayetler
55Enam Suresi 33-37
Hatalı Çeviri:
33. Onların söylediklerinin hakikaten seni üzmekte olduğunu biliyoruz. Aslında onlar seni yalanlamıyorlar, fakat o zalimler açıkça Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar.
34. Andolsun ki senden önceki peygamberler de yalanlanmıştı. Onlar, yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler, sonunda yardımımız onlara yetişti. Allah'ın kelimelerini (kanunlarını) değiştirebilecek hiçbir kimse yoktur. Muhakkak ki peygamberlerin haberlerinden bazısı sana da geldi.
35. Eğer onların yüz çevirmesi sana ağır geldi ise, yapabilirsen yerin içine inebileceğin bir tünel ya da göğe çıkabileceğin bir merdiven ara ki onlara bir mucize getiresin! Allah dileseydi, elbette onları hidayet üzerinde toplayıp birleştirirdi, o halde sakın cahillerden olma!
36. Ancak (samimiyetle) dinleyenler daveti kabul eder. Ölülere gelince, Allah onları diriltecek, sonra da O'na döndürülecekler.
37. O'na Rabbinden bir mucize indirilseydi ya! dediler. De ki: Şüphesiz Allah mucize indirmeye kadirdir. Fakat onların çoğu bilmezler.
Doğru Çeviri:
33Biz onların söylediklerinin seni kesinlikle üzdüğünü elbette biliyoruz. Ama onlar aslında seni yalanlamıyorlar; ama şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan o kimseler Allah'ın âyetlerini bile bile reddediyorlar.
34Ve elbette ki senden önce de elçiler yalanlanmıştı da kendilerine yardımımız gelinceye kadar yalanlanmaya ve eziyet olunmaya sabretmişlerdi. Ve Allah'ın sözlerini değiştirecek hiçbir kimse yoktur. Hiç şüphesiz ki, sana, elçilerin haberlerinden bir kısmı gelmiştir de.
35Ve eğer onların mesafeli durmaları sana ağır geldiyse, haydi gücün yetiyorsa yerin içinde bir delik, ya da gökte bir merdiven ara da onlara bir alâmet/gösterge getir! Allah dileseydi, kesinlikle onları doğru yol kılavuzu üzerinde toplardı. O hâlde sakın cahillerden olma!
36Ancak dinleyenler karşılık verir. Ölüleri; onları da Allah diriltir. Sonra yalnızca O'na döndürülürler.
37Ve onlar dediler ki: “Ona Rabbinden bir alâmet/gösterge indirilmeli değil miydi?” De ki: “Şüphesiz ki, Allah bir alâmet/gösterge indirmeye güç yetirendir, fakat onların çoğu bilmezler.”
Peygamberimizin muhatap alınıp teselli edildiği bu ayetlerde birçok hakikat ortaya konmuştur:
BİRİNCİ HAKİKAT: MÜŞRİKLERİN UĞRAŞTIKLARI PEYGAMBER DEĞİL, ALLAH’TIR.
Kendisine elçilik görevi verilip Allah'ın vahyettiklerini okumaya başlamadan önce peygamberimizin herkes tarafından doğru ve dürüst bir insan olarak kabul edildiği tarihî belgelerle sabittir. Böyle olmasına rağmen Allah'ın mesajını tebliğe başladığı andan itibaren müşriklerin yalanlamaları ve yıkıcı muhalefeti ile karşılaşmış ancak hiç kimse onu yalancılıkla, sahtekârlıkla suçlamaya cüret edememiştir. En azılı düşmanları bile onu dünyevî bir konuda yalan söylemekle töhmet altına alamamıştır. Ona hep "Biz sana yalancı demiyoruz, fakat ileri sürdüğün şeye sahte diyoruz" demişlerdir.
Müşriklerin bu yıkıcı muhalefetine karşı Yüce Allah 33. ayette onu teselli etmiş ve sanki şöyle demiştir: "Yalancı olarak reddettikleri sen değilsin, onlar Bizim mesajımızı reddediyorlar. Biz her şeye sabreder ve onlara süre üstüne süre verirken, sen ne diye kaygılanıyorsun?"
Peygamberimizin kendisine hakk geldikten sonra yalanlandığını bildiren bir başka ayet de, hatırlanacağı gibi, Kaf suresinin şu ayeti idi:
* Aksine, gerçek kendilerine geldiği zaman onu yalanladılar, onun için onlar karmakarışık bir iş içindedirler. [Kaf/5]
Kaf Suresi’nin bu ayetini tahlil ederken "Hakk" kavramını da irdelemiş, bu kavramın ve müşriklerin içinde olduğu "Karmakarışık İş"in ne olduğu konusunda ayrıntılı açıklamalarda bulunmuştuk. Konunun öneminden dolayı ilgili bölümün yeniden okunmasını öneriyoruz.
İKİNCİ HAKİKAT: MÜŞRİKLER ELÇİLERİ HER ZAMAN YALANLAMIŞLARDIR.
* Ve eğer onlar seni yalanlıyorlarsa, kesinlikle senden önce de elçiler yalanlanmıştı. Ve işler yalnızca Allah'a döndürülür. [Fatır/4]
* Eğer şimdi seni yalanladılarsa, bil ki senden önce açık deliller, sayfalar ve aydınlatıcı kitap ile gelen elçiler de yalanlanmıştı. [Âl-i Imran/184]
ÜÇÜNCÜ HAKİKAT: ELÇİLER HEP SABIRLI DAVRANMIŞ, ALLAH DA HEPSİNE YARDIM ETMİŞTİR.
Sabır, Allah ile beraber olmanın en önemli göstergesidir. Allah’tan yardım görmek sabırlı olmakla mümkündür. Bu sebeple Yüce Allah peygamberimize hem sabırlı olması için emirler vermiş, hem de kendisine yardım edeceğini bildirmiştir:
* Artık onların söylediklerine sabret, hoşnutluğa erebilmen için güneşin doğuşundan önce de batışından önce de Rabbinin övgüsü ile birlikte Allah'ı tanıt/noksanlıklardan uzak olduğunu öğret! Gecenin bazı saatleriyle gündüzün iki ucunda da Allah'ı tanıt/noksanlıklardan uzak olduğunu öğret! [Ta Ha/130]
* Şimdi sen sabırlı ol. Şüphesiz Allah'ın vaadi haktır. Sakın kesin inanmamış kimseler, seni hafifleştirmesinler. [Rum/60]
* Sen onların dediklerine sabret ve güçlerin sahibi kulumuz Dâvûd'u hatırla. Şüphesiz o, Rabbine çokça dönendi. [Sad/17]
Ve Ahkâf/35, Tur/48, Müzzemmil/10, Kalem/48, Bakara/153, Mümin/51, Saffat/171-173, Mücadele/21.
DÖRDÜNCÜ HAKİKAT: KÂFİRLERİ ANCAK ALLAH MÜMİN YAPABİLECEĞİNDEN, ELÇİLERİN SIKILIP ÜZÜLMELERİNE GEREK YOKTUR.
* Onlar; Kur’ân'ı sihir, şiir, esatir (mitolojik söylentiler), uydurulmuş söz gibi birtakım parçalar, kötü sözler kabul eden kimseler, iman edenler olmuyorlar diye sen kendini yıkıma uğratacaksın! [Şuara/3]
* Sonra da sen onlar bu Kur’ân'a inanmazlarsa, onların yaptıklarından dolayı, üzüntüden neredeyse kendini harap edeceksin! [Kehf/6]
BEŞİNCİ HAKİKAT: ELÇİLERİN MUCİZE YARATMALARI MÜMKÜN DEĞİLDİR.
* Andolsun ki Biz senden önce de peygamberler gönderdik. Onlara da eşler ve nesil [oğlan-kız çocuklar] verdik. Hiçbir peygamber için Allah'ın izni/bilgisi olmadan herhangi bir alâmet/gösterge getirmek de yoktur. Her süre sonu için bir yazı vardır. [Ra'd/38]
ALTINCI HAKİKAT: DAVETE ANCAK VAHYE KULAK VERENLER İCABET EDER.
YEDİNCİ HAKİKAT: İNSANLARI İNANIP İNANMAMA KONUSUNDA ÖZGÜR BIRAKAN ALLAH’TIR. ÖLÜLERİ DE SADECE ALLAH DİRİLTİR.*
*İşte Kuran, Enam Suresi
Yorumlar -
Yorum Yaz